DOLUNAY YENGEÇ BURCUNDA (2016)
Duyduk, Duymadık Demeyin!
Büyüdük, yürüdük, düştük, yuvarladık ama yine ayağa kalktık…
İşte böyle geçen koskoca bir yılı geride bıraktık. Adı 2015 idi. Hepimize türlü türlü öğretileri vardı. Kimimize çiçek bahçelerini, kimimizeyse zehir şerbetlerini tattırdı. Ortası yoktu 2015’in ve büyüğü küçüğü göz ardı etmeden, türlü türlü olayların içinden geçirip getirdi bizi 2016’ya. En etkili somut verisi ise teknolojinin artık her yerde olduğu idi. Her türlü duyguyu gözlemlememize, yüzleşmemize sebep olan teknoloji acıyı, sevinci, kıskançlığı, insan hayatına dair her şeyi hayatımıza soktu. Belki hepinizin zihninde eğreti duran ama dünya ile bizi içi içe sokan teknoloji, uzakları yakın yaparken, yakınlarımızı da uzağa koydu. Burnumuzun ucundaki her türlü insana dair olaya yabancılaşmamızı ve seyre dalıp, fikir beyan etmemizi sağladı. Seçtik, seçildik ve kınadık. Beğendik, beğenmedik. Şimdi ise çok yoğun geçmiş gibi görünen 2015’in kişisel hayatlarımızı aslında pek de ilerlettirmediğini fark ettiren, yılın son Dolunay’ı ile karşı karşıyayız.
Şapka düşüp, kel görünürse…
Hatırlarsanız, 1 Kasım’da benim için değerli bir çalışmayı, size, basın yolu ile iletirken, asıl sorunumuzun 2 Kasım tarihinden sonra Dünya gündemindeki takınacağımız tavır ve Orta Doğu’nun bize karşı sergileyeceği tutumun şekli olduğunu vurgulamıştım. Paylaşımımın üzerinden sadece 45 gün geçmesine rağmen, yazının içeriğindeki hemen hemen her türlü kişi ve oluşum çok daha sivrilerek ve çok daha farklı ilişkilerle şekillenerek karşımıza çıktı.
Şimdi ise yılın son Dolunay’ı ülkemizin ve sınır komşularımız gibi gündemi kapsayan belli başlı örgütlerin çok daha sert bir dönemece girdiğini işaret ediyor.
Tabii bu süreçte kimin “hasmımız” kimin “hısımımız” olduğu gözle görülür bir hal alırken, uzakların aslında çok da uzak olmadığını fark edip, gözümüzde büyüttüğümüz Batı’nın değerli madalyonunun, arka yüzünü de görebileceğiz.
Ülkemizin burcunun Akrep, yükselenin ise Yengeç olduğunu artık bilmeyen de yazılarımızı okurken öğrenmiştir. Dolunay'ın Yengeç-Oğlak aksında oluşması da bu yüzden en çok Türkiye'yi ve burcu Yengeç olan Amerika'yı etkileyecek... Gökyüzü bu iki ülkenin 14 günlük süreç içinde su ile ilgili sorunlarının olabileceğini işaret ederken, siyasi ilişkilerinin de tarihte hiç olmadığı kadar garip bir hale girebileceğini vurguluyor. Yani sizin anlayacağınız, yılın son gününe kadar siyasi olaylar tırmanmaya devam ederken, bizler de adrenalini dizilerden değil, hayatın tam ortasından almaya devam edeceğiz.
Lütfen bu işi, kazanan - kaybeden olarak yorumlamak yerine, kim ne öğrenecek ve öğrendiklerini kim hayata geçirebilecek diye yorumlayın.
Yılın son Dolunay’ının en büyük olayı yok mu diye soracak olursanız, hemen söyleyeyim; Dolunay, birilerini gövdesinden büyük konuşmalar yapmaya itecek. Biz de konuya teknoloji ile dâhil olmaya kalkıp, yine kendi ruhsal bakış acımızla konuyu ele almaya çalışacağız.
Ülke gündemi yine dolu
Kuzey Ay Düğümü Retro’sunu da unutmamak lazım… Bu Retro’nun günlük hayatımızı aralayacak büyük ve somut sorunları kucağınıza bırakmasını istemiyorsanız; dağınıklığa, trafikte gövde gösterisine, kurumsal alanlarda kaosa sebep olacak iddialı konuşmalara dikkat etmeli ve bu gibi oluşumlardan uzak durmalıyız! Bu süreçte kader çizgimizin de bir döngüden geçtiğini, evrene sunduklarımızın ya mükâfatını ya da pişmanlığını tadacağımızı da unutmayalım.
