Ben Ne Yapmalıyım?
İnsan hayatının en önemli kararlardan bir olarak popülaritesini koruyan evlilik konusu, zengin ve verimli olma isteklerini bile geri de bırakıyor. Bu da evlilik konusunun bahtımızdan çok tercihlerimiz ve algımızla ilişkisinin önemini vurguluyor. Evlilerin bile kendine sordukları soruların başında, ben doğru kişiyle mi evliyim? sorusu yer alıyor. Buradan yola çıkarsak bekârların, hemen hemen her gün kendilerine sordukları, gerçekten doğru eşi bulabilecek miyim, sorusu artık daha masum kalıyor. Hepimizin sahip olma ve sahiplenilme içgüdüsü olduğunu unutmayın. Bu durumu göz önünde bulundurursak duyguların belli dönemlerde rotanızı şaşırmanıza sebep olacaktır. Bir süre sonra kendini yetersiz görme ile birleşip, birlikte olduğunuz kişiyi her şeyiyle kabul etmiş gibi davranmaya kadar itecektir bu durum sizi. Bende zor biriyim, herkesin idare edilmeye ihtiyacı vardır sloganıyla çözüm odaklı davranmış ve birlikteliğinizi evlilikle taçlandırmış bile olacaksınız. Ancak bu durum evli olsanız da olmasanız da birlikteliğinizde ötelediğiniz konular yine önünüze gelecek. Aşkınızdan gözünüzün kör olduğu günlerde aman nasıl olsa değişir dediğiniz konular, ilişkiniz evliliğe dönüştüğü zaman sizi rahatsız edecek boyutlara gelecek ve kimseye itiraf etmeseniz de ben ne yapmalıyım, diyeceksiniz.
Öncelikle ilişkinin ilk günlerindeki sloganınızı kendinize bu soruyu sorduğunuz gün de kullanmaya çalışın. Çözümleri bir süreliğine ilk günlerde ki gibi yüzeysel çözün. Yani öteleyin. Bu durumun kendi sürecinde doğal bir duygu olduğunu düşünün. Unutmayın, hızlı ilişkiler en az yakıcı maddeler kadar tehlikelidir. Klişe sözleri mutlaka kendinize kulanın. Hayat çok zor!
Sorumluluklar arttıkça işler daha da içinden çıkılmaz hâl aldıkça, duymak istediklerinizden çok görmek istemedikleriniz yüzünüze çarptıkça kendinize hep bu soruyu sorarken bulacaksınız. Ben farklıyım galiba ya da bu işler beni için çok zor? Bunların hiçbirini kendinize sormayacağınıza söz verseniz bile yaşamanıza engel olmayacaksınız. Öyle ki birden fazla benzer durumdan geçmiş insanla karşılaşacaksınız. Bu yüzden kendi farkınızı anlamak tüm hayatınız boyunca sizi bir sıfır kazançlı yaparken, bu tarz dönemlerden geçerken kendinize olan toleransınız da oluşmuş olacak.
İlişkinin sorgulayan dönemine geldiyseniz tırnaklarınızı çıkarmanızın kimseye faydası olmayacağı gibi en çok zararı da size olacak.
- Beraber olduğunuz kişinin geçmişiyle yaşamayın ancak geçmişini görmemezlikten de gelmeyin.
Birlikte olduğunuzun kişinin geçmişiyle ilgili rahatsız olduğunuz konular var ancak bu zamana kadar dile getirmeyi tercih etmediniz çünkü sizinle beraberken bu alışkanlıklarından vazgeçtiğini gözlemlediniz. Ancak yine de aklınızda soru işaretleri var. Bu noktada evlilik için acele etmemelisiniz. Hatta özellikle rahatsız olduğunuz davranışları üzerinde gözlem yapmalı, tahammül sınırınızı belirlemelisiniz. Uzmanlara göre gelecekteki davranışları tahmin etmenin yolu geçmişe bakmaktan geçiyor. Unutmamanız gereken bir diğer konu ise aynı durumun sizin için de geçerli olacağıdır. İnsanlar zamanla değişebilir ama önemli olan siz o zamanı hem kendinize hem de ilişkinize verebilecek misiniz? İyi günde kötü günde evet dediğiniz kötü günler sandığınızdan çok daha yakın olabilir.
- İsteklerinizi dile getirin çünkü ne istediğiniz önemli.
