Yükleniyor . . .

"BEN" DUYGUSU

"BEN" DUYGUSU 

Beni hiç anlamıyor! Evlilikte ve uzun süreli ilişkilerde özellikle de aynı ev paylaşılıyorsa, bireysel istekler belli bir zamandan sonra eşler tarafından kulak arkası edildiği için bir süre sonra ön plana çıkabiliyor. Eğer eşlerden biri kendi isteklerini ve kendi düzenini karşı tarafa dayatıyor ise gerçekten işler değişebiliyor. Bunun yansımalarını da beraber yapılacak programlarda kendini belli ediyor. Çünkü eşlerden biri mutsuz ve artık fark edilmek istiyor. İnsan kendi varlığını ifade edemediği hiçbir ortamda uzun süre duramıyorken, ilişkilerde bu büyük bir yara olabiliyor. Kendini engellenmiş hisseden taraf mutlaka önüne gelen gündeme göre de tepkisini ortaya koyuyor. Daha önce uyumlu olduğu konularda daha çekimser ve mesafeli davranırken, sadece kendi isteklerinden bahsetmeye başlıyor. “Ben, o tatili yapmak istiyorum, ben evin eşyalarını değiştirmek istiyorum, hafta sonları onun ailesiyle vakit geçirmek istemiyorum” gibi listemiz uzayıp gider. Ne zaman ki bir ilişkide “Ben” duygusu ön plana geçer o zaman ilişkinizin tehlikeye girdiğini düşünebilirsiniz.

Hiç mi “Ben” demeyeceğiz?

Tabii ki diyeceksiniz, kendi duygularınızı hiçe sayın, yokmuş gibi yaşayın diyemez kimse size. Ancak sevmenin önemini, onu düşündüğünüz günleri unutmamaya çalışın. İlişkinizi iki kişi yaşıyorsunuz o yüzden de her ikinizin de isteklerinde ortak noktayı bulmaya çalışmalısınız.    Bazı zamanlarda eşinizin ya da sizin problemleriniz ön plana çıkabilir. Kimi zaman daha çok fedakârlık yapmanız gerekebilir. Ancak bu fedakârlıklar tek bir kişinin omuzlarına binmemeli. İlişkide dengeyi bulmak çok önemli! Dengenin kaçtığını düşündüğünüzde ise eşinizi farklı sorumluluk yükleyerek dengelemeyi çalışmalı ya da minnettarlığınızı göstererek yorgunluğunuzu belirtmelisiniz. Unutmayın önce minnettarlık. 

İlişiklerde bitmeyen en temel duygu çiftlerin birbirine minnettarlığı. Bu duygunun ilişkininin içinde geliştirilmesi, sözel bile olsa! Kişiler birbirlerine kendini iyi hissettirirken, güven veren bir duygunun da zeminini oluşturuyor. Sert havayı dağıtan duygu, iletişimi kolaylaştırırken konuşma konusunda başarısız çiftler arasında da buzları eritiyor ve şifacı görevi görüyor. Ayrıca ilişkide kişiye aldatılma korkusunun oluşmasını da engelliyor. Çiftler birbirinden çok şey öğrendiğini kabul etmemesi uzun vadede büyük bir probleme dönüşürken, minnettarlık duygusunun gelişmesi rekabet duygusunun gelişmesini önlüyor.  

