BİZ DAHA NE GÖRECEĞİZ?
Biz daha ne göreceğiz? Neler göreceğiz neler... Sorguluyorsunuz, öyle değil mi? Hem de en temelden inandığınız konuları sorguluyorsunuz. Haklısınız, nasıl sorgulamayız? 2016 yılında yaşamadığımız kalmadığını düşünüyorsunuz. Halbuki o kadar çok şey var ki… Aslında arka planda daha göremediğimiz o kadar büyük olaylar var ki… Gökyüzünün deyimi ile her köşede bir transit var. O halde gelin, bizzat gök kubbenin dilinden anlayan biri olarak, bizim kişisel hayatlarımızda ve en önemlisi de bir şekilde bağlı olduğumuz sistemde neler olacağını birlikte bakalım. Anlatmaya başlamadan önce mutlaka kendinize zaman ayırın ve yazının sonundaki linkleri tıklayarak onları da okuyun. Çünkü gökyüzünün fırtına öncesi sessizliği bize çok şey anlatmıştı aslında…
Gökyüzü Geriliyor!
Geri sayım başladı!
Yılın başından bu yana süregelen bazı gezegenlerin geri hareketleri sona ererken, yerine yenilerini bırakıyor. Önümüzdeki 6 ay içerisinde bizleri nelerin beklediğine dair belirleyici olacak 3 kardinal gezegen bir de rutin Merkür geri hareketinden bahsedeceğim size az sonra. Fakat şunu da belirtmekte fayda var; bu sefer çok tanıdığınız ama daha önce hiç yaşamadığınız süreçler olacak az sonra bahsedeceklerim. Son yıllarda yaklaşık aynı dönemlerinde retroya giren gezegenleri konuşacağız. Ama bu seferki olaylar hepimizin hayatında adeta derbi gibi geçeceğini ve toplum içinde endişenin hâkim olduğu ve öfke kontrolünün sağlanamadığı olayların habercisi olacağını işaret ediyor. Ek olarak gündemdeki popüler olmayan ama dünyayı kasıp kavuracak, gelişmekte olan toplumlara kafasına vura vura bir şeyler öğretecek olayları temsil ediyor… Burada esas önemli olan bu gezegenlerin yaptıkları transitler… Bu yüzden bu tarihleri mutlaka bir kenara not almanızı öneririm.
PLÜTON RETROSU (18 NİSAN- 26 EYLÜL)
Yer Altının Efendisi Plüton!
Hani diyoruz bilmediklerimizi gün yüzüne çıkaran, sır düşmanı. O kadar basit değil aslında. Bilsek te bize hiçbir hayrının dokunmayacağı hatta bir de ortalığı alt üst eden, “yerinde kalsaydı iyiydi” dediklerimizi ortaya çıkaran Zodyak aleminin fitne fücur gezegeni. Eylül ayına kadar geri hareketine devam edecek Plüton bakalım gündemimize neleri taşıyacak;
Yüzleşiyoruz ama istemeyerek. Kirli çamaşırlarımızı bir bir ortaya saçan Plüton geri hareketi, bir de kendimize bir türlü itiraf edemediklerimizle bizi baş başa bırakıyor. “Artık alıştım” lafını kabul etmiyor zat-ı muhterem. Eylül ayına kadar içinizde fırtınalar kopacak. İçinizin sinmediğine, “zamanla geçer” deyip gömdüklerinizi gün yüzüne çıkarıp dibine kadar yaşayacaksınız.
Plüton, ağır hareket eden bir gezegendir. Yani geri hareketi de öyle Merkür’e benzemez. Bu yüzden bireyselden ziyade toplumsal çapta etkilere sahiptir. 2008’den öncesi ile şimdiyi bir kıyaslayın. Bu yüzden Plüton önümüzdeki günlerde ekonomiyi, ticareti, özelikle siyaseti ve kurulu düzen dediğimiz her alanda yarattığı reformlarla geri hareketi ile önümüzdeki günlerde fırtınalar estirebilir. Bu alanlarda “oldu bitti”ye gelen olayların, şimdi bunların sonuçlarına ağır ağır tecrübe edeceğimiz günlerdeyiz. Plüton, Dünya da birçok ülkeyi farklı farklı etkilerken, Türkiye’nin haritasında yükselen burcunun tam karşında hareket ediyor. Bu da ülkece yüzleşmekten korktuğumuz, daha önce kabul etmediğimiz veya sistemde tüm kirli işlerin ifşa olacağını işaret ediyor.
