KENDİNİZE SORUN
Kıskançlık sahip olma duygumuzu gösteren bir durumdur. Şöyle düşünün, eğer hiç kıskançlık duygusu hissetmeseydik, herhangi bir şeye sahip olabilir miydik? Ancak burada bahsetmeye çalıştığım dozunda kıskançlık, yani zararsız olan. Sizi canlı tutan ve sağlıklı rekabete iten. Hayatın her alanında, hasete varmayan dozunda kıskançlık kişiyi başarıya götürmekte önemli bir rol oynar.
Gelelim, en can alıcı kıskançlık meselesine… İlişkilerde kıskançlık
Sevdiğimiz bir şeyi kaybetme korkusu kıskançlık duygusunu oluşturur. Bu da bir bakıma ilişkiyi zinde tutmaya yarar, onu kaybetmeden kazanmak için hamleler yaparsınız. Ne zaman ki kıskançlık sizi ele geçirir, o vakit tehlike çanları çalmaya başlamış demektir. Bundan sonrası ruhunu aklınız değil korkularınız yönetmeye başlayacak. Kalbiniz, aklınızın kurguları üzerinden tepki verecek. Suçluluk duygusu ve kuşku ile beslenen zihniniz düşünce alanınızı kısıtlayacaktır. Sonrasında ise ilişkinizde artık iki değil üç kişisinizdir. Her an, bir üçüncü kişinin var olma ihtimalinin tehdidiyle yaşarsınız, ona göre davranır, tepkilerinizi ona göre verirsiniz. Sanılanın aksine aşırı kıskançlığın sevgiyle doğru bir orantısı yoktur. Yani çok kıskanılan, çok seviliyordur diye düşünmeyin.
Peki, nereden çıkıyor bu kıskançlık?
Kişi, değerini başkası üzerinden tanımlıyorsa, kaybetme korkusu da sınırı aşacağından kendini kıskançlık sarmalından kurtaramayacaktır. Gündelik çatışmalar ruhsal olarak beslendiği alanlardan çıkacak, kişi ikna edilme ihtiyacını daha çok ortaya koyacaktır. Özgüveni sağlam olan ancak narsist olmayan kişinin kıskançlığı daha stabil ve yararlı olabilir. Birlikte olduğunuz kişiyle sevgiyi paylaştığınızı değil, ona sahip olduğunuzu düşünürseniz, onu kısıtlamaya, hayatı hakkında kararlar almaya başlarsınız. Bu da haliyle ilişkiyi boğucu bir hale getirir.
Birlikte olduğunuz kişi sizi rahatsız edecek derecede kıskanıyorsa; önce hareketlerinizin ne kadar şüpheli olup olmadığını düşünün. Sorun sizden mi kaynaklanıyor? Sizi yanlış anlıyor olabilir mi? Eğer cevabınız hayır ise bu birlikte olduğunuz kişiye ait bir sorundur. Kişi, sahip olmak modunda seviyorsa sağlıksız kıskançlığından kurtulması için çaba sarf etmesi gerekir. Sahip değil, “birlikte olan” kişi daha anlayışlı olacaktır. Sonuçta, ilişkilerde birlikte olamayan, sevmeyi başaramayan kişi, kendini kıskançlığa kaptırır.
O yüzden eğer seviyor ki böyle kıskanıyor diye düşünüyorsanız, bir daha düşünün derim. Kıskançlığın boyutu, ilişkinize yansımaları oldukça önemli… Bu durumu değerlendirirken, gerçeklerden uzaklaşmayın. Kıskançlık aslında bir şeye mani olma çabasıdır. Kıskanan kişi, ihaneti önlemeye çalışır bir yerde. Peki, gerçekten ihanet önlenebilir bir durum mudur? Hayır, yalnızca tahmin ederiz ve atalarımızın da dediği gibi olacakla öleceğin önüne geçemeyiz. Bu nedenle de o süre zarfında yaşadığımız öfke, ızdıraba dönüşür.
Kıskanan taraf diğerini bağlı olmamakla ve güvenilmez olmakla suçlar. Böylece diğerini kontrol etmeyi dener. Ama bağlılık, suçlamayla elde edilebilecek bir erdem değildir. Kişi ancak bu duyguyu içselleştirdiyse gerçekleştirebilir. Yani sadakatsiz birini siz zaten dize getiremezsiniz. Onun kendi sadakat duygusunu içselleştirmiş olması gerekir. Bu anlamda “kıskançlık” sadakatsizliği önleyemediği gibi size yük olmaya da devam ediyor gördüğünüz gibi. Eğer kıskançlığın anlamlı bir duygu olduğunu kabul ederseniz, huzurlu bir ilişkiye açıksınızdır demektir. Sevgisini sahiplenen her insan tabii ki onu kaybetmekten korkacak ve kıskanacaktır. Burada da kendi algılarınıza güvenmelisiniz. Kıskançlığı yok sayamazsınız elbette ama bu duygunuzu sevdiğiniz kişiye nasıl yansıttığınız önemli. Aynı zamanda sevdiğiniz kişiye duyduğunuz saygıyı gösterir. Kıskançlık duygunuzu ne kadar olgun ve sakin bir şekilde gösterirseniz, ilişkinizin ömrünü de o kadar uzatırsınız.
Kendinize sorun:
Kıskançlık ve ben dediğinizde aklınıza ilk ne geliyor?
Bugüne kadar deneyimlediğiniz ilişkilerinizde kıskançlık duygunuzu ne kadar zorladınız?
Kendinizi gözlemlediğinizde kıskançlık duygusu sizi ilişkiye bağlıyor mu?
Kıskançlık duygularınızı ilgisizlik mi tetikliyor?
Not
Eğer kıskançlığı kendi üzerinizden değerlendirdiğinizde sınırları zorluyor, buna dair uç deneyimler yaşıyorsanız, ilişkinin duygusal yoğunluğu kıskandığınız zaman artıyorsa ve birlikte olduğunuz kişinin hakkında duyduklarınız sizden önceki döneme ait olsa bile tepki verebiliyorsanız, ilişkinizde kıskançlık seviniz önde gidiyor bu da ilişkinizin sizin tarafınızdan her an tehlikeli bir döneme girebileceğini işret ediyor. Bu durumun ne kadar riskli olduğunu anlamak için ise eşinizin / sevgilinizin altı ay telefonuna ve sosyal medya hesaplarına bakmadan ya da gördüklerinizi birlikte olduğunuz kişiye yansıtmadan birlikteliğinizi sürdürebiliyorsanız siz büyük denizleri aşmış bir ilişkiye sahipsiniz. Eğer bunu yapamıyorsanız ve düşünmesi bile zor diyorsanız ilişkiniz küçük sularda bile boğulma tehlikesi geçirebilir.
Astrolog Zeynep Turan