Üçüncü insanlar…

Her insan, dertlerini paylaşacak birini arar. Çünkü acılar, paylaşınca hafifler. İnsan, insanın derdine ortaktır, biliyorum. Ancak bunun da bir sınırı olduğunu unutmayın. Birlikte olduğunuz kişiyi daha iyi anlamak için üçüncü insanların fikirlerine ihtiyaç duyabilirsiniz. Ama sorunlarınızı üçüncü kişilerin sizin kadar iyi anlayacağını düşünmeyin. Elbette, atalarımızın da dediği gibi, akıl akıldan üstündür ama ilişkiler iki kişiliktir. Siz başınızdan geçenleri, bir üçüncü kişiye ne kadar anlatırsanız anlatın, sizi bir yere kadar anlayacak ve yorum yapacaktır. Söyleyecekleri de sizin yorumlarınız üzerinden, yani tek yanlı olacaktır. İçinizi dökmek, ailenizle ya da arkadaşlarınızla paylaşımlarda bulunmanın önemini es geçmeyin ama hayatınızı kimsenin değer yargılarına göre şekillendirmeyin.  Bu hayat sizin! İlişkiden beklentileriniz kimseyle aynı olmayabilir. İnsanlar sizi nasıl etkiliyor, düşünün. Eşinizden, sevgilinizden talep ettiğiniz konu gerçekten sizin isteğiniz mi yoksa üçüncü insanların fikri mi?

Metot: Kendinizi geliştirirken eşinizin de gelişimine yardımcı olun. Öğrenirken, öğretin onun öğrendiklerinden çıkarımlar yapın ama gelecekte karşısına geçip yüzüne vurmak için değil.   Öğrendiklerini benzer olaylarda kullanıp kullanmadığını gözlemlemek için. Unutmayın, bazıları sizin gibi sorun çözme şeklinde bir sonuç çıkarmaz. Bu da bazı insanların aynı sorunu en az 3 kere yasabileceğini işaret eder.

Özgürleşin!

Beklentilerinizin size ait olup olmadığından kesinlikle emin olun. Zihninizi boşaltın. Kendi kendinize kalın ve “Ben ne istiyorum” sorusunu sorun, sonra “Biz ne istiyoruz” sorusunu. Düşünün… Sonrasında eşinizle açık bir şekilde isteklerinizi paylaşın.  Konuşurken yönlendirme ve baskı yapmamaya özen gösterin. Aksi takdirde sizin yönlendirmeleriniz ile iş çözülmüş olacak ve eşiniz yine kendine dayatılmış bir konuyu önüne getirdiğinizi düşünecek.

İkna etmenin püf noktaları:

Öncelikle eşinizle konuşmaya başlamadan önce doğru zaman olup olmadığından emin olun. Eğer yorgun, gergin bir ruh haline sahipse ya da uzun zamandır işi ile ilgili çözemediği bir problem var ise yapacağınız konuşmayı daha doğru bir zamana erteleyin. Konuşurken, kararlı olduğunuzu gösterin, birden fazla alternatif sunup kararsızmış gibi davranmayın. Onun düşüncelerini sabırla, sonuna kadar dinleyin, söyledikleri olumsuz olsa da, sizi suçlasa da, öfkeli de olsa… Çünkü öfke de bir sonra dinecektir, bekleyin. Öyle ki, konuşmanız bittiğinde kendini suçlasın. Siz onu açık açık suçlamayın, hataları olduğunu biliyorsanız susun, yeterince susarsanız bir süre sonra kendi hatalarını kendisi bulacaktır. Konuşma üslubunuza dikkat edin. Ona, isteklerinizi yapmaya mecbur olduğu gibi bir izlenim vermeyin. Aşağıdaki cümle kalıplarını kullanmaya özen gösterin.

  • Seninle konuşmak istediğim bir konu var...
  • Uzun süredir bunun hakkında düşünüyorum…
  • Fikirlerimi önemsediğin için teşekkür ederim.
  • İstersen…
  • Senin de hoşuna giderse…
  • İkimiz için de daha iyi olur diye düşündüm, sen ne düşünüyorsun?
  • Senin fikirlerine güveniyorum. Çoğu zaman doğru tespitler yapıyorsun. (Gururunu okşayın)
  •  Bir kraliçe gibi düşünün ama bir prenses gibi davranın.

