EVLİLİĞE GİDEN YOLDA NELERE DİKKAT ETMELİSİNİZ?
Sevgilinizle güzel giden ilişkinizi evlilikle taçlandırmak istiyor ve nelere dikkat etmeniz gerektiğini merak ediyor musunuz? Hemen sizi yazıya alayım çünkü evliliğe giden yolda tüm ezberlerinizi bozacağım!
Evlenmek istiyorsanız, romantik hayallerinize biraz ara verin!
Yanlış okumadınız, evliliğin öncelikle sorumluluk demek olduğunu hepinizin bildiğini düşünüyorum. Ancak evliliğe giden yolda bazen yolumuz şaşıyor. Öncelikle şunu iyi belirlemek lazım: Evlilik sizin bir araç mı, yoksa amaç mı? Toplumsal etkiler, aile baskısı, anne olamama kaygısı, sosyal statü kaybetme endişesi yüzünden evlenmek istiyorsanız, ki bunların hiç de hafife alınacak sebepler olduğunu düşünmüyorum ama evlilik isteğinizin nedenini detaylıca düşünün derim.
Çok seviyorum, çok aşığım…
Eğer evlenmek istemenizin sebebi buysa çok iyi bir noktadasınız demektir. Evlilik, sevdiğiniz kişiyle birlikte olmak için bir araç olmuş. Başlangıç için bence doğru yerdesiniz. Ancak ne yazık ki yeterli bir neden değil. Durun, hemen üzülmeyin. Söylediğim gibi çok sevmek, çok âşık olmak güzel bir adım. Özellikle güvenli bir bağ kurmanın, her insanın temel ihtiyacı olduğunu düşündüğümüzde. Ancak aşkınız, sizi mutlu bir evliliğe götürecek diye bir şey yok.
Şimdi izlediğiniz romantik filmleri bir hatırlayın… Bütün filmler, sizce neden sevenler kavuştuğunda bitiyor? Gündelik hayatın çiftler için çok da eğlenceli olmamasından kaynaklanıyor olabilir mi? Evlenmek istiyorsanız, romantik hayallerinizi bırakmanız gerektiğini bu sebepten söyledim. Gündelik hayatın 7 gün 24 saat romantizm kaldıramadığını hatırlamanızda fayda var. Birinin sorumluluğunu almanın, evin düzenini sürdürmenin, aile ilişkilerini yönetmenin önemini de iyi kavramanız gerekiyor. Tüm bunları yapabilmek için de aşkınız, sevginiz dışında seçtiğiniz adayın size uygun olup olmadığını tartmalısınız.
Aileler çok mu önemli?
Evet, hem de çok! Aşkınızın tavan yaptığı zamanlarda her şeyin üstesinden gelebileceğinizi düşünebilirsiniz. Ama bu durum aşkın yerini sevgiye bıraktığında gözünüze batmaya başlayacak. O yüzden evlilik aşamasında, birlikte olduğunuz kişinin ailesiyle, yakınlarıyla hiçbir şekilde uzlaşamıyorsanız, bu konuyu ciddiye alın derim. Çünkü evlilik, inanın kalabalık bir durum, özellikle de bizim gibi iç içe yaşayan toplumlarda. Dolayısıyla sevgilinizin ailesini, kültürel durumunu, kendi ailenizle uyumunu değerlendirmelisiniz. Bunlar benzerlik göstermese bile ailelerin uzlaşmacı olup olmadıklarını gözlemlemelisiniz. Eğer uzlaşmadan uzak, dediğim dedik aile bireylerine sahipseniz, üzgünüm. Çünkü farklılıklarınızı tolere edemeyecek, bitmeyen bir savaşın hep kaybedeni olmaya aday olacaksınız. Sonrasında, aşarım, hallederim dediğiniz sorunlarla bir ömür boyu uğraşmak zorunda kalabilirsiniz. Gündelik hayatınızdan tutun da, çocuğunuzu nasıl yetiştireceğinize kadar bir dünya insanla, bir dünya fikir ayrılıklarına düşebilir, kendi çıkmaz sokaklarınızda kaybolabilirsiniz. Evliliğinizde eşinizin ailesiyle ya da annesiyle ilgili sorunlarınızda da yalnız kalacağınızı belirtmek isterim.
Ve mutlu son… İmzalar atıldı, düğün dağıldı ama sizin filminiz yeni başlıyor!
Aileler uzlaştı, her şey yolunda gitti. Hayatınızın aşkına bir ömür “evet” dediniz. Ben de size mutluluklar dilemeden önce küçük bir hatırlatma yapmak isterim. Aşkınızın ateşi yavaş yavaş sönmeye başladığında, bir erkeğin kadından beklentisi, binlerce yıl önce neyse şimdi de o. Eşinizin rahat etmesinden, gündelik ihtiyaçlarının karşılanmasından siz sorumlu olacaksınız. Bu bilgiyi es geçmeyin, derim. Eşinizin, yemeğin yanına bir salata yapması da durumu kurtarmıyor. Evin bütün sorumluluğu, aile ilişkilerini yönetmekte dâhil sizin sorumluluğunuzda olacak ve bir şeyler yolunda gitmediğinde, muhtemelen suçlanacaksınız. Modern toplumda, kadınların da aktif olarak iş hayatında yer aldığını düşünürsek, evin, çocukların sorumluluğunu üstlenmek eskisinden daha zor… Evlenmeden önce tüm bunları göze alın!
Hayalleriniz yıkılmasın istiyorsanız, hayallerinizi değiştirin…
Temel ruhsal gereksinimlerinizi karşılamanız elbette çok önemli. Ama bunun dışında evliliğinizde mutlu olmak istiyorsanız, hayallerinizi değiştirmeniz gerekebilir. Eşinizden, beklentilerinizi biraz düşürmeniz mantıklı olabilir. Evliliğin monotonluğundan kurtulmak istiyorsanız, beklemeyin, harekete geçin! Unutmayın, eğer ilişkiniz sıkıcı bir hale geldiyse bunda sizin de payınız vardır, nihayetinde ilişkiyi tek başınıza yaşamıyorsunuz değil mi?
Cinsel hayatınızın da tıpkı gündelik yaşamınız gibi monotonlaştığını, hatta yok olduğunu fark ettiyseniz hayatınıza yansımalarını görmeye başlamışsınızdır. Çünkü gece neyse gündüz de odur. Ve her insan sevişirken kendisini anlatır. Geceniz, gündüzünüze çok ama çok benzer…
Yıllar geçtikçe, belki de evliliğinizin daha ilk zamanlarında, hayal kırıklığına uğramak istemiyorsanız, uzun uzun düşünün. Kendinizi, evliliğiniz içinde yeni bir aşk arıyorken bulmayı, kafanızın sürekli karışmasını, boşanmak zorunda kalmayı istemiyorsanız, ilişkinizi iyi analiz edin ve “neden”lerinizi hep yanınıza alın. Unutmayın, “Sorgulanmayan bir hayat, yaşanmış sayılmaz.”
Sorguladığınız, yüreğiniz kadar aklınızı da yanınıza aldığınız kararlarla mutlu olmanız dileğiyle… Hem sizi kendinizden uzaklaştıracak bir eş seçmediğiniz sürece, insanın kendini güvende, anlaşılmış ve değerli hissettiği bir ilişki içinde olmasından daha güzel ne olabilir ki…
Zeynep Turan
Yazının tüm hakkı saklıdır.
29.07.2016