MEDENİYETLERİN ORTA YERİ ÇORUM
Nerden çıktı bu Çorum derseniz inanın ben bile araştırırken, ne kadar eskiye dayandığını fark ettim. Tabi gözüme ilk çarpan konuda Çorum’un dünyanın ortası diye 2016 Google maps haberi. Fakat bunu araştırırken tamamen asılsız bir haber olduğunu fark edene kadar Çorum ilimizin tüm tarihçesini sökmüştüm neredeyse, peki Çorum Dünya’nın ortası mı değil mi diye tartışmalar bir kenarda dursun, bakalım neler var Çorum’da?
Medeniyetlerin kucağı
Çorum şehri, Türkiye’nin il sınırı itibariyle Anadolu topraklarının en özel noktalarından biridir. Tarihi kronolojisi ise yazılı tarih öncesinden başlar. Yontma ve Cilalı Taş devri olarak adlandırılan dönemlere ait arkeoloji kazıları ve bilimsel çalışmalar insan yaşamının bu topraklarda var olduğunu işaret eder. İnsanlık tarihinin avcılık ve göçebelik süreçlerini anlatan bu dönemden itibaren medeniyet kültürü bu topraklar üzerinde kurulmaya çoktan başlamış. Üretmek, çoğalmak, gelişmek, büyümek, tarım, hayvancılık, yerleşik hayatın kurulmasına kadar birçok kombinasyonun bu topraklarda yer almış. Daha sonraki süreçlerde teknolojinin devreye girdiği bir dönemi de bu bölgede görmemiz mümkün. Teknolojinin hayatımıza kattığı iyilikleri ve kötülükleri sanırım son yüzyılda en iyi bilen de bizleriz.
Göçebelikten artık yerleşik hayata geçen topluluklar üretmeye başladıkça yakın ya da uzak topluluklar ile ticarete başlıyorlar. Teknoloji bu evrede üretimi çoğaltıyor ve işin içine estetiği, sanatı ve ihtiyaçları ortaya koyuyor. Aynı zamanda toprak sahiplenmesi ve tarım bir taraftan da sınırları belirliyor. Bu sınırlar Çorum bölgesi içinde oldukça kıymetli, çünkü yerleşim olarak bu bölgeyi seçmelerinin bir sinerji boyutu olduğu bir yana toprak ve kaynak zenginliğinin de katkısının önemli olduğunu görmemizi sağlıyor. Nerdeyse tarihin her süzgecinden geçen Çorum bu açıdan oldukça kıymetli bir yer. Yazılı tarihten sonra sırasıyla Hattuşaş, Hititler, Frigya, Pers, Roma, Bizans, Selçuk, Danişment, Selçuklu, Osmanlı gibi uygarlıkların hakimiyetine girmiştir.
Altın kadar kıymetli
Anadolu’daki kültür ve toprak zenginliğini fark eden Avrupa’dan gelen gezginciler, özellikle Osmanlı İmparatorluğu sırasında keşifleri oldukça artmıştır. Bu gezginler farklı nedenler ile Osmanlı topraklarında yer alırlar. Nedenleri bu yazının konusu değil elbette ama bu keşiflerin sıradan bir turist ziyareti olmadığı da kesin. Gezginler 1830 yıllarında Anadolu’nun birçok yerinde tarihin bu topraklarda altın kadar kıymetli olduğunu gördü. O dönem kazıların başladığı, sonuçların da değerlendirmeye alındığı bir süreci başlatmış oldu. Yerleşik hayatla birlikte teknolojinin gelişmesi kendi içinde sistemlerini oluşturmaya devam ettiğini görüyoruz. Hukuk, adalet, yönetim, sanat, din, ritüel, gelenekler ve toplumsal hayat kendi medeniyetini yaratmaya başladı. Bu evrelerde din ve hukuk sisteminin bir arada görülmesi özellikle Hitit Uygarlığının temel taşını oluşturduğunu gösteriyor. Düşünün bir kral var ve ülkenin en önemli unsuru. Din yönetimini temel alan bir hukuk sisteminden daha üstün sorumluluklara sahip değil.
Tarihte kadınlar yine ön planda.
