Dünyanın yalandan dönmediği bu yüzyılda gezegenler bize ne anlatmak istiyor?
Gelin sizinle şimdi yüzyıllık bir yolculuğa çıkalım. Birbirinden kopmayan gezegen ilişkilerinin toplumsal etkilerine söyle bir bakalım.
İnsanlığın ilk gününden bu yana astrolojinin kavim bilgisinden faydalandığını biliyoruz. Uygarlıklara dayanan geçmişi ile, bu yüzyılda vizyon değiştirmiş olsa da derinliğine girdiğimizde bize çok enteresan benzerlikleri anlatıyor. Gelecek nesillerin neler yapacağını hangi acıları faydaya dönüştüreceğinin bile bilgisini veriyor aslında… Her şeye bir sebep sonuç hikâyesi ile bakıldığında bu yüzyılda yaşanan olaylar ülkelerin sorumluklarından önce yaşayan tüm canlıların sorumluluğuna girdiğini de anlatıyor. Şimdilerde ise görmezden gelinen ama gelecekte kaderimizi belirleyecek en önemli olgunun mülteciler olacağını işaret ediyor yıldızlar.
Gökyüzü Göçler ve Mülteciler Hakkında Ne Diyor?
2015 ve 2016 yılında, İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana toplumda en büyük kaymaların birine tanıklık ettik. Orta Doğu ve Afrika'dan 600.000 'den fazla mülteci anavatanından savaş, siyasi baskı ve toplumsal kaos yüzünden ayrıldı. Çaresiz insanların bu şaşırtıcı akını birçok Avrupa ülkesinde kriz durumu yarattı. Daha da önemlisi, bu göç bir son gibi göründü. Sadece 2016 yılının ilk yarısında Yunanistan ve İtalya'ya en az 100.000 civarında yeni mülteci giriş yaptı.
Ayrıca bu rakamlar şu anda Türkiye'deki kamplarda yaşayan 1,9 milyon Suriyeli mültecileri ya da diğer Ortadoğu ülkelerinden uzaklaşan yüzbinlerce mültecilere dâhil değil. (Suriyeli mülteciler şu andaki Lübnan nüfusunun % 25'ini oluşturuyor.) Bununla beraber, dünyadaki bu büyük göçün kaynağı sadece Suriye'de yaşananlar değildir. Irak, Afganistan, Somali, Libya ve dünyadaki diğer ülkelerden insanları da içeriyor. Avrupa kıtasında bulunan bazı uluslar bile; Arnavutluk ve Kosova gibi, göç etkisinde kalmışlardır. Bunları sadece istatistik olarak bakmak elbette bu insanlara haksızlık demektir. Çünkü siyasi ve sosyal yansımaları arkasında, elbette kişisel milyonlarca trajedi vardır. Dünya uzun zamandır saf insanı görüntüler ve üzücü yaşam hikâyeleri ile yürekleri doldurup taşırıyor. İşte belki de en üzücü olan konu bir süre sonra meseleye sadece istatistik olarak bakmak olur.
Gökyüzü mültecilerin yolculuklarını nasıl yorumluyor!
Satürn Yay etkisi...
Bu tarihi harekete uygun düşen birçok astroloji faktörlerini gökyüzü işaret etmiştir. Her şeyden önce, Satürn gezegenine kendisini misafir eden Yay, toplumların uzak diyarlara seyahatleri ile ilişki kuruyor. Malum Satürn, zorlukları ve sert öğretileri olan bir gezegendir. Bu yüzden seyahatlerin keyfi olmadığını anlamak zor olmayacaktır. Yurtlarında karşılaştıkları sert gerçekler insanlara başka bir alternatif sunmuyor ve maalesef bu yolculuk kendi içinde çile barındıran bir etkiyle trajik sıkıntıları baskılıyor.