Plüton Merkür’e benzemez!
Bu yüzden yer altının kralı, sistemi yöneten saygın dev kurumların ağır tramvaylardan geçeceğini işaret ediyor. Sizin anlayacağınız ‘benim’ diyen yöneticilerin koltukları sallanabilir bu süreçte. Aynı Plüton 2009’dan bu yana birçok yasal olmayan örgütün ne yaptığını anlamamız için elinden geleni yaptı. Şimdi ise takvimler 2016’yı gösteriyor ve bu sefer sadece 30 derece uzaklığında Satürn var. Bu da bu tarz örgütlerin ise büyük yara alabileceğini gösteriyor. Yani bu dönemde aklınıza gelebilecek her türlü değer yargımızı büyükten küçüğe ablukaya alacağını işaret ediyor.
Özetle; karanlık gizli saklı iş birliklerinin ortaya çıkmasına ve skandallara hazır olun!
Plüton'ün gücü nereden geliyor ve neleri değiştiriyor merak ediyorsanız;
https://twitburc.com.tr/yazi/uranus-ile-plutonun-duellosu.html
Bu Tarihlere Dikkat!
7 Temmuz-20 Temmuz
27 Temmuz-18 Ağustos
1 Eylül-18 Eylül
En keskin günler; 11-21-23 Eylül
NEPTÜN RETROSU( 14 HAZİRAN- 20 KASIM)
Kendimi Kandırmışım Meğer!
Saman altından su yürütmeyi çok güzel beceren Neptün’ü tanımayan yoktur. Farkındalığın ardından yaşanan o hayal kırıklığı duygusunu yaşatmayı çok seven bu kardinal gezegenle birlikte Kasım 2015’ten itibaren adeta 1970 – 1984 arası yaşanan ne var ise benzerlerini hayatlarımızın ortasına düştüğünü görmüş ya da yaşamış olabilirsiniz. Kısacası bize yapmadığını bırakmadı. İlişkilerimize ve bir birimize karşı tahammülümüzü aldı götürdü. Yerine aklımıza gelmeyenleri başımıza getirdi, getirmeye de devam edece benziyor. İşin tuhafı ben geçmişten referans verirken, sürekli önümüze bakmamız için zorlayan, yavaşladığı zaman tam bir taş kalpliye dönüşen Neptün’den bahsediyor olmam! 2016 yılının en kritik aylarında “bir bu eksikti” dedirterek geri hareketine 14 Haziran’da başlayan Neptün, yönettiği burç Balık’ta 19 Kasım’a kadar geri hareketine devam edecek. Peki, bu hayalperest ama bir o kadarda radikalliği temsil eden gezegen nasıl bir taş kalpliye dönüşür? Neptün, bir noktada kendimize koyduğumuz soyut sınırları ve kendimizi gerçek olduğuna inandırdığımız illüzyonları temsil eder. Neptün, yavaşlamaya başladığı anda tüm kilitler açılır ve gerçekleri tüm çıplaklığıyla görmeye başlarız.
Peki, önümüzdeki günlerde bizi neler bekliyor?
Neptün’ün toplumsal büyük olayların yanı sıra ahlaki sınavlarında tetiklediğini unutmayın. İşin içinde Neptün var ve bu sefer hemen yanında Ay düğümleri retrosu eşlik ediyor. Bu da demektir ki kaderimizi kendi ellerimiz ile yazacağız. Eğer yanarsak hep birlikte yanacak, kurtulursak hep birlikte kurtulacağız!
İyi yanı hiç mi yok? Var elbette!
