TEMMUZ AYINI MERAK EDİYORSANIZ, BUNLARI MUTLAKA BİLMELİSİNİZ!
Güneş Yengeç burcunda hareket ettiği esnada tam karşısına yırtıcı ve dönüştürücü etkisi ile Plüton’un geri hareketini aldı. Birde yanına Uranüs ile ilişkisini koyuyor. Bu ne anlama geliyor; ani büyük olayların, değişimlerin, kırılmaların, büyük laflar etmenin döngüsüne gösteriyor. Hatırlarsanız; 4 Temmuzdaki Yeniay yazımda markaların stratejik tıkanmalarından bahsederken, THY’nin hisse senetlerin düşme sürecini örnek vermiştim. Sonrası malum. Gökyüzü etkileri bizi, “geliyorum” demese de aslında nereden bizi sınava tabi tutacağının vurgusunu yapıyor. Astroloji geleceğe ışık tutan hesaplamalarda kendini gösteriyor. Sadece olumsuz şeyleri yorumlaması olarak görmemek gerekir.
Gökyüzü sert olaylar öncesi mutlaka bize minik aksiliklerle öncesinde bir nevi selektör görevi yapıyor. Hatırlarsanız Güneş Yengeç burcuna geçtiği ilk derecelerinde, Marmara bölgesinde meydana gelen 4.4 şiddetindeki deprem ile bizi güne uyandırdı. Dolayısıyla üstünüzdeki memnuniyetsizliğin sebebini merak ediyorsanız Güneş Zodyak’ın en duygusal en mız mız burcunda hareket ettiğini hatırlatmalıyım. Haliyle bazı şeyleri bekletmek, ötelemek çok daha kolayken, birlerini eleştirmek de bir o kadar kolaylaşacaktır. Eğer “Ben Güneşin Yengeç kafasındayken Plüton’a kafa tutmasından etkilenmen” diyenlerden iseniz, neler yapmalıyız, buyurun;
Hayatın içinde depremlerde yangınlar da var. Ama okyanuslarında olduğunu unutmayın…
Güneş, Zodyak gurubunun en kadınsı ve yumuşak siluetine bürünürken, Temmuz ayında bilmemiz gereken 7 önemli konuyu atlamadan bu döngüyü yaşamayalım…
Gökyüzü yüzünü güneşe doğru çevirirken kendi enerjisi ile dünyayı bütünleştiriyor. Haziran’ın 20’sinde başlayan Yengeç konumu 22 Temmuza kadar devam ediyor. Ardından kendini Aslan burcuna teslim ediyor. Ruhunda en ilkel duyguları barındırırken duyarlılığımız yanında dalıp dalıp gitmelerimiz de sıklaşıyor. Ne de olsa ilk bir ay su grubunda kendini temsil ediyor. Bu yüzden kaygan ve derinlerde olmayı seveceğiz. Duygular okyanuslar gibi engin ve berrak olunca bu döngüyle birlikte yürekler yelken almak isteyecek…
1-Modunuz ne olursa olsun, değişecekseniz önce size haber versin…
Gelgitlerin yaşandığı bu dönemde, Ay’ın konumu bizi yönetmeye çok heveslidir. Ne de olsa kendileri Yengeç burcunun yönetici gezegeni. Ruhumuz çılgınca eğlencelerin yanında huzuru da yanına almak isterse, hangi müzikte hüzünlenip, hangi dansta eğleneceğimize karar vermekte zorlanabiliriz. Hangi durumda olduğumuzu anlamak ve kendimizi sorgulamak için rasyonel takılmamız gerekebilir. Size en yakın olan insanları hayatınız içinde belirleyin. Kiminle mutlusunuz, siz kendi halinizde kaldığınız da ne yapmaktan hoşlanırsınız, belirleyin. Okyanuslara açılacağız diye yalnızlığı tercih etmeniz duygularınıza rehber olmaz. Hayatınızı dramaya sokmadan önce, nasıl yaşamak istediğinize karar verir.
2- Önemli olan duygularımız, gerçekler değil...
Unutmadan…”Anksiyete” korku ve rahatsız edici duygularımıza söyle bir bakın. Geçerli bir nedenimiz varmış gibi sürekli bu yenidünya düzeni insanları kimyasal bağımlıklara köle oluyor. Yengeç döngüsüne bakalım, duygular bizim yüzümüz gibi olmaya çok hazır… Ayrıca seçtiğimiz yol aynaya bakıp, yansımamızı keşfetmeye de yarıyor. Aynı kültürden, aynı gelenekten gelsek bile zaman bizden neyi ayırıyor? İşte bu kafa karışıklığı bu süreçte daha çok şeye tanık olmamızı sağlayabilir. Benlik devreye girerse, “duyduk duymadık” sözlerine çok kulak kabartır oluruz. Hangisi kolay? Açı duyduğumuz halde yolumuza devam etmek mi, yoksa yönümüzü değiştirmek mi? Açılardan kaçmak için bilinçaltımızı uyuşturma etkisine gidersek, önce bireysel sonra da toplumsal olarak yara alabiliriz.
3. Eviniz ve aile bu ayın odak noktası…
Evet, hepimiz bu döngüde ailemize fazlası ile önem veririz. Belki aile ağacında dalını terk edenler oldu; bilinçli ya da bilinçsiz… Ancak bu ağaç hiçbir zaman dimdik ayakta durmaktan yorulmayacak. Zodyak’ın 4. evini temsil eden Yengeç burcu, bir DNA kodu misali köklerini aramaya koyulur. Nesillere anlam yükler bu yüzden düzen arayışında olmayı tercih edeceğiz. Eski hikâyeleri iyileştirmek, yenileri ile yer değiştirmek gibi arayışlarda bulunacağız. Aile ritüelleri kendi başına önem kazanmasının dışında, ilişkilerimizde sağlam toparlamalara gitmek isteyeceğiz.
Bu dönem, kendine olduğun yerde bir alan yarat; burası evin ya da evin gibi gördüğün bir köşe olabilir. Senin zevklerinle dolu olsun; müzik, kitap, meditasyon, sanat her ne istiyorsan “ruhani istasyonun” gibi kullan burasını. Ya da başka bir öneri; misafir salonunda çok zaman geçirmiyormusun. Buraya doldurduğun süs eşyalarını bir depoya kaldır ve hemen sakin, sıcak renklerden oluşan bir dekorasyona dönüştür. Burası da senin kalen olsun. İstediğini misafir eder, istemediğini alanına dâhil etmezsin.
4-Neden, yemek yapmayı denemiyorsun?
Mikrodalgadan uzak durduğumuz sürece, her yolu deneyebiliriz. Teknoloji ile işimiz bu sıralar pek yerinde olmayabilir. Kendimizi beslemek, başkalarını mutlu etmekten bir parça daha önemli olacaktır. Su, yaşam alanımızı kaynağını oluşturacaktır. Bu yüzden bol bol içecek tüketebiliriz, taze meyvelerden kendimize doğal içecekler ve tatlılar yapabiliriz. Kendinizi kısıtlamayın sebze tüketerek zaten diyet yapar gibi beslenmeye başlayabiliriz. Ve tabii ki şık sofralar, meyve tabakları masanın en orta köşesinde yerini alacaktır. Akşamları arkadaşlar ile birlikte geçirmek için eviniz bir nevi açık büfe haline dönüşebilir. Peynir çeşitleri yanında roka, “üzümü ye bağını sorma” durumunu oluşturabilir.
5-Bu ay, kadının güçü ile el şıkışabilirsin.
Ev, aile, birlik beraberlik derken gökyüzü kadının güçünü ortaya çıkartır. Şimdi biriniz çıkıp dünya bizden yana olsaydı hep yanımızda olurdu diyebilir. Aslında hep yanımızda sadece bazı şeyleri bizlerin belirlediğini görmemiz gerekir. İşte bu döngü bu açıdan farkındalığımızı artırmayı becerebilir. Belki first lady değiliz ama taktir edilesi işler yapmaya da oldukça açık olacağız. Bize bu dönem ilham veren kadınlar olacak aynı şekilde biz birileri için önemli adımları oluşturacağız. Hem de bağımsız olmakla ruhumuzu beslemeye başlıyacak. Cinsiyet ve libido, özgürlük kavramlarını yeniden düşünmeye başlayabiliriz. Bu açıdan kararlar net ve kalıcı olacaktır. Adil ücret, eşit haklar, toplumsal cinsiyet gibi konular sosyolojik kavramlar olarak yeniden konuşulabilinir.
6- Unutmayın, Global bir güç oluşturabiliriz.
Gelişmekte olan ülkelerde özellikle eğitim, ekonomik şartların revizyonu, sağlık gibi konuları ön planda olacak. Dünyanın en yoksul ve en ferah yapıları arasında kanıtlanmış veriler mikrodan makroya doğru eğilimi, hem siyasal hem de ekonomik boyutlarda konuşulacağı bir döngüye işaret edebilir. Dünya barışını yönlendirmek için ilham verici etkilere çok ihtiyaç duyabiliriz. Yengeç ve Aslan bu ay yörüngede kaldıkça “insanlık için daha ne yapabiliriz” tarzında tartışmaları sık sık duymaya devam edeceğiz.
7. Dünya tarihi yeniden yazılıyor.
Yaratıcılığımızı devreye sokabilirsek, ilham perisi Dünyayı kurtarmak için tarihi yeniden yazmak isteyecek. Nasıl mı? İnsan var oldukça üretebilir. Ürettikçe de yaratıcılığını keşfeder. Bu bizim hakkımız çünkü kaderimizdeki döngüyü biz belirlediğimiz sürece var edebiliriz. Bazı şeylerin yürürlüğe girmesi için yeteneklerimizi köşelerimizden çıkartarak göstermemiz gerekir. Eğer kendimize izin verirsek, sakin kalabilirsek hiçbir şey için geç kalmadığımızı da görebiliriz. Birileri gelecek bizi kurtaracak kafasından çıkabilirsek, bazı şeylerin elimizde olduğunu görmemiz kolaylaşacak. Yani yine insan kendi kendini onaracak.
Sona gelirken; koruyucu ve gözetici olan gökyüzü alımlı ve belirleyici etkilere sahiptir. Bizi kucaklayan şey ise bu döngüde; şefkat göstermek ve kapsayıcı olmaktır. İşte içimizdeki yaratıcı güç bu sayede ilham kaynağımız oluşturabilecek.
Zeynep Turan
Yazının Tüm Hakkı Saklıdır
29-06-2016