 

Evliliklerin uzun süre sürmesinin en büyük sırrı uzlaşma. Birlikteliklerinde mutlu olan kişilerin genellikle beklentileri daha gerçekçi oluyor. Taleplerinizin gerçekçi olup olmadığını tespit edin.  Eşinizin alışkanlıkları ve ya ailesi gibi konuları gündeminizin asli konusu ise burada siz de gerçekçi olun ve sorunları çözmek için kendinize de eşinize de zaman verin.  Böyle hassas dönemlerde acele etmek çok tehlikeli konuşmalara götürebileceği gibi birbirinize yaklaşımınız tam tersi bir sonuç da götürebilir.  Kendinizi anlarken içinde bulunduğunuz maddi ve manevi durumu göz ardı etmeyin. Unutmayın iyiyi gerçekleştirmek mutluluğun formülünü bulmak değildir. Kendinizi ifade edebildiğiniz bir ilişkinin içinde olmak hayat boyu sürecek bir mutluluktur.  Eşinizden, birlikteliğinizden ve sevdiğiniz kişiden beklentileriniz ulaşılabilir olsun, tıpkı mutluluğunuz gibi…

  • Sakin tavrınızı koruyabilirseniz kazanan siz olabilirsiniz.
  • ‘’ Hep sen haklısın. ‘’  cümlesi yerine ‘’ Seni anlıyorum. ‘’ lu cümleler kurup diyalogunuzu devam ettirebilirsiniz. Merakınıza yenilip sizin olmadığınız zamanlarında ne yaptığını sorgulamanız ters tepki vermesine neden olacaktır.
  • Güven duygusu herkes için önem taşır. Birlikte olduğunuz kişinin kaygılarını hafifletmeyi deneyin.
  • Cesaretli ve kararlı tutumunuz onu ikna etmenize yardımcı olacaktır. Eğer gerçekten istiyorsanız pes etmeyin.
  • Yaşananlar karşısında sizi eleştirmeye devam edebilir hatta belki de ardı arkası kesilmeyecektir. Anlayışlı ve detaycı tarafınızı ona göstermeli, ani yükselişlerini es geçmelisiniz.
  • Kendi isteklerinizi yumuşatarak konuşmanız,  sınırlarına müdahale etmemeniz çok önemlidir.
  • Üzüntünüzü dürüst, samimi  bir şekilde anlatan cümleler kullanmalı ve kendinizi anlatmalısınız. İkna etmenizi zor olsa dahi, yaşanan olayları zamana yayarak bir süre sonra size kapılarını açabilir.
  • Birlikte olduğunuz kişi geçmişten bugüne yaşanan tüm sorunları tekrar karşınıza getirip sizi zorlayabilir. Bu durum karşısında sabrınızı kaybetmemelisiniz.
  • Tekrar ilişkiye başlamak adına onun için yapacağınız fedakârlıkları görmek isteyebilir. İsteklerini göz ardı etmeyin.
  • En önemlisi ise sevgilinizin size geri dönmek ve ilişkinize devam etmek isteyip istemediğini net bir şekilde görmeye çalışın. Aksi takdirde siz ne yaparsanız yapın karşı taraf iletişime kapalı ise sizin için daha büyük bir yıkım olabilir.

Kalbinizle konuşun,  en doğruyu o bilecektir.

Astrolog Zeynep Turan

03.03.2017

Zeynep Turan
Hakkında
Astroloji bir yol haritasıdır. Hayatınızla ilgili keskin bir viraj aldığınızı düşünüyor olabilirsiniz. Peki, o zaman size bir soru; İçinde bulunduğunuz dönemin hayatınızdaki en zor dönem olduğuna nasıl karar veriyorsunuz? Astroloji bunları yıl yıl cevaplıyor! Zeynep Turan; doğum haritanızda yani horoscope haritanızda, size özel olayları anlatırken, olayları nasıl yöneteceğinize dair danışmanlık da veriyor…Siz doğum bilgilerinizi veriyorsunuz, Zeynep Turan doğum anınızdaki gezegen konumlarından hayatınızda neyin öne çıktığını anlatıyor.
Yükselenini Hesapla
2023 Karar
Gezegen hareketleri 2023’ün seçilmiş bir yıl olduğunu iddia ediyor...