Bir türlü aşamadığınız, üstesinden ne yapsanız da gelemediğiniz konularda daha çok zorlanabilirsiniz. “Bu bir sınav mı?” Evet, Neptün’ün sınavı… Ama amacı sizi zincirlerinizden kurtarmak! Özellikle de kötü alışkanlıklarınız veya gizli ilişkileriniz var ise, bunlardan kurtulmak için en ideal aylardan geçtiğinizi belirtmek isterim. Fakat kandırılmak veya yanılmanın bu dönemde bir o kadar kolay olduğunu unutmayın. Bu süreçte eğer dünyanın ve ülkemizin yaşayacaklarını merak ediyorsanız; öncelikle şunu belirtmeliyim. Neptün; filmleri aratmayacak, burada anlatmaya kelimelerin yetersiz kalacağı, sizin bile inanmakta güçlük çekeceğiniz bir düzine olayı işaret ediyor. Ama olayların başlangıcını size anlatabilirim. Neptün devreye girdiğinde; gerek insanların gerek güvenliğin olsun, toplumu ilgilendiren her türlü konuda yaşanabilecek bir anlık boşluğa zemin oluşturabilir. E kötüye zararı yok mu bu Neptün’ün? Neptün adres sormaz ki! Bu tarz tüm olayların yaratmak isteyenlerinde işini bozacaktır. Gelin görün ki bu filmleri aratmayacak hatta ileride filmlere konu olacak toplumsal olayların bireysel yansımaları şu an olduğu gibi, önümüzdeki günlerde de belli başlı olaylar zincirini tetikleyebilir.
Mutluluk, tek başına yaşanan bir duygu mudur?
Önümüzdeki günlerde bulunduğunuz ortamda insanların ruh halinden ya da etrafınızdaki moddan çok kolaylıkla etkilenebilirsiniz. Yani kendinizi çok mutlu hissederken, etrafınızda olup bitenler yüzünden kendi duygularınızı yaşayamayabilirsiniz.
Cömertlik ve yardımseverlikte bulunduğumuz her türlü ilişkide kurban ya da sömürülen insan durumuna düşürülebileceğinizi de göz önünde bulundurarak hareket etmek, bu döngünün en akıl işi hareketi. Hatta sırf duruşu ve düşünceleri yüzünde birçok kişi, marka ve kurumun artık eskisi gibi olamayacağını bile işaret ediyor. Unutmayın Neptün illüzyondur. Bu sefer illüzyon kadersel seçimlerle eşleşiyor. Yılın başından bu yana devamlı size kaderimizi tayin edeceğimizden bahsediyorum. Bu sefer kader somuta dönüşüp, sahalara inecek. Hatta ekonomide, borsada, TL değerinde, Türkiye’nin dünyadaki duruşunda da büyük dönüşümler olacağını işaret ediyor.
Neptün Balık burcunda neler yaptı ve yapacak merak ediyorsanız, linkten okuyabilirsiniz;
https://twitburc.com.tr/yazi/bir-21-yuzyl-masal.html
Bu Tarihlere Dikkat!
8-14-26 Ağustos
3-9 Eylül
1-26-30 Ekim
1-18 Kasım
URANÜS RETROSU (30 TEMMUZ- 29 ARALIK)
Gökyüzü şaha kalkıyor, içimizdeki kıyameti görmemizi sağlıyor.
Etrafınızda size sürekli düşüncelerinizin çok sağlıklı olmadığını ya da size zarar veren bir ilişki içerisinde olduğunuzu söyleyen insanlar mı var? Gelin, onlara kulak verin. Elinize bir kağıt kalem alın, gerek ilişkinizde gerek düşüncelerinizde bir artı/eksi metodu uygulayın. Çünkü Uranüs görmek istemediklerimizin hepsini gözümüze sokacak. Hedeflerimizi inandığımız değerleri sorgulatırken, kitlesel olayları da tetikleyecek. Dünyanın bu günlerde ortak derdi olan tüm olayları ve detayları farklı atılımlarla bir gecede düzenlemeye kalkacak. Bu yıl dönüştürücü tüm stratejileri bozan Uranüs geri giderken, onu diğer yıllardaki gerilemelerinden farklı kılacak olan ise yıkan ve zorlayan Mars’ın ateş burcunda hareketi ve ona desteğini esirgemeyecek olması!
Uranüs kontrol edilemeyen enerjisi ile hepimizin hayatını dönüştürürken, aslında derdi kişisel hayatlarımızdan çok bağlı olduğumuz sistem! Yani kabul etmesek te hepimiz bir zincirin halkasıyız.