Satürn-Yay etkileşimi (isteyerek ya da istemeyerek), mültecilere ev sahipliği yapan milletlere de bazı sorumluluklar yüklemiştir. Satürn zorluklar getiriyor. Yay ise yüksek zihin, entelektüel açıklığı yönetiyor. Bazı ülkeler, Almanya gibi sınırlarını açarak bu meydan savaşına cevap vermiştir. Diğerleri çok daha olumsuz yönde tepki gösterdi. Buna örnek olarak; Macaristan Başbakanı, göçmenleri dışarda tutmak için ülkesinin ve Sırbistan arasındaki sınır boyunca bir duvar inşa etmeyi önerdi. Paris ve Brüksel'de yaşanan son terör saldırıları Avrupa toplumunun içine göçmenlerin durumunu hassas bir noktaya getirdi.
(Kasım 2015- Haziran/ Eylül 2016) Satürn ve Neptün arasındaki kare açı bu sorunu pekiştirmeye devam etti ve etmeye de devam edecek. Dünyadaki herkes için konuşulan bir durum olan konu, Neptün tarafından sınır komşuların gücünü sınarken, Satürn toprağa bağlı endişeleri ve korkuları yeniden konuşulur hale getirdi.
Gökyüzündeki büyük kare açılar büyük ülkelerin büyük açıklarını ortaya çıkardı…
Mülteci konusu, tüm bu gökyüzü ve etkilerinin yarattığı doğal bir sentezini oluşturduğundan konuyu mesleki anlamda adlandırmanın fayda olduğunu düşünüyorum. Şimdi gelin başka önemli bir faktörü inceleyelim; Uranüs ve Plüton arasındaki uzun soluklu devam eden kare açı keskin etkisiydi. Suriye ve Kaddafi sonrasında yaşanan iç savaş, IŞİD ‘in yükselişi devam ederken meydana gelen dramatik olaylar, bu toplu göç sahnelerine hiç ara vermeden etkisine devam etti. Uranüs-Plüton 90’lığı dünya çapında birçok farklı bölgede savaş ve kaosu temsil eden etkilere vesile olurken, ayrıcalıklı ülkelerde yaşayan insanlara göre yaşam hakkımıza dokunan korkular yaşadık.
Dünya bu yüzyılda büyük sıkışmalardan geçerken genç kuşakların durumu!
Tüm bu olanlardan etkilenen insanları, burçları düşünüp ortak noktalarında ne var görmek gerekir. Diğer bir deyişle, bu insanların doğduğu zamanlardaki kuşak gezegenlerinin yerleşimlerine bakmak elbette en doğrusu olur. Avrupa’ya giriş yapan mülteci sayısının çoğunluğu genç nüfus oluşturuyor. 18 yaş ve altında olan genç mültecilerin anlamak için 18 yıl önce Neptün konumunun nerede olduğuna bakmak gerekir. 1998 Ocak ayından 2012 yılının sonuna kadar Kova burcunda olduğunu anlıyoruz.
Bu gençlerin büyük çoğunluğunun Neptün konumu Kova burcunda olduğunu işaret ediyor. Dört yaşından daha küçük ve büyük olanları bu grubun haricinde tutabiliriz. Neptün ve Plüton kuşak etkisi hakkında çıkan ana yorumlar aslında bugünle doğru paralelde ilerliyor. Belirli bir kuşak için yaygın olan Neptün konumu bize aslında dogmatik olmaktan ziyade yaratıcı bir vizyonu gösterir ve aynı zamanda umutları ve hayalleri de bütünleştirir. Örneğin; 1943 ve 1956 doğumlu olan neslin ilk dalgası Neptün’ün Terazi konumunda olmasıydı. O dönem için herkesin dilinde olan konu dünyada daha çok adalet ve eşitlik kavramı olmasıydı. Belki oralarda da eş zamanlı haksızlıklar devam ediyordu ama çalışan bir sistem varmış. 1956’dan itibaren Neptün’ün Akrep burcu seyri başlamıştı. Gelin görün ki keskin bir çizgi gösteren 1956 -1969 yılları doğumlular için dönem Neptün, Akrep döngüsünde savunma tik ruhlar olarak dünyadaki misyonlarını sürdürürken, günümüze kadar etkili olan kaderleri ve kararlarıyla sistemi farklılaştırdılar. Bu durum duyguları daha öznel ve korkuya dayalı bir dünyayı hâkim kıldı.
Neptün'ü Kova burcunda olan kuşak ne anlama geliyor?
Akıllarda öncelikli soru şu olmalı:
Neptün’ü, Kova burcunda doğan bu kuşak neyi işaret ediyor? Neyi temsil ediyor? İdealist mi yoksa rasyonel mi?
Bütünsel olarak Neptün, Kova burcundaki kuşaktan bahsederken yapısını inceleyerek cevap vermek en doğrusu olur. Bunu söylemeden önce şunu eklemekte fayda var. Hiç kimse, olumlu ya da olumsuz kendi kuşağı için mükemmel olanı temsil ediyordu dememeli. Biz ancak burada belli gruba dahil olan kişilerin eylemlerinde genel duruşlarını, eğilimlerini, trendlerinden bahsedebiliriz. Eğer bir birey olarak bu eğilimleri farklı algılayıp yaşadıysa bu durumunda oldukça doğal bir etki olduğunu altını çizmek gerekir.
Neptün Kova burcunda doğan ilk nesil (1834 -1848 ) araştırmak aslında daha mantıklı olacaktır. Yani biraz eskiye dönmekte fayda var. Dönemsel konjonktür aslında genel havayı temsil eder, bu yüzden süreçleri takip etmek ve gözlemlemek astroloji olarak gökyüzünden yeryüzüne ne yansıdığını görmemizi kolaylaştırır. O dönemin vurgusu sanat ve sanat tarihini, akımları açısından önemli bir döngüyü işaret eder.
Dönemin popüler ressamlarını incelediğimizde doğum tarihleri açısından ilginç bir ortak özelliği kavuşmak mümkün oldu. Birçok dönem sanatçısının doğum haritasında Neptün, Kova burcunda yer alıyordu. Pastel, parlak renkler kullanılmış, bu empresyonist resimlerin düşünceleri eserlerine yansımıştı, Kova ile bu ilişki oldukça garip gözükebilir.
Bununla birlikte, empresyonist ressamlar çok kreatif çalışmalar yapıyor ve düşüncelerini yansıtıyorlardı. Genel düşünce onların devrimci bir ruha sahip oldukları yönünde idi. Bütün bu etkilerden anlaşılan ressamların orijinal bir yapıya sahip olduğudur, çekirdek bir yapıyı gelecek nesile aktarabildikleri gibi bu kuşak etkisini bir stille miras olarak bıraktığı da gözlemleyebiliyoruz. Aslında burada konu klasik yöntemden çıkmakla ilgili bir hikâyede vardır. Saf ve temiz bir görüntü katmak için zemine uyguladıkları renk seçimleri bile o dönemin devrimci bir izlenimi ve kazanımıdır. Daha sonra teknolojiyi geliştiren bir akımın temsilcileri oldular, tüplerde boya imalatı başladı ve kendi stüdyolarını kurmaya başladılar.
Thomas Edison ve George Westinghouse bu iki mucit bilim insanının çalışması yeniliklere ışık tutarken aynı zamanda Neptün’ü Kova olan Alexander Graham Bell telefon ile iletişim kuracak sonsöz bir kontak oluşturdu. Felsefeci Nietzche’de Neptün’ü Kova olan bir nesilden gelmektedir. Batı düşüncesinde tarzını farklı kılmış bir tarihi unsurdur. Radikal ve sıra dışı fikirleri ile Hitler, Emma Goldman gibi isimler Kova devrimini yansıyan çıkışlar yapan hem politik hem de aslında psikolojik unsurlar olmuşlardır.
Bu örnekleri topladığımızda Neptün, Kova bir neslin modern oluşuma odaklanmasını gösteriyor. O rüyaları ile vücut bulur ve sınırları aşmak ister. Neptün, Kova kuşağında doğanlar rüyaları ile geleceği oluşturur, gelecek modern dünya da fanteziyi ve umudu imkân haline getirir. Neptün, Kova ilişkisi bir kuşağı peşinden sürüklerken teknoloji ve bilimsel yapı birbirine yüzyıllar önce bağlı olacaktır. Geleneksel yapısını bozmayan bir etkisi olduğundan geçmiş ile ilişkisinde mistik, büyülü ve akıldışı yıllar da olacaktır. Astrologlar devrim dönemleri ile Kova ilişkisine uzun yıllar incelemişlerdir. Şimdi bu kuşağın ruhunda içsel olarak bekleyen bir heyecan var sanki. Bireycilik daha büyük fikirlere hizmet ederken araya herhangi bir güç girecekse görüş ne olursa olsun baskıcı bir kuvvet oluşturacaktır.
Neptün Kova ve Mülteciler…
Tüm bu yazdıklarımla Akdeniz’in fırtınasında şişme bot içinde mücadele eden çocukların ne ilgisi var? Diye düşünebilirsiniz. Söyle ki; genç mülteciler Neptün Kova burcu grubundan ve alışılmadık durumların içinde kaldılar. Statüler ve kaos ile büyüyorlar. Yurtlarından, geleneklerinden ve kültürel normların üstünde hatta insanlık dışı anılar biriktirmek durumunda kaldılar. Bu gençlerin çoğu kendi alışkın oldukları koşuldan ayrılmak durumunda kalırken aslında bir yandan başka bir kültürel duruma adapte olma cabasında kalıyorlar. Birçoğu da girdi bile diyebilirsiniz. Belki de bazıları bu durumun dışında yaşamamışlardı ama bazıları ilk defa tecrübe edecekleri yeni alışkanlıklar kazanacaklar. Çağın getirilerini unutmamak gerekir, Uranüs Koç burcuna geçiş yapacağı zamanı Maya uygarlığı bile bir başlangıç olarak almak istemişlerdi. Belki de bize sırf bu yüzen dünyanın son günü mesajını bırakmışlardır. Zaman Hız ve teknolojiye akıyor. Geleceğe yönelik bir dünya için Kova, toplum bilinci etkisi Neptün ile de esneklik ve adaptasyon oluşturacaktır, kim bilir…
Bu çocuklar gelecekte çok konuşulacak!
Bu soruların cevabını bize uzak gelecek anlatacak yani 27 yıl sonra bu yazı belki daha büyük bir anlam kazanacaktır. Peki, bu uzak gelecekte karşımıza çıkacak insanı duyguların izole olması dışında başka neler olabilir?
Mültecilerin arasındaki bu genç nesil, geleceğe doğru giderken gücü temsil eden yönetim sistemi ile çatışmaları köklü bir hale dönüşebilir. Zaman geçecek ve barış dünyada bir çeşit hayatları düzenleyecek, yetişkin mülteciler memleket özlemi ile geri dönmek isteyecekler ya da yabancı topraklarda kendi geleneklerini en azından yaşatmaya çalışacaklar. Neptün Kova çocukları geçmişe dönüş fikrine dirençli olabilirler. Hatta farklı misyonlar ve başarılar edinirken şu sıralar zor durumda olan bu çocuklar, kendi topraklarının Uranüs Balık döngüsünde doğan Fidel Castro’su olabilirler. Neptün sayesinde bu nesli ileriye taşıyacak birer vizyon sahibi olacaklarıyla ilgili gökyüzünde büyük izler var. Hepimiz, yakın gelecekte oya gibi işlenen gök kubbedeki düzenin dünyayı nasıl değiştireceğine tanık olurken, size yakın geleceğe referans olacak bir bilgiye de burada sizinle paylaşmak isterim. Bazı Avrupa ülkeleri tarafından yetenekleri ön plana çıkarılarak müzik projelerine dâhil edilen mülteci çocuklar, sanatla hayata yeniden tutunmayı seçmişlerdi.
Plüton’un rolü!
Neptün bize bir kuşağın kendi yapısını gösterirken, Plüton tarafından dönemin önemli olaylarını içselleştiriyor. Örneğin; Neptün’ü Kova burcunda doğan neslin ilk dalgası Plüton’u Aslan burcundayken başlıyor. Bu dönem gelişen en önemli olay nükleer imha, atom bombası ile dünya tehdit eden faktörler oldu. Belki de bu özel nesil, dünyayı kurtarmak için korkunç koşullarda çalışmak ya da yer almak zorunda kaldı.
