Ben seni öyle sevdim, böyle de sevdim!
Ama sen beni nasıl sevdin?
Hepimiz bu hayatta mutlaka ciddi bir ilişki isteriz. En çapkınından tutun da en hovardasına, en kazanaovasından en ben ulaşılmazım olana… Aslında beklentilerimiz; geliri mutlu edecek minimal bir iş, hayatıma huzur getirecek güzel/yakışıklı bir eş, sıcak yuvamı şenlendirecek minik minik bebekler… Ehh hayatın böyle olmadığını hepimiz anladık galiba artık. Peki bu kadar minör seviyede kalan isteklerin gerçekleşmesine engel olan şey ne? Ne istiyoruz da olmuyor, oldurtamıyoruz? Hatta evliliğe taşıdığımız ilişkimizin dahi daha da ileri gitmesine engel oluyoruz.
Aileler mi?
Hiç sanmıyorum. Hangi aile evladını mutsuz görmek, ayrılsın diye evlendirmek ister. Eee onların müdahalesi de bir yere kadar. Bunu kabul edin.
Maddi sıkıntılar mı?
Etkisi mutlaka var ama el ele verince de aşılmayacak sorun yok bunu da biliyoruz. Aranızda kim daha savurgan da bütçe ay sonunu bulmuyor bakalım?
Yoksa siz mi?
Tabi ki bu önerimi kabul etmiyorsunuz. Hatalı olan her zaman karşınızda ki!
Yoksa o mu?
Ahh evet, biliyordum asıl sorunun onda olduğunu.
Olmayınca olmuyor deyip vazgeçmeyi denediniz mi yoksa oldurtmaya mı çalıştınız? Sanmayın ki bu yazım sadece hanımlara yönelik, beyler sizi de bu tarafa alalım! İlişkinizin analizini çıkarıp, didik didik ediyorum.
MÜKEMMEL İLİŞKİ olabilir mi acaba sizin ki?
Kafanızda yanan soru işaretini görebiliyorum. Aranızda yazımı okuyanların ‘ ay bir dakika benden bahsediyor’ dediğini de duyabiliyorum. Evet sen, dışarıdan bakıldığında mükemmel uyum, harika bir görüntü, birbirini tamamlayan hareketler… Düşünceli, yakışıklı, bakımlı bir erkek ve karşısında da tam bir prenses. Herkes gıptayla bakıyor. Tebrik ederim. Eee birazda yalnız kalınca nasıl göründüğünüzden bahsetseniz ya! Dışarıya verdiğiniz imajı yalnızken hissedemiyor ya da hissettiremiyorsanız o kadar da mükemmel olmadığınızı söylemek zorundayım. Teoride mükemmel, pratikte ise sorunlu bir ilişkiye sahip olabilirsiniz. Bu durumda iki seçeneğiniz var ya karşınızdaki kişiyi kırmadan uzaklaşmak ya da sorunun derinine inip neden sorularıyla boğuşmak. Tercih sizin… İlk seçeneği yapmakta zorlanıyorsunuz ki kendinize ikinci bir seçenek yarattınız. Ehh ikinci seçenekte pek mümkün görünmüyor kaybetme korkusunun yanında.
AÇIK İLİŞKİ olabilir mi?
Tabi ki olabilir, neden olmasın? Hemen aklınıza cinsellik geldi değil mi? Hayır, ben cinsellikten bahsetmiyorum. Duygusal boşluktan bahsediyorum. Okumaya devam et anlayacaksın. İnsanların birbirlerini özgür bıraktığı, sosyal hayatlarına zaman ayırdığı bir ilişkiyi kim istemez. Ama unutmadan hatırlatmak isterim ki açık ilişki diye tabir edilen ilişkilerde duygusal boşluk çok fazladır ve bu sebeple de kişilerin başka insanlarla duygusal bağ kurması olasıdır. Kendisini daha iyi anlayan başka birine yönelme ihtiyacı hissetmek de aslında duygusal açlıktan kaynaklanır. Evet yalnızken keyifli vakit geçiriyoruz, eğleniyoruz, ortak paydalarımız çok fazla diyebilirsiniz ama yanından ayrıldığınız da keyifli anları kapıdan çıkar çıkmaz orada bırakıyorsanız işin sonunda üzülebilirsiniz. Bu noktada önemli olan bu duygu boşluklarının her iki taraf içinde eşit seviyede olması, yoksa bir taraf açık ilişki yaşarken diğer taraf kör kütük aşkıyla mücadele etmek zorunda kalabilir.
BAĞIMLI İLİŞKİ mi, o da ne?
