İLİŞKİLER ve KAVGA
Kavga, her ne kadar ilişkilerin olmazsa olması gibi görünse de aslında araya giren üçüncü kişi gibidir ve çoğu zaman aynı etkiyi yaratır. İlişkiyi harlayan kavgalar kişilerin öfkeleri yükseldikçe adrenalini arttırıp çok daha yoğun barışmaları getirir. Bir süreliğine bu haz ilişkinini olmasa olmazı gibi algılansa da bir süre sonra sakinliğini koruyamayan taraf ya da tarafların zaman içinde bıkkınlığa ulaşmasına ve artık duyguların devamlı yükselmesine neden olur. Uzlaşmaktan vazgeçme halini geçip sıklaşan tartışmaların etkileri uzun vadede yıpratıcı tükenmişliğe sürüklerken fiziksel bağları da köreltecektir. Bu da istenmeyen sonu hızlandırırken, karşılık verme özgürlüğüne dayanarak eşler birbirlerine her kavgadan sonra farklı dayatmalar getirebilir. Her kavganın sonu seks ile bitmediği gibi ilişkinizin en önemli bölümüne de zarar verdiğinizi bir süre sonra gözlemlemek zorunda kalabilirsiniz. Sık sık kavga etmek ve bunu bir alışkanlık haline getirmek sadece duygusal anlamda zorlamakla kalmayacak hayatınızın diğer bölümlerine de hırçın davranmanıza neden olacaktır. Sürekli inişli çıkışlı bir yaşam tarzına ne kadar alışık olsanız dahi taarruz halinde yaşamak çevrenizdeki insanların katlanamayacağı bir durum haline gelebilir. 21. yüzyılın sorunu olarak ele alınan hayatın yoruculuğu bireylerin birbirlerine de tahammüllerinin iyice azaldığını gösteriyor. Eğer bir şeyleri çözerken devamlı kavga ediyorsanız bu gibi durumlarda istatistik tutun. Örneğin son 6 aydır devamlı kavga ediyor ve hiç olmadık konular yüzünden bile birbiriniz eleştiriyor ve konuşturmuyorsanız çok farklı sorunlarınız olduğunu görmenizde yardımcı olacaktır. Birbirinize tahammülünüzü bitiren aslı kaynağın kim ya da ne olduğunu bir an önce bulmalı ve konuda kimin haklı olduğunu değil, bu zamana kadar neden çözemediğinizi düşünmelisiniz. Birlikteliklerdeki tartışmaların birçok nedeni olabilir ama unutmayın konu ne olursa olsun eğer eşiniz tarafından gurunuz kırılmadıysa bu sorunu çözmüş olmanız ya da birinizin sorun gördüğü konuyu diğerinizin çoktan bir şekilde masaya koyup neler yapacağını eşine anlatması gerekirdi. Büyük fikir ayrılıkları olan çiftler bile birbirlerine zaman tanıyabiliyorlar. Burada yapmanız gerekenlere odaklanıp her şeyi sırayla ele almalısınız. Aslında düşündüğünüz kadar zor değil. İçinizdeki hırçınlığın sebebini neden kaynaklı olduğunu kendinize sorun. Ne kadar ilişkiniz veya eşinizle ilgisi olursa olsun biri ile devamlı kavga etme hali her iki kişinin de geçmişten gelen sorunları ve yüzleşemediği korkuları olduğunu gösterir. Nihai teşhisi ilişkinize kendiniz koyacak bu doğrultuda ne yapmak istediğinize siz karar vereceksiniz. İlişkinizde hiçbir şekilde kavga etmek istemiyorsanız bu metotları deneyin.
Güç gösterilerine son verin! Birlikte olduğunuz kişiyi zedeleyecek, aşağılayacak söylemlerden uzak durmalısınız. Kavga esnasında sırf kırıcı olmak adına aslında düşünmediğiniz ya da öyle olduğuna inanmadığınız cümleler kurabilir, bile isteye karşınızdaki kişiyi yaralayabilirsiniz. Unutmayın, laf ağızdan bir kere çıkar ve geri dönüşü mümkün olmaz.
Saldırgan davranmayın! Kızdığınız konu hakkında imalı cümleler kurmak yerine, net olarak söylemelisiniz. Birlikte olduğunuz kişi imadan anlamıyor da olabilir ya da sizden direkt olarak duymak istiyor olabilir. ‘Sorun yok ‘ , ‘Peki ‘ gibi ucu açık tavırlar takınmak yerine doğrudan ifadeler kullanın.
Suçlamayın! Hatalar her zaman bir kişinin olmaz, birlikte olduğunuz kişinin hatalarına ortak olun. Yaptığınız ya da söylediğiniz bir eylemin sonucunda hata yapılmış olabilir. Belki de hataya onu siz ittiniz. Özeleştiri yapın ve anlamaya çalışın. Mükemmeli aramak için sizin de mükemmel olmanız gerekir. Unutmayın karşınızda aslında sizin bir aynanız var. Onu olduğu gibi kabul ettiğinizi hissettirin gerekirse söyleyin.
Sen değil ben dilini kullanın! Tartışmalarınızda kendinizi ifade ederken sen diye başlayan cümleler kurmak yerine ben dili kullanarak cevaplar verin. Birlikte olduğunuz kişiyi suçlamadığınızı belli eden cümlelerle ortak olan bir yol bulabilirsiniz.
Genelleme ve kıyaslamalardan vazgeçin ve asla, hiçbir zaman gibi keskin kelimeler kullanmayın. Hayatın kendisi değişme tabi iken sizin de değişmeniz söz konusu olacaktır. Her ne kadar kadın – erkek eşitliği olsa da özünde farklı yaratılışlara sahibiz, kendi fedakârlıklarınızla onun yaptıklarını kıyaslamanız olumsuz etki yaratacak hatta tartışmayı alevlendirecektir.
Her ilişkide geçişler ve duraksamalar olacak sabrederken eşiniz sizden nefret etmesin. İlişkinizi güzel günlerini konuşun. Anıları duraksama dönemlerinde tekrar gündeme getirebilir, birlikte olduğunuz kişinin geçmişte ne denli sorunların üstesinden geldiğini ona hatırlatabilirsiniz. Her ilişkinin sınırları olduğu gibi, duyuları da olduğunu unutmayın. İlişkinizi duyarsızlaştırmayın. Unutmayın hiçbir ilişki tek başına başlamaz tek başına da toplanmaz. Kavgaların her zaman başlatan siz olmayacağınız gibi her zaman da alttan alan susan taraf siz olamazsınız.
Metot: İlişki terazisi herkese eşit olmalı; her şeyi ben yaparım yeter ki mutlu olalım demek yerine herkes elini taşın altına sokmalı. Eğer yerleşmiş tepkileriniz veya davranışlarınız olduğunuzu düşünüyorsanız bunun bilincinde olmak bile bu durumun değişebileceği anlamına gelir. Birlikteliğinizin anlamını bir konuya dayatmayın, yıllar içinde birlikteliğiniz büyüdüğü şekillendiği gibi anlam paylaşımı da artacaktır.
Motto: Vizyonunuz kısıtlı olmasın, bedeninizin onsuz olmadığını düşündüğünüz eşinizle ruhlarınıza kısıtlama koymayın. Bu âleminde dışında birlikte olabileceğinizi düşünebilirsiniz.
NOT: İlişkiler ve kavga üzerine yorumlarınızı bekliyorum :)
Astrolog Zeynep Turan