RUHUN ŞİFASI

RUHUN ŞİFASI

Ruhun en önemli şifası, sevgiden başka bir şey değil. Seven, bağlanan yürekler, ruhun şifasını derinlerinde hissederler. Zamanın hızı bize ruhun şifasını unutturuyor ve hayat hızla akıyor.

Bir masal gibi gidiyor günler, dakikalar hatta saniyeler… Dilimizde mutluluk, aklımızda kararlar ne yöne gideceğimizi bilmiyoruz. Yüreğinizin bükülmez enerjisi artık rotanızı belirliyor ve sadece onun kokusunu ve gözlerini mi arıyorsunuz? Bu günlerde yaşamınızı aydınlatan ses onun sesi mi? Kalp atışlarınız artıyor ve gördüğünüzde onun sesi sizi bambaşka âlemlere alıp götürüyor mu? Kara sevdanın bünye üzerindeki etkilerinden hala haberdar değilsiniz demektir. Sevdiğinizin gözleri ile gözlerinizin senkronize olması nedir bilir misiniz? Mutlaka da bu duyguyu daha önce yaşadınız.  Nasıl mı?  Sevdalanarak…

Ruhun olmazsa olması “bağlılık”

Evet, doğru duydunuz aşk birbirini seven iki kişinin bakışı ile kalpleri sadece ateşlemiyor, senkorize olarak bağımlılık duygusunu da tetikliyor. Kalbinizi sadece beslemekle kalmıyor, hayata dair kaygılarınızdan da arınmanıza yardımcı oluyor.

Ah oksitosin, sen nelerin şifasısın derken abartmış olmadığımı anlayacak küçük testler bile yapabilirsiniz. Hayatınıza güneş gibi dolan, aşkınız nelere iyi gelmiyor ki? Gündelik hayata ağrılarınıza bile iyi gelebilecek enerjiyi taşıdığınızı biliyor musunuz? Bin bir derde deva sevginiz ağrı kesicilerden veya şifalı bitkilerden çok daha hızlı cevap vermekle beraber, en yakın arkadaşlarınızın sesinden bile sizi uzaklaştırıyor, alışkanlıklarınızı bile bir kenara atmanızı sağlıyor.

İyi bir dedektif olabilme kapasitenizi bu dönemde sergilediğinizi, sevgilinizin eski sevgilisi ile resmini gördüğünüzde, yaşadığınız kaygının ilişkinizde öfke çıkışına dönüştüğünü hiç düşündünüz mü?

Eğer bunları yaşamadıysanız, kara sevdaya tutulmadınız ve kendinizi fazlasıyla koruyorsunuz demektir. Hayatınız boyunca gölgenize gizlenmiş öz güveninizi yaralayan ya da tam aksine besleyen bu duygu her ilişkide ortaya çıkmadığı gibi, ne zaman gideceği de belli olmuyor. Hayatınızın neresinde olduğunuzla da asla ilgilenmiyor. Size öyle çıkışlar yaptırabiliyor ki, sadece onun resmine bakmanız, gülümsemenizi sağlayabilir. Hayatın en keyifli hediyesinin sizin nerede beklediğini bilmiyorsanız, sorgulayarak değil gerçekten akışına bırakarak yaşamanızı tavsiye ederim. Kalp kırıklığının bir deyim olmadığını, kolay kolay da iyileşmediğini, etkilerinin de çok uzun sürdüğünü birçoğumuz biliyoruz.

Karamsarlığı gecenizden de gündüzünüzden de çıkarın

Kalbinizin de bir organ olduğunu ve beyninize sinyaller gönderdiğini komutları alan beyninizin acıya daha çok teslim olduğu düşünün. Dolayısıyla yoğun duygularla baş edemiyorsanız kendinize kızmayın, kendinize zaman tanıyın.  İlişkinizin neyi hak etiğini en iyi siz bildiğiniz için birlerinin ne çektiğinizi anlamaya çalışması için uğraşmayın. İnsanların bağlılık duygularını barındırdığını, özelikle ayrıldığınız sevdalınızın size aynı duyguları beslediğini unutmayın. Kendi yüreğinizi karanlık renklere bulamadan önce bunu düşünün.

Sevgi, sabırla anlam buluyor

“Sevda” kelimesinin anlamı, 21. Yüzyılın ruhuna sıkışmış ne yazık ki… Yüreklerin içinde gizlenmiş sevebilme arzusu,  çağ ne olursa olsun sevgiyi arayan insanoğlunun ruhunda üflenen nefes gibi… Sevgi konusunda bu talepkâr olmasak belki sevgiyi yüreklerimizde daha fazla koruyabilir, kendimize zaman tanıyabiliriz. Maalesef şu ergen yüzyılda sabır da bulunmaz hint kumaşı! Sabır deyince akla her ne kadar,  geri çekilip beklemek gelse de aslında o işte öyle değil. Sabır aktif bir duygudur yani sabır; kafayı dağıtmadan mücadele edip, hedeften vazgeçmemek demektir.

Sizi siz yapan duyguları, kısa zamanda, değmeyecek kalplerde harcamak yerine, kendinize ve sevdaya zaman tanıyın. Zaman ne kadar hızla akıyor olsa da sevdanızı bir o kadar sindire sindire yaşayın ki, bağlılığınız kalbinizde en anlamlı yerde mesken tutsun.

Astrolog Zeynep Turan

20.09.2017

Yazının her hakkı saklıdır.