AŞKA HAZIR OLMAK
Sevgilinizin olmamasını bir sorun olarak mı görüyorsunuz? Merak etmeyin. Bu durum kalıcı değil. Daha önceki deneyimleriniz ve kalbinizin yorgunluğuna bağlı olarak sorunu en azamiye indirmekte sizin elinizde. Sadece kendinizi bu süreçte bir süre geçiştirmeniz gerekiyor. Evet doğru okudunuz, insan kendini yalnız hissettiği dönemlerde yalnızlığına çözüm bulamayınca kendi asli isteklerini geçiştiriyor. Bir de hazin, yıkıcı bir aşk hikâyesinden çıktınız ve kalbinizin kapılarını da kapattınız ise kendinizi yetersiz hissetmeniz an meselesi. Hedefiniz herkes gibi mutlu ve güvenli bir ilişki yaşamak. Gelin görün ki son deneyimlerinizden olmadık yaralar alırken devamlı kulağınıza gelen sonlar sizin gardınızı da yükseltiyor. Tüm bunlar güven konusunda yerleşmiş tepkilerinizi yönetmekte sizi zorlayabilir. Bu durumun sizi paniğe düşürüp, kendinizi toparlamanıza izin vermeyecek ve böyle yaşamaya devam edeceksiniz. Etmelisiniz de. Kendinizi bir başkasında tekrar bulana kadar yüreğiniz ellerinizde kalacak. Hatta yakın dostlarınıza bakın kalbimi ne hale getirdi diye yakınacaksınız. Ama unutmadan hatırlatayım kalbinizi ellerinize almayı siz tercih ettiniz, o kapıları sonuna kadar siz açtınız ve tavizin tavizi doğuracağını unutarak kendinizden verdiniz.
Pişman mısınız?
Belki.
Peki geçer mi bu acı?
Mutlaka.
Hayatınızın en zor ama en öğretici dersini aldınız. Artık ne yaşadığınızı, size ne yaşatıldığını iyice analiz etmeli ve bir sonraki adımınızı ona göre atmalısınız.
Nasıl biri artık sizin sevgiliniz olmamalı; tabi ki hepinizin yaşadığı ilişkiye göre yorumları vardır ancak ben sizin için bu durumu biraz genelleştirmek istiyorum.
Gönül ağrınızı da yanınıza alıp birisiyle görüşmeye karar verdiniz, şans ya belki olur umuduyla;
- Şans verdiğiniz kişi sizi daha ilk buluşmada hayatının merkezine aldı ve ileriye dönük hayaller kurmaya başladı bile! İşte karşınızda gözleri kalp kalp bakan şıpsevdi bir erkek! Büyük ihtimal sizden önceki ilişkilerinde de aynı hislerle yola çıkıp yarı yolda bırakmıştır ya da o kadar şansını zorlamıştır ki yanından koşarak uzaklaşılmıştır. Bir kez daha düşünün isterseniz.
İş yerinde ortamların insanı dediğiniz gayet hoş birisinin size olan ilgisini fark ettiniz ve neden olmasın diyerek görüşmeye başladınız. Gerçekten de neden olmasın;
- Olur olmasına neden olmasın da tam karşınızda sürekli kendisini anlatan hatta sizin anlattığınız her olayla kendisini bağdaştıran, yetmiyormuş gibi bir de mükemmel kişiliğini anlatan yani kısaca narsist biri var. Sizce ne kadar doğru bir insan olabilir?
En yakın arkadaşlarınız, aile dostlarınız ‘ ne kadar da iyi aile çocuğu ‘ diyerek sizi birisiyle tanıştırmaya çalışıyorlar, e sizde baskