DÜNYA TESADÜFLER İÇİN ÇOK KÜÇÜK
Dünya küçük hiç ummadığınız insanı dibinizde görebilirsiniz.
Hayatta zor durumlarla karşı karşıya kalabileceğiniz anlar olmaz mı? Çok kez olur, hem de hiç beklemediğiniz bir yerden hiç beklemediğiniz bir köşeden size adeta ce diyebilir. Böyle durumlarda kendinizi kontrol altına alır, duygularınızı yönetmeyi başarırsanız unutmayın, dünyayı yönetebilecek güce sahip olursunuz. Peki bu zor durumlar nedir ve karşı karşıya kaldığınızda bu sorunları nasıl çözebilirsiniz?
Eskinin de eskisi var!
Gün olur devran döner. Bir zamanlar yüreğinizin sahibini bulduğunuzu düşünür ve onun geçmişindeki herkesi bir şekilde öğrenip kendinize dert edersiniz ve hatta o kişi ya da kişileri hedef tahtasına oturtursunuz. Tabii bu, işler yolunda gittiği sürece en basit derdinizdir. Ta ki; sevdiğiniz, geçmişini didik didik ettiğiniz kişiden ayrılana kadar. Onun yüzünden dert ettiğiniz kişilerin hiçbir önemi kalmaz fakat tam da o sırada hayat kötü bir sürprizle karşınıza çıkar: zamanında dert ettiğiniz kişilerle aynı ortamda bulunmak zorunda kalabilirsiniz. Bu karşılaşmanın üzerinizde soğuk duş etkisine sebep olması bir yana bir de ben şimdi ne yapacağım paniğini de yaşatması mümkün.
Tek yapmanız gereken kendi soğukkanlılığınızı koruyup karşınızdaki kişinin ilk 50 saniyede sizde bırakacağı izlenime göre hareket etmeniz. Bunun o anki durumu kurtaracağına emin olun ve eski dertleriniz hepsinin geçmişte kaldığını hatırlayın. Adı üstünde eski sevgilinizin sizden önceki sevgilisi, bu yüzden gereğinden fazla anlam yüklemenin mantığı yok. O kişi de eğer durumdan haberdarsa ve ortak bir çevredeyseniz yüz göz olmazsınız zaten dolayısıyla o kişiye yokmuş gibi davranmanızın size bir getirisi olmayacaktır. Ayrıca bir kere oluşan tesadüfün kaç tesadüfe gebe olup olmadığını bilmiyoruz. Durumu bu açıdan değerlendirirseniz uzatıp uzatmamak konusunda daha sağlıklı bir karar verebilirsiniz. Eğer çevredekilerin sizin hakkınızda konuşacağını düşünüp karşınızdaki kişiyi alttan alır ya da o kişiyle el sıkışırsanız tabir-i caizse kendi ayağınıza çelme takmış olursunuz. Çünkü mahalle baskısıyla aldığınız her karar, kısa sürede içinizi şişirecek yetmezmiş gibi her halükarda sizinle ilgili konuşacak bir şey bulduklarını fark edeceksiniz. Ve bu durumda iki kere sinirlenmiş olacaksınız.
Kabul edin herkes herkesin hakkında fikir yürütür ve yürütmeye dünyanın son gününe kadar devam edecektir. Canlıların nesli tükenir fakat yanlış anlaşılmaların, yanlış yönlendirmelerin nesli tükenmez, bu hep böyledir. İnsanlar birbirlerini rakip görmekten haz aldığı için sırf bu yüzden vazgeçmez. Anlık egosal hareketlerle gün gelip birbirinin yüreğinde derin izler bırakır ve bunu en ufak bir tereddüte düşmeden yapar. Bu konu insanlığın ilk günü kadar eskiyken bugün bunu nasıl yöneteceğiniz sadece sizin kriz yönetiminizdeki başarınızla doğru orantılıdır, unutmayın.
Hayat biz plan yaparken karşımıza çıkardıklarının toplamıdır.
Oldu da oldu eski sevgiliniz sizinle aynı semte oturuyor çıktı! Olur yani, dünya küçük. Bu durumu yönetmek için ilk yapmanız gereken evliyseniz eşinize, sevgiliniz varsa sevgilinize anlatmak. Çünkü karşılaşmaların boyutunu hesaplayarak köşe kapmacaya çeviremezsiniz hayatınızı…Adeta diken üstünde yaşamaya benzeyen hayatınız bir anda sizin kontrolünüzden çıkabilir. Bu yüzdendir ki; kimsenin tadı kaçmasın diye çıktığınız yolda en çok üzülen siz olabilirsiniz.
Sevdiğinizle konuşmanın faydasını göremezseniz kendinizle konuşmayı deneyin. Kendinize; ‘’Birbirimize iyi gelmedik, ortak bir mutluluk yaratamadık o yüzden farklı yollarda yürümeyi seçtik. Çok zaman geçti, hırslarımız, öfkelerimiz geçti, sakinleştik. Artık herkes seçtiği yolda huzurlu bir şekilde yürüsün istiyorum.’’ Bu ve içinizden başka türlü nasıl geliyorsa öyle telkin edin kendinizi. Derdini söylemeyen derman bulamazmış mantığıyla hareket edin ve sadece sorumluluğunu aldığınız kişilerle derdinizi paylaşın ki sonrasında tekrar yaşanacak tatsız bir durumda herkes üstüne düşeni eksiksiz yapabilsin.
Mesela yeni bir işte çalışmaya başladınız diyelim ve eskiden olaylı bir şekilde ayrıldığınız iş yerindeki en sevmediğiniz kişi sizin üstünüz olmuş. Başımdan aşağıya kaynar sular döküldü dediğinizi duyar gibiyim. Öfke patlaması yaşamakla, üzüntüden kahrolmak arasında bir seçim yapmak zorundaymışsınız gibi hissedebilirsiniz. Fakat tüm bu olumsuzların yanında olumlu bir seçenek de var, o da şu: kendinize, ne istediğinize ve işinize odaklanmak. Bu sorunlarla bir çeşit başa çıkma yöntemidir. Ve belki de en çok işe yarayan yöntemdir. Bu işe ihtiyacım var, kendi ayaklarımın üzerinde durmam gerekiyor, kariyer sahibi biri olmak istiyorum diye kendinizi şartlandırdığınız an inanın ki etrafınızdaki olumsuzlukların hepsi tamamen yok olmasa da keyfinizi kaçırmalarına müsaade etmeyecek kadar azalacaktır. Hayatınızda bir önem sırası belirlerseniz kimin sizi ve yaşamınızı ne kadar etkileyeceğinin kararını da verebilirsiniz. Gökyüzü bize sürekli mutluluğun garantisini vermedi evet ama sürekli mutsuz olacaksınız da demedi. Mutlu olmak da mutsuz olmak da sizin elinizde dedi. Şartları iyileştirecek olan da kötüleştirecek olan da sizsiniz dedi. Kulak verin gökyüzüne, kazançlı çıkacak olan sizden başkası değil.
Sevgiler..
Astrolog Zeynep Turan
Yazının her hakkı saklıdır.
19.04.2017
