TEK KİŞİLİK SAVAŞ
Bireyin deneyim ve tecrübelerinden oluşturduğu ve onu diğer bireylerden ayıran davranış topluluğuna kişilik denir. Herkesin kişiliği farklı olduğu gibi, birbirini seven iki kişinin yan yana gelip oluşturduğu ilişkinin kişiliği de benzersiz olur. Her ne kadar çevrenizde duyduklarınıza ‘ A evet bende bunun aynısını yaşadım. ‘tepkisi verseniz de ne sizin yaşadığınız duygular aynıdır, ne de yaşanan olay. Birlikteliklerde iki karakterin yan yana gelmesi, ilişkinin de karakterini oluşturur. Yani sizin bir taraf daha baskın dediğiniz birliktelikler aslında ilişkinin karakterini belirtmez. Aksine kişiden bahseder.
Peki, ilişki karakteri nedir?
İlişki karakteri, kişilerle bağlantılı, iki kişinin karakterinin birleşmesiyle ortaya çıkan bir olgudur. Bir taraf eksik yanlarını ortaya koymayı tercih ederken, diğer taraf güçlü yanlarıyla yer alabilir.
Kişilerden bağımsız mıdır?
Hayır.
Kişilerin karakteriyle aynı mıdır?
Aynı değildir ama bağdaşır.
Nasıl mı?
Birlikteliklerde her iki tarafta kendi benliğini ortaya koyar ve ortak paydalarda buluşarak beraber çıkılan yolda ilerlemeye çalışır. Zaman içinde de çiftler birbirlerine benzemeye başlarlar. İşte bu benzeme noktasında herkes kendi beklentilerinden, belki bazen kişiliğinde ödün vererek ilişkinin kişiliğini oluşturur. Bu durumda dikkat edilmesi gereken nokta ise verilen ödünlerin tek taraflı olması ve yalnızca bir kişinin isteğine göre şekillenen bir birlikteliğin yaşanması. Nasıl başkalarının beklentilerine göre şekillenen hayatlar, kişiliğin arka plana atılarak alınan kararlar karakter zayıflığı olarak adlandırılıyorsa, bir süre sonra da ilişkiler aynı şekilde adlandırılıyor ve tek tarafın kendince doğru bildiği gibi yaşanıyor.
Ne yapmalı?
Hiçbir ilişki kendi kişiliğini dayatan bireyler arasında sağlıklı ilerlemez. İlişkide ki ‘ben’ mantığını ‘biz’e çevirmenin yolu ise, kişileri olduğu gibi kabullenmekten geçer. İnsan değişmez mi diye sorarsanız, tabi ki değişir ama eğer değişmek isterse. Tabi bu değişim iki günde ortaya çıkmaz. İyi ya da kötü kendi karakterini ortaya koyan bireyleri öyle oldukları için suçlayamazsınız. Yolunda gitmeyen şeylere razı olmak istemeniz sizinle alakalı ve ‘Ben böyleyim.’ cümlesinin önünde dağ olsanız duramazsınız. Çünkü sizde kendinize göre aslında ‘Ben böyleyim.’ siniz.
Sonuç
Dünyadaki tüm insanların farklı olduğu gerçeğini değiştiremeyeceğiniz gibi, her ilişkinin de aynı olacağını iddia edemezsiniz. Kişiliğinizi ilişkinize monte etmek yerine her iki tarafın da eksiğiyle fazlasıyla ortaya koyacağı ve her şeyden çok daha önemlisi ortak noktayı bulmayı çabasıyla ilişkinizin kişiliğini oluşturabilirsiniz.
Sevmek kendinizden vazgeçmek demek değildir, seçeceğiniz insan belki tam olarak tanımıyor olabilirsiniz. Ama siz ne yaşamak istediğinizi biliyorsunuz. Her şey den önemlisi neye hayır diyeceğinizi biliyorsunuz. İlişkinize kadar gelen yaşam şeklinize saygı duymanızı sağlayacak bir kişi ile hayatınızı paylaşarak kendinizi de ödüllendirmiş olursunuz. İnsan kendi ile gurur duyması için bir oluşumun içinde olmalıdır. Oluşum ne kadar uzun soluklu olursa kişinin kendine olan güveni artar. Bugün dünyada ayrılıkların boşanmaların sayısının önüne geçilememesinin nedeni ilişkiyi ortaya koyarken, illa kendinizden bir şeylerden vazgeçme, kısıtlanma duygusunu hissetmeniz gerektiği dayatılıyor. Hâlbuki ki insan sevdiği ile özgürleşir, şekillenir, arayıp bulamadığınız tüm duyguları ayağınıza getirir. Bu durum ilişkinizin ruhunu beslerken, aslında kendinize olan güveniz artar. Kişiliğinize artık ilişkinizin kişiliği omuz veriyor olacaktır. Kendi doğrularınız ve seçimlerinizle kendi doğru bildiğiz bir dünyayı inşa ederken, kendinizde daha önce hiç görmediğiniz özelikleri de sergiliyor olacaksınız. İlişkinize ne verirseniz kişiliğinizi beslediğini görecek, önceliklerinizin yön değiştirdiğini görecekseniz. Tabi bu bir süre sonra, ilişkininde köklerine fark etmeden neler yapmak istediğinizi gösterme ihtiyacı duyacaksınız. İlişkide çıkan krizler ise büyük olaylara sürüklenmeden çözülüyor olacaktır. Siz eğer ilişkinize kimlik kazandırmak için uğraşıyorsanız burada sevgilinizin gözünde hangi sırada olduğunu değerlendirilmekte fayda var. Örneğin günlük hayatında çıkacak bir problemde siz ne kadar konuya dahil ediyor? Duygularınızı birbirinize açık bir dille karşılıklı ifade edip hayatın her alanına birbirinizi dahil ediyorsanız gelişmiş bir ilişki yaşıyorsunuz demektir. İlişkide kişiliklerden ödün vermeden senkronize hareket edebilmek için birbirinizi dinleyerek ve gözlemleyerek bile bir süre hareket edebilirsiniz. Unutmayın duygularınız gelişirse ilişkinizin kişiliği de gelişir. İlişkinin ruhu olduğunu düşünüyorsanız ilişkinizin zaman zaman beslenmeye ve dinlenmeye ihtiyacı olduğunu unutmayın. İlişkinizin kişiliğinin sağlam temeller üstüne kurulmasını istiyorsanız beraber gülmeyi alışkanlık haline getirin. Bu altın kural her ilişkinin olmazsa olmazıdır. İşin açıkçası en ucuz ve hızlı yöntemdir ilişkiyi güçlendirmek için.
Ayrıca kişinin kendine güveni artıkça psikolojisi rahatlayacak, yaşadığı tüm çevresel sorunların üstesinden de gelecektir. Olumsuz duygulardan korurken, birbirinizden bağımsız hareket etmemenizi sağlar. Dayatmalarla gelmeyecek duygular, bu küçük dokunuşlarla çözülürken ilişkide kişiye farklı kimlik kazandırılabilir. Dayatmacı biriyle bile birlikte olana bu metotlar yarıyorken, sizde ilişkinize bir kimlik kazandırabilirsiniz.
Kim bilir bu kimlik sayesinde yıllar içinde çocuklarınıza ve evrenize örnek bir çift olurken işin sırrını sadece siz biliyor olacaksınız.
Astrolog Zeynep Turan