Bize Empresyonizm ile ışık yakan geçmişteki Neptün Kova kuşağı, Plüton’u Koç burcundayken dünyaya geldiğini belirtmek gerekir. Beklendiği gibi, bu kuşağın üyeleri için belirleyici olaylar genellikle silahlı çatışmaları işaret etti. Fransız Devrimi, Fransa–Prusya savaşında Fransa'nın ezici bir mağlubiyet oldu. Havuzun diğer tarafında, bu genç insanların çoğu Amerikan İç Savaşı sırasında öldü.
Ancak, günümüzdeki Neptün Kova neslini düşündüğümüzde Plüton verdiği mesaj çok net değildir. Çünkü 2008’den önce doğanlar ve sonrası için Plüton Oğlak burcundayken Plüton Yay burcunda konumlanacaktır. Yani, bu grupta kendi hayalleri, umutları ve hayatları ile birleşecektir.
İnanması zor gibi! Plüton’u Yay burcunda doğan grubu, muhtemel bir macera yolculuğu bekliyor. Akranları bir şekilde kader tarafından kuşatılırken hayatta kalmak için yeteneklerini kullanarak macerayı körükleyeceklerdir. Bazı durumlarda, bu farkındalık ruhsal yaşam geliştirmeyi hedeflerken bir yandan dini inançlarını derinleştirecektir. Diğerlerinde ise, tekrar dünyaya bir şeyler vermek için şükran duymak ve gereken ne ise ihtiyaçları üretmekle geçirecektir. Neptün Kova’nın temsilcileri genç akranlarına göre gelecek ilgili daha iyimser olabilirler. Aynı zamanda her şeye rağmen bir yere bağımlı olma durumuna da direnebilirler. Ama değişimin kaçınılmaz olduğunu da kabul edeceklerdir.
Bu grubun en genç üyeleri yeni bir yaşam için mücadele ederek yolculuklarına devam edeceklerdir. (2008 doğumlu ve sonrakiler) Plüton’u Oğlak burcunda olanlar aileleri ve kendileri için gerekli fedakârlıkları vurgulamak eğiliminde olabilirler. Ayrıca kendilerini karşılayan Avrupa toplumuna karşı duyguları da bu sırada şekil alacaktır. Nefret ya da istenmemeyi farklı manalarda içselleştirebilirler. Güven bu açıdan ciddi sorunlar oluşturabilir. Kurban ve insan psikolojisi içinde dünyevi ihtiyaçlardan faydalanmak zaman alabilir. Plüton Oğlak burcunda 9 yıl daha kalacağını hesap edersek, Neptün Kova’nın genç temsilcileri Neptün Balık kuşağı ile benzersiz bir yakınlık hissedebilirler. Göçmenlerin yaşadığı bu korkunç trajedi durumlarına benzer sonlar yaratmayacaktır belki ama bu genç Kova ruhu yeni bir dünya için uyum arayışında iken Neptün ile amaçlarını kurgulayacaklardır.
Dinlerin Rolü…
Neptün’ü konu alarak bir neslin vizyonundan, hayallerinden bahsederken genellikle liberal açıdan bu ana kadar yorumlarımı gökyüzü adına değerlendirdim. Ancak, Orta Doğu'dan gelen bu genç göçmenler, aynı zamanda dini inançlara Neptünyen olarak nasıl etki altında olacaklarına da bakmak gerekir. Geldikleri kültürde hangi dine sahip olduklarına bakmak gerekir. Çoğu bu durumda İslam dinine hâkim olunan bir kültüre referans veriyor. Dini hoşgörünün yaygın olduğu bu topraklarda Hristiyanlık da vardır, aynı zamanda inançlarla ilgili farklı görüşlere de sahiptirler. Bu topraklar nerdeyse üç kuşaktır, dinin aşırılık boyutundaki farklı bir yüzü ile karşılaşıyor.