Gökyüzündeki hareketlilik toprağa ve teknolojiye yansıyacak!
14 Ağustos’ta başlayan sert süreç dâhilinde dönüştürücü Uranüs’e sadece Mars destek olmayacak. Aynı zamanda ahlaki konularda sınavlar vermemize sebep olan, inandığımız her değeri tekrar kendi içimizde sorgulatan, bildiğimiz o klişe bilgileri tekrardan gözden geçirmemize sebep olan Satürn’ün Mars ile ilişkisi başlayacak. Dolayısıyla Mars, bir yandan gerileyen Uranüs’e meydan okurken Satürn’de yanı başındaki Marsa desteğini esirgemeyecek. Gökyüzünde şölen, dünya markalarının ve bugüne kadar çok ciddi başarı öyküleri yazmış insanların toplumda veya projelerinde deşifre olmalarının önünü açabilir.
Uranüs, Türkiye’nin haritasında 23 Ağustos’ta 6.evde geri yol almaya başlayacak. Bu da hizmet alanlarını ilgilendiren her türlü yapıyla ilgili yeni yasaların birçok dengeleri ve çeşitli sektörleri yakından ilgilendireceğini, değişime sürükleyeceğini işaret ediyor. 21 Eylül’e kadar anın yükseleni ise Akrep. Anın yükseleni, tıpkı bizlerin de olduğu gibi belli tarih ve saat dilimlerinde gerçekleşen anın yükselenidir. Türkiye’nin Güneş burcunun da Akrep olduğunu göz önünde bulundurursak, bu döngünün ülkemiz üzerinde de çok etkili olacağını ön görebiliriz. Bu döngü 21 Eylül’den itibaren Türkiye’nin dünyada kendini ifade etmeye çalışacağını ve var olan sistemin büyük değişimlerden geçeceğini işaret ediyor. Özellikle söz konusu sürecin Türkiye’nin Güneş burcu üzerinde etkili olması Türkiye’de saygınlık görmüş kurumların içinde büyük revizyonlar geçireceğini, bazı kurumların özelleşeceğini, bazı kurumlarda ise yaklaşık 27 yıldır alınmamış birçok kararında alınabileceğini işaret ediyor.
Uranüs ile tanıştınız mı? Kendisini bugünlerde hiç hafife almayın, hatta bir de ne yaptığına linkten bir göz atın derim;
https://twitburc.com.tr/makaleler/uranusle-tanisma-zamani
Bu Tarihlere Dikkat!
1-13- 17-19 -25 Ağustos
9-16-17-18 Eylül
2-12-15-20-29 Ekim
5-7-13-26-30 Kasım
12-25-26 Aralık
MERKÜR RETROSU (31 AĞUSTOS-22 EYLÜL)
Ne sorgusu ne suali! Yapılan uygulamalar o kendinden emin bir şekilde hayata geçirilecek ki…
“Ya sabır” derken bir de Merkür’ü pohpohlamakla meşgul olacağız. Hem de pohpohlanmayı hiç sevmeyen bir burçta geri harekette bulunurken. Hani derler ya “ağzımla kuş tutsam yaranamıyorum” bizdeki de o hesap! Merkür, Tutulmanın ardından yönettiği burçta Başak’ta geri hareketine başlayacak. Merkür geri hareketine dair bildiğimiz klişelerin yanı sıra bu dönemde biraz geriye bakma, o dönemle kıyaslamalarımız artacak. Yani biraz “ah nerde o eski bayramlar, Beyoğlu vb” listesini uzatsak uzatacağımız, değişimi eleştirdiğimiz bir döngüde olacağız. Son aylarda yaşadıklarımız aklımızda adeta bir film şeridi gibi geçerken, biz yine “hata nerede”nin peşine düşeceğiz ve yine her zaman olduğu gibi ipler burada kopacak. Temelleri sağlam atılmayan her adımının eninde sonunda izinin kaybolduğunu gösterecek Merkür bize. “Yap-boz” mantığıyla yine sözde çözümler üretilirken, pratikte bu “çözümlerin” pek te hedeflenen işleve sahip olmadığına tanıklık edeceğiz.
“Gülme komşuna gelir başına” sözü global çapta anlam kazanabilir!