Birlikte olduğunuz kişiye karşı açık davranın ve isteklerinizi dile getirmekten çekinmeyin. Zaten bir ilişkide en başta çekinme olmamalı. Sizin isteğiniz akşam dışarı çıkmak olabilirken, birlikte olduğunuz kişi evde oturup televizyon izlemeyi tercihe etmek isteyebilir. Bu durum sizin için sorun teşkil edecek mi? İsteklerinizin karşılanmadığını mı düşüneceksiniz yoksa ona hak vermeyi mi? Bu noktada çok bilinmeyenli denklemler ortaya çıkıyor. Eğer siz isteğiniz dile getirdiğiniz de birlikte olduğunuz kişi mantıklı gerekçelerle size kendisini anlatmaya çalışıyorsa bu durumu anlayışla karşılayabilirsiniz, ancak ben böyle istiyorum neden senin istediğin oluyor gibi bir cevap almanız da muhtemel. Ne kadar süreceği belirli olmayan bu zaman zarfında isteklerinizin sürekli erteleneceği bir evliliğe de adım atacak olabilirsiniz. Bu sebeple sorduğunuz sorular kadar aldığınız cevaplar da önemli olacaktır. Tüm bunların yanında ne istemediğinizi de dile getirmelisiniz, konuşmaktan kaçtığınız ya da anlamasını beklediğiniz sürece istemediğiniz olaylara maruz kalabilirsiniz.
- Birlikte olduğunuz kişiye farklı anlamlar yüklemeden olduğu gibi kabul edin.
Her kadının aklında ileride kendine iyi bir eş, çocuklarına baba olacak bir erkek modeli vardır. Ama unutmayın ki siz şu an birlikte olduğunuz kişinin iyi bir eş, iyi bir baba olup olmayacağını bilmiyorsunuz. Mevcut şartları kafanızda senaryolaştırarak hayaller kuruyor olabilir, beklentilerinizi arşa çıkarıyor olabilirsiniz. Şu an beraber olduğunu kişi sizin ne eşiniz ne de sizin çocuklarınız var. İmkânlarınızı mevcut duruma göre şekillendirin. Birlikte olduğunuz kişinin şu an çok iyi bir maaşla iyi bir yerde çalışıyor olması hayatı boyunca bu şekilde olacağı anlamına gelmemeli. Şartlar her zaman değişebilir, bu sebeple ana odaklanmalı ve birlikte olduğunuz kişinin bugününü göze alarak değerlendirmeli, beklentileriniz ile elinizde olanların arasındaki farkı görmemezlikten gelmemelisiniz.
- Ailesi ile de evlenecek olduğunuzu unutmayın!
Birlikte olduğunuz kişiyle evlendiğiniz andan itibaren ailesiyle de evlendiğiniz gerçeğini unutmayın. Bu durum illa onları seveceksiniz anlamına gelmez ancak varlıklarını da inkâr edemezsiniz. Bu noktada ailelere karşılıklı olarak eşit davranmalı, hatta ebeveynlerinden birini kaybetmiş olan tarafa duyulan yakınlığı sorgulamamalısınız. Her zaman buluşulacak ortak bir nokta vardır.
- Birlikte olduğunuz kişiyle evlenmek istediğinizden emin misiniz?
Kalp atışınızı hızlandıracak bir aşka yelken mi açmak istiyorsunuz yoksa istikrar elde edip hayatınızı garanti altına almak mı? İçinizdeki heyecanı siz kendi gözlerinizde görebiliyor musunuz? İnsanların ilişkilerini devam ettirebilmeleri için heyecana ihtiyaçları vardır ve bu duyguyu kendi içlerinde çok güçlü olarak hissedebildikleri gibi, beraber oldukları kişiye de yansıtırlar. Eğer siz hissetmiyor, hissettiremiyorsanız belki de evlilik için gerekli hislere sahip değilsiniz. Ten uyumunuzun olması da bir evliliği kurtaramayacaktır. Böyle bir durumu ne siz yaşayın ne de karşınızdaki insana yaşatın.
Bir insanın kendisini sevmesi erdemli bir davranış sayılırken, bir başkasına karşı duyduğu sevgi kişiyi eleştiriye açık hale getirebiliyor. Belki de önce ne kadar sevildiğimizde değil, nasıl sevdiğimize odaklanmalıyız.
Astrolog Zeynep Turan
Yazının her hakkı saklıdır.
27.09.2017