1956 ve 1970 yılları arasında doğan Neptün’ü Akrep doğumlu olan kişilerde din amaçlı lider vasıflarını ortaya çıkartmaya başladı. Usame Bin Ladin'in buna bir örnektir. 1984 ile 1994 yılları arasında doğan Plüton’u Akrep olan kişiler, bu çatışmaya tepki olan İSİD gibi karakterize olan bir grubu ortaya çıktı. 11 Eylül olaylarına karışan neslin teröristleri ise Neptün Yay burcunda olanlardı. Dini aracı olarak kullanarak, kapasitelerini aşırılıkla besleyen neslin Akrep etkisinde olduğunu anlıyoruz. Neptün Kova doğumlu bu çoğunluğu genç Müslüman olan bu nesil sorunlara yaklaşım tarzlarının çok farklı olacağını düşünüyorum. Ayrıca, Plüton Yay etkisinde olanlar için farklı inanç, din ve kişi kesinlikle değişimin mihenk taşlarını oluşturacaktır. Plüton öğretirken, Yay etkisi inancın ötesinde bir yaklaşım sunacaktır. Sonuç olarak büyük olasılıkla İslam’ın doğasına uygun daha derin ve daha hoşgörülü bir anlayış zamanla gelişecektir.
Dikkate alınması gereken başka bir etken daha var, 2003 ve 2011 yılları arasında doğmuş olan, gençler Uranüs’ü Balık burcunda. Bu karşılıklı yerleşen gezegenler Uranüs ve Neptün alışılmadık astrolojik bir eşleşme oluşturuyor. Spritüal gezegen (Neptün) içinde çok daha fazla rasyonelliği işaret ediyor (Kova) ve bilim gezegeni (Uranüs) içinde rasyonel olmayan bir bağlılık var (Balık). Kova etkisi laikliği ve demokrasiyi güçlendirecektir.
Sonuç olarak; büyük göçler insanlık tarihi boyunca hayatın bir gerçeği olarak var. Genellikle savaş, baskı, ekonomik sıkıntı ve trajedilere neden olmuştur. Tüm bu olayların ilk çıkış noktası da dinlerdir. Yahudilikte 5 bin yıl önce başlayan göçten bu yana dinler üstünden yürütülen güç savaşları hâkim.
Avrupa ve Türkiye’deki mülteci akını 21. yüzyılın koşullarında en benzersiz görüntülerine sahip oldu. Ancak bu durumu sıra dışı yapan şey, çok farklı bir neslin bazı özel temsilcileri ile karşı karşıya olduğumuz gerçeğidir. Neptün’ü Kova burcunda doğan bu neslin, yaşama karışmaları, deneyimleri ve motivasyonları kalıcı olacak çünkü onlar Kova burcunun hümanistliğini taşıyacak. Neptün gezegeni de bu ruha dünyamızdaki değişikliklere meydan verecek kapasiteyi sunacaktır. Ne yazık ki gelecek yüzyıllarda dinler daha çok deformasyona uğrayabilir. Ancak gök kubbe, bu neslin çocuklarının gelecekte dinlerin ve kültürlerin temsilcileri olacaklarını işaret ediyor. İnanıyorum ki gelecek nesiller için büyük potansiyele sahip olacaklar. Dünyada büyük izler bırakacak insanlar aslında aramızda demekten başka bir söz kalmıyor bana da…
İyi olanı düşünmek, kabul etmek insanı her zaman büyütür.
Yazıda geçen gezegenlerin içinde bulunduğumuz yüzyılı ne yönde şekillendirdiğine dair diğer yazılar;
https://twitburc.com.tr/yazi/dunya-oksuruyor-buyuk-plan-daha-hizli-akmaya-basliyor.html
http://twitburc.com.tr/yazi/bir-21-yuzyl-masal.html
http://twitburc.com.tr/yazi/uranus-ile-plutonun-duellosu.html
https://twitburc.com.tr/yazi/uranusle-tansma-zaman.html
http://twitburc.com.tr/yazi/gorunen-ile-gorunmeyenin-savasina-hos-geldiniz.html
https://twitburc.com.tr/yazi/yakin-gecmisteki-kanli-ay-tutulmalarinin-hikayeleri.html