31 Ağustos’ta Merkür Retrosu Başak burcunda başlangıç yapıyor. Merkür’ün Başak burcunun son evrelerinde olan Jüpiter ile ilişki kurması ve eş zamanlı olarak Ay düğümlerine yakın olması, Güneş’in Başak burcunda olması 1 Eylül’de yaşanacak Tutulmanın alt zeminini oluşturuyor. Yanı başında meydana gelen Güneş-Uranüs ilişkisi de 30-31 Ağustos’ta Temmuz ayında yaşananlara benzer olayların tekrar çok daha farklı olarak gündeme gelebileceğini işaret ediyor. Özellikle bu döngü dünyada komşu ülkelerimizde ve Ortadoğu’da ve Almanya, İngiltere ve Fransa içinde çok daha dönüştürücü benzer olayların ve kırılmaların yaşanabileceğini ve bunu da bizim uzaktan seyirci kalmayacağımıza vurgu yapıyor.
Gökyüzünde Uranüs’ün, Şiron’un, Ay Düğümlerinin, Neptün’ün, Plüton’un, Merkür’ün gerilemelerinin yanı sıra, bir de yan aktörler olduğunu da unutmayın. Evet, sahnedekiler bunlar. Yan aktörlerse başrol oyuncularına odaklanan bizleri arka planda kalan gerçeklerle yüzleştirme, yaşananları da köpürtme görevi üstleniyor.
Yılın üçüncü Merkür gerilemesi Türkiye’nin Güney Ay Düğümü ile Kuzey Ay Düğümünde çok etkili olacak. Aynı zamanda Türkiye’nin Uranüs’ü ile karşıtlık yapacak. 29 Ekim 1923 Ekim kuruluşlu ülkemizin Uranüs’ü ile karşıtlık yapması ise belli tarihlere dikkat çekiyor.17 Eylül ve 9 Ekim. Bu tarihlere yönelik olasılıkları gökyüzünün tercümanlığı üstlenmiş benim için bile ifade etmesi güç. Şu kadarını söyleyebilirim; bana kelimeler az gelirken toplumsal olarak tıpkı bugünlerde olduğu gibi aklın düşünebileceğinin çok ötesinde olaylarla bizi baş başa bırakabilir.
Merkür, kader göstergeleri ile iş birliği içerisinde!
Son olarak; Merkür gök kubbedeki Ay düğümleri ile kavuşum yapıyor. Ay düğümlerinin şu an Başak- Balık aksında olduğunu, Türkiye’nin haritasında da geri giden Ay Düğümleri olduğunu göz önünde bulundurursak, iletişim gezegeni Merkür Türkiye’nin kaderini tayin edecek. Merkür’ün hem Ay Düğümleri hem dönüştüren Uranüs ile iletişim kurduğunu düşünürsek, sadece öngörülemeyen olayları ortaya çıkarmıyor. Bu döngü gündemdeki olaylarda hedefleri ön plana çıkarırken, toplumun değer verdiği bazı imajların ve statü kayıpları arttırabilir. Dolayısıyla eş zamanlı olarak kafalardaki soru işaretleri Türkiye’nin yer kaynaklarına yönelik artabilir. Özetle; Türkiye dünya gündeminde yine sivrilecek! Aynı zamanda eğitim hayatının başladığı bu tarihlerde de müfredat ve kamusal sistemlerde daha önce hazırlanmış programların revizyon geçirmesi, bu revizyonların ilk etapta üstünkörü olduğu düşüncesini akıllara getirebilir. Sokağa çıkma yasağı gibi uygulamalarda bu dönemde gündeme gelebilir.
Asıl şaşıracağımız ise dünya markalarının bu dönemde global iklim meselelerine artan duyarlılığı! Dünya gündeminin odağında çok daha mühim meseleler olurken, bu markalar bize biraz “duyar kasıyor” gibi gelebilir. Fakat gelin görün ki; onlara göre bu dönemde ciddi olan meselelerin önemini bizler de sonradan kavrayacağız.
Bu Tarihlere Dikkat!
2-10-12-13-21 Eylül
Astrolog Zeynep Turan
Yazının Her Hakkı Saklıdır
14.07.2016