Biz birbirimizi çok seviyoruz ve birbirimizden ayrı yaşayamıyoruz, ilişkisi değil bu. Evet, birbirinizden uzakta yaptığınız aktivitelerden zevk almıyor, hatta kendinizi depresif ve agresif hissediyorsunuz ve bu durumu sevgilinizi çok seviyor olmanıza bağlıyorsunuz. Eee tabi çok sevmekte söz konusu olabilir ancak daha sonra bu sevginin yaşam enerjinizi bitirdiğini de fark edebilirsiniz. Hayatınızın odak noktası sizin için eşiniz ya da sevgiliniz… Bir dakika kendi hayatınızın, size ait olanın tam ortasında başka birini mi yerleştirdiniz? ( Neyse bu konuya daha sonra tekrar değineceğim. ) Onsuz plan dahi yapamayacak duruma gelmenizin sebebi belki de kişiden ziyade ilişkiye olan bağımlılığınızdır. Kurduğunuz bağa, sahip olduğunuz sevgiye… Bu herkese göre değişkenlik gösterir ama benim size asıl sormak istediğim; ‘’Sahi onsuz plan yapmanız gerçekten mümkün değil mi?’’
BAĞIMSIZ İLİŞKİ mi, neden olmasın?
‘’Önce ben’’ insanının yaşayacağı ilişki türü olduğunu söyleyebilirim. Mantığını kullanır, aklını devreye sokar ve O hayatımda olmadan önce BEN vardım diyebilir. Güçlü olmak o kadar da zor değildir onun için. Birliktelik uğruna neyin feda edilip edilemeyeceği konusunda da bilinçlidir. Herkesin kendi sosyal hayatının olduğu, saygı duyulduğu bir ilişkiyi kim istemez. Ben sensiz de varım cümlesini kullanma ihtiyacı hissetmezler, bunu davranışlarıyla belli ederler. Kırmadan, incitmeden… Bu noktada da ise şöyle bir engel olabilir, bireyler birbirlerine karşı aşırı bağlılık beslemeyebilirler. Bu durum başkasına yönelmesine mi neden olur, belki. İşte o noktada kişilerin karakterleri devreye girer. Kimi gerçekten bağımsızlığını ilan eder, kimi iç işlerinde bağımlı dış işlerinde bağımsız olmayı tercih eder.
DOMİNANT İLİŞKİ, düşündürdü biraz…
Her şeyi ben bilirim ilişkisine hoş geldiniz. Birlikteliğin başında ‘ senin yerine ben düşünürüm ‘ sevgilinizin yerine, ilerleyen günlerde ‘ sen düşünemiyorsun, ben düşünürüm ‘ sevgilisi de yer alabilir. İlişkide sürekli baskın olmaya çalışan, karşısındaki insanı yeterince dinlemeyen ya da dinliyormuş gibi yapan birisiyle birlikteliğiniz söz konusu olabilir. Olsun! Can sıkmaya gerek yok. Bu noktada kendinizin de bir birey olduğunu hatırlamanız yeterli. Genellikle bu tarz insanlar karşılarında manipüle olmaya kolay bir aday bulduklarında güç sergilemekten hoşlanırlar ve siz bunu fark etmeyebilirsiniz. Sürekli tedirgin ve kendinden emin olmayan tavırlarınızın sebebi de olabilir. Sevgilinizi ya da eşinizin davranışlarını değiştirebiliyorsanız ne alâ ama yok ‘ ben asla değişmem, ben buyum’ diyen biriyle karşı karşıya kalmanızda çok büyük ihtimal.
ZORLAMA İLİŞKİ mi, yok artık!
Zorla güzellik oluyor muydu? Hangi taraf yaralı bilemem, belki de iki tarafta yaralı ve yaralarını sarmaya çalışıyor. Bu noktada ortak olan duygu sevgi, bağlılık ya da tutku değildir. Aksine bu şekilde yan yana gelmiş iki insanı birbirine bağlayan duygu acı ve unutma hissiyatıdır. Korkunç bir ilişkiden çıkmış, aldatılmış, hırpalanmış olabilir ve kendiniz gibi birine denk gelebilirsiniz. Özdaş acılar çekmek bir ilişkiyi yürütmeye yeter mi? Aslında bu noktada iki ihtimal oluyor, ya karşındaki insanı daha da zedeliyorsun ya da kendine yeni yaralar açıyorsun. Sağlıklı duygularla başlanmamış ilişkiler bitmeye mahkûmdur, unutmayın!
Evet, eğer güzel bir ilişki olduğuna inanıyorsanız ‘Eeee hani Zeynep olması gereken ilişkiyi yazmamışsın’ diyebilirsiniz. Bende isterdim tabi size Andersen’ den Masallar anlatmayı ama gerçekleri bilin istedim. Herkesin yaşadığı ilişki kendisine göre en iyisi olabilir ama gelin görün ki derine inildiğinde ne birlikteliklerin ne de yapılan evliliklerin mükemmellik üzerine kurulmadığını hepimiz biliyoruz. Bu yazdıklarımdan farklı yaşadığınız ilişkiler tabi ki olacak, ama’ larınız bitmeyecek ben eminim. Ben sizi kandırmaya kıyamadım, siz de kendinizi kandırmayın ve ne yaşadığınız iyi analiz edin.
Zeynep Turan
19.08.2016