Ekonomimizde ise; bu bir haftalık süreçte karışık bir gündem hâkim olacağı söz konusuyken, örneğin; yatırım için altın almak istiyorsanız, daha sonraki tarihlerde bunu yapmanız yararınıza olacak. Ayrıca yılın son Dolunay’ı öncü ve duygusal burç olan Yengeç’te gerçekleşirken, ülkeye mal olmuş kanal, gazete, dergi ve edebiyatçılar için de önemli bir gün olacağını vurguluyor. Birileri “azad” olurken bazı kurum ve kuruluşlar için zor bir süreç olabilir.
Dolunay'da kim zorlanıyor kim sırasını savıyor?
Su (Yengeç, Akrep ve Balık) ve toprak grubu (Boğa, Başak ve Oğlak) burçları, bu Dolunay'dan en çok etkilenecek burçlar… Dolayısıyla bu burçlara sahip olan kişiler, bu süreçte duygusal gelgitler eşliğinde ilişkilerinde kararsızlık, alınganlık ve güven sorunları tecrübe edebilirler. İçsel huzurlarını tekrar kazanmaları için, sosyalleşmeye ihtiyaç duyabilir, gereğinden fazla harcama yapabilirler. Ailevi konularda ise aile büyüklerini daha korumacı bir karaktere büründürecektir bu Dolunay. Toprak burçları duygusal konularda, su burçları ise iletişim bozuklukları ile oldukça sorunlar yaşayacaktır. Yengeç'in son periyodu (Temmuz'un 2.haftası sonu), Oğlak burcunun ise ilk periyodunda doğanlar (Ocağın ilk haftası) bu süreçten çok etkileyecek burçlar arasında...
En aşığımız bile huzursuz bu dönemde. Elimiz işte, gözümüz oynaşta. Aklımız yanımızdaki kişiye uğramak için çok yol kat edecek… Böyle olunca akacak kan, damarda durmaz misali küçük kazalara davetiye çıkaran bir Dolunay var karşımızda. Dolayısıyla çok ama çok dikkatli olmak lazım! Özellikle kendi işini yapanlara, yönetici konumunda olanlara küçük bir tavsiye; olayların üstüne giderken spontane davranmayın... Bu tarihte gerçekleşen toplantılar, daha yaratıcı ve bir o kadar da imalı geçebilir...
Takvimin dokusunda samimiyet ve duygusallık konsepti hâkimken, Dolunay’ın kurnaz ve köksüz bir tarafı olduğunu da unutmayın. Aynanın karşısına geçtiğimizde, kendimizi beğenmeyebilir, saçımızı veya kilomuzu dert edinebiliriz. Eğer 26 Kasım tarihinden önce diyete başladıysanız, işiniz bu süreçte birazcık zor diyebilirim. Önemli olan, tecrübe ettiğimiz olaylara fazla şüpheci bakmadan ve içimizdeki korkuların üstüne giderek bu süreci atlatmamız. Bu günlerde küçük detayların üzerinde durmak sadece zaman kaybettirir ve göz önünde olanı görmemizi engeller.
Sıkılmayın diye “anın” transitlerini buraya yazıyorum.
Anın yükseleni, Boğa,
Satürn - Neptün 90’lığı devam ediyor.
Dolunay - Neptün 120’liği,
Yavaşlayan Uranüs - Satürn üçgeni,
Element olarak Ateşi az, Toprağı baskın bir gökyüzü…
Duygular yüzeye çıkmak için hazır bekliyor adeta… Ya siz, birinin damarına basabilirsiniz ya da onlar sizin! Aman dikkat!
Unutmayın, sinirlenmek sadece sizi yıpratır, çözümden ise adım adım uzaklaştırır.
Bu Dolunay’da geleneksel yöntemlerden uzaklaşın ve plan yapın. Zihninizde yeni alanlar acın ve sakın düşünmekten korkmayın! Duygularınızın kurgularından korkun!
Daha az kaşlarını çatıp, daha fazla gülümse!
Daha az yargıla, daha fazla kabul et!
Daha az şikâyet et, daha fazla takdir et!
Daha az kork, daha fazla sev!
Unutmayın her sorunun bir cevabı vardır. Cevabı olmayan tek şey ölümdür.
Yeni yılın ilk Yeniay yazısıyla sizlerle buluşmak dileği ile…
Şimdiden iyi seneler!
Sevgiler...
Astrolog Zeynep TURAN
Yazının tüm hakları saklıdır
15.12.2015