Gücünü İçinde Hisset!
Diyeceksiniz ki bu da nereden çıktı, evet haklı olabilirsiniz. Belki kendinizi güçlü hissetmemeniz adına binlerce engel varken, şimdi böyle bir cümleyi hayatınıza nasıl alacağınızı düşünüyor olabilir hatta ilk okuduğunuzda ister istemez ön yargıya dahi kapılıyor olabilirsiniz. Önemli olan bu 3 kelime hakkında sizi 5 dakika sizi düşünmeye teşvik etmek. Size motivasyon ve özlü sözlerle ya da o çok iyi bildiğim psikolojinize sızabileceğim kelimelerle sokulmayacağım.
- Size önce soru soracağım hazırsanız. Kendinizi güçsüz hissetmeden önceki döneminizi hatırlayın. Her şeyi ben hallederim, ben biliyorum günleriniz olmadı mı?
- Benim hayatım dediğiniz, ne olursa olsun sevabıyla günahıyla arkasındayım diye savunduğunuz, kırılacağınızı bile bile üstüne gittiğiniz konular olmadı mı?
- Ya da ilk gördüğünüzde sizi üzeceğini bilmenize rağmen, dur belki de deyip kendinizi kandırdığınız olmadı mı?
- Olsun ben hallederim deyip kimleri kimlerin elinden aldınız?
Kimleri savunup, kim bilir kimlerden asıl kırılmanın ne demek olduğunu gördünüz.
Demem o ki; siz kendinizi hafife alamaz, omuzlarınıza hayat çöktü, bir şeyler üst üste geldi diye güçsüz ilan edemezsiniz.
Demem o ki; yüreğinizle inandığınız için bunları yaşadım diyor ve geçmiş bir bir gözünüzün önünden akıp gidiyor. Demem o ki; hissedip de kim bilir kaç kere aklınızı yarı yolda bıraktınız, hem de bugün yolda görseniz selam vermeyeceğiniz inanlar için!
Demem o ki; eti tırnaktan ayıran yüzyıldan geçerken belki bilmenin ve hiçbir şey yapamamanın yükünü taşırken tarihte ki atalarımıza göre belki de daha zor sınavları biz veriyoruzdur. Çünkü insan bildiğini inkâr edemediği gibi yok gibi de yaşayamaz. Ancak yaşadığımız devirde neleri görmezden geliyoruz. Bir düşünsenize, işte sırf bu yüzden gücü içinizde hisseder de bu sefer kendiniz için harekete geçerseniz geçmişten kendinize olan borçları da kapatır, kendinizle gurur duyarsız. Demem o ki; aklınıza yatanı, aklınıza uymayanı en iyi siz bilirsiniz. Hâl böyle olunca benim de size diyeceklerim kısıtlı ama onay almak isterseniz sizin için elimden gelene yapmaya çalışacağımdan da hiç şüpheniz olmasın. Belki de modern çağın yalnızlıklarını paylaşacak, sırları konuşacak hiç kimsemiz olmadığı için bocalıyor, yedi kat elin ne dediğine ya da ne yazdığına kafa yoruyoruz. Bunların cevaplarını bana göre 2018 yılı verecek. Ama siz yine de gücünüzü toplama vaktinin geldiğini bir düşünün, eskilerin deyimi ile ya nasip deyip yola koyulun. Belki bu yolculuk sizin kendi derinliklerinize olacak belki de sizin olmayacağına inandığınız mutlukların mücadele yolu olacak. Bilin ki ne olursa olsun içinde siz olacak, size giden yollara uzun zamandır girmediğinizi fark edeceksiniz.
Olur mu?
Olur tabi neden olmasın. Bu yazıyı sabah okuyup, akşam bir kez daha okursanız gündelik hayat kafanıza her takıldığında bir kez daha kendinize hatırlatırsanız mutlaka kendinize eksik davrandığınız konuları bulacak ve neden kendim için bunu düşünmedim diyeceksiniz. Unutmayın kendi antibiyotiğinizi siz üreteceksiniz. Ve ruhunuzun neye ihtiyacı olduğunu en iyi siz biliyorsunuz. Ben sadece size deyim yerindeyse antibiyotiğini düzenli al der gibi oldum.
Fark etmek en büyük erdem ise kendinizi önce fark edin. Niyetiniz kaderiniz olma yoluna bir günde girmez. Niyet terbiye ister. Sessizlik, sabır hatta birkaç kibirli tarafından ezilmek ister.
Bizim derdimizi şimdi kaderle mi?
Hayır.
Bahanelerle mi?
Hayır.
İnançsızlıkla mı?
Hayır.
Peki geriye ne kalıyor?
Ben söyleyeyim, kendinize gösteremediğiniz sabrınız kalıyor. İnsanın kendine sabır göstermesi çok zordur belki de siz bundan kaçıyor, bin bir bahaneye sığınıyorsunuzdur? Bugünlerinizde tıpkı dünleriniz gibi yitip gidecek. En iyi bildiğiniz şey kendiniz için mücadele etmeye gerek dahi görmediğiniz gerçeği ile baş başa kalacak olmanız. Binlerce toteminiz veya öyle de oldu sözlerinizle hayatı yönetemezsiniz. Hayat inanmakla başlar, inanç hislerden destek alır. İrade ancak güçlüklere göğüs gererek olur. Hatta daha iddialı bir şey söyleyeyim yalnızlığı dibine kadar hissetmeden, çaresizliği tatmadan büyük başarılara veya mutluluklara imza atılamaz. Gördüm, duydum en çok da dinledim. Her başarı hikayesinin ağır sabır gerektirdiğine şahitlik ettim bu ahir ömrümde. Demem o ki; isterseniz psikolojik olarak sizi yıkacak binlerce neden bulabilirsiniz. Kendinizi toparlayacak içi gücü geliştirirseniz engellerin de bir sebebi olduğunu görür, hayatın dümenine daha sıkı sarılırsınız. Sabır, dünya kürek şampiyonun elleri gibi değilse çabalarınız sonucu inanın sizi mutsuz edecektir.
Ağlamanın, kaybetmenin en önemlisi de başarısızlığın insana büyük işler öğreteceğini yaşamadan asla bilemeyiz.
Hadi!
Gücünü hisset, hayatını yönet!
Astrolog Zeynep Turan
Yazının her hakkı saklıdır.
05.09.2017