Kadınların üretime katkıları olurken bir yandan bulundukları medeniyette yönetim olarak önemli roller alıyorlar. Kralların eşleri ve kararları o dönemlerde oldukça önemli. Hatta bazı kanunların oluşmasına ön ayak bile oluyorlar. Bu açıdan; Alacahöyük, Boğazköy, Yazılıkaya, Ortaköy, Eskihisar, Pazarlı gibi Çorum’un kilit noktasını oluşturan bu yerlerde tarihin en derin izlerine tanıklık etmiş, etmeye de devam ediyor. Dünyanın nerdeyse en büyük açık hava müzesi olarak bilinen bu bahsettiğim yerleşimlerin birbirine komşu olması da aslında ne kadar sistemli bir kentsel yaşamın olduğunu gösteriyor.
Halen bu bölgelerin birçok yerinde kazı çalışmaları Kültür Bakanlığı, Araştırma Enstitüleri ve sponsorlar desteğiyle devam ediyor. Tarihin ilklerini oluşturan bu topraklarda bulunan bulgular; yazının kullanıldığı bir dönemden, dinle yönetilen bir sistemden, teknolojinin sanata dahil edilmesinden, kadınların ekonomiye katkısından, ilk tarihteki anlaşmalardan, ticaret sözleşmelerinden, hatta edebiyattan oldukça bahseder. Farklı nedenler ile yıkılan uygarlıklar yerine gelen diğer kavimlerin yerleşimi ile kendi şehirlerini kurmaya devam eder. Türk beylikleri dönemi ile birlikte Osmanlı İmparatorluğuna kadar bu serüven bu şekilde devam etmiştir.
Tarihe ışık tutacak yeni bir keşif…
Gelelim gökyüzüne. Bu bölge için nasıl bir vurgu yapmaya hazırlanıyor? Tarihte birçok uygarlığı misafir eden Çorum hem ilklerin hem de coğrafik yapısıyla ve konumu ile Anadolu topraklarının gizemli şehirlerinden biri olmuştur. Güneş o bölgelerde bir başka batar ve doğar, sanki gökyüzünde kendisine torpil yapar gibi dağlara ve ovalara vuran ışığını başka bir mucizede gösterir. Gölge oyunları gibi! Bahar ayının ilk gününden itibaren dünya yeniden gözlerini bu topraklara çevirebilir. Yeni ilklerin macerasına eşlik etmiş bir tarihi sürece, uygarlığa, belki de ismini hiç duymadığımız bir kavime kadar uzanabilir. Güneş belki de bu topraklarda yükselirken aynı zamanda astroloji olarak da bir döngüye elçilik ediyordur. Birbirinden kopuk ya da bağımsız iki olgunun ya da uygarlığın bağlantısını oluşturacak döneme belki de biz tanıklık ederiz. Unutmayın insanlık her döngüde birçok olaya şahitlik ediyor fakat 21. yüzyıl yapay zekanın ne olduğunu çözmeye adım adım giderken belki de bu durumu tarihten esinlenerek başarabiliriz. Bu da demektir ki uygarlıklar sadece gün yüzüne çıkmayacak, aynı zamanda çıkan uygarlıkların felsefelerini keşiflerini de konuşacağız. Belki çok sesten geçecek ama yine topraklarımızın neleri barındırdığına kitaplardan değil gözlerimizle görerek tanıklık edeceğiz. Önümüzdeki süreçte Türkiye’nin belli noktalarında büyük adımlar atılırken, her köşeden tarih fışkıracağını anlatıyor gökyüzü. Yüzümüzü yeniden topraklarımıza çevirirken, belki de bir seçim yapmak zorunda bile kalabiliriz. Önümüzdeki 7 yıllık döngüde geçmişi anlamaya, tanımaya çalışmamız adına topraklarımız adeta uygarlıklarımızın yeryüzüne çıkması için elinden geleni yapacak gibi görünüyor. Sizin anlayacağınız gök kubbenin 2023 hedefleri hepimizi daha çok şaşırtacak. Tarih her köşeden adeta karışımıza çıkarken bize büyük mesajların içinde ne kadar değerli olduğumuzdan tutunda seçilmiş topraklarda doğduğumuzu da anlatmaya çalışacak.
Zeynep Turan
Yazının Tüm Hakkı Saklıdır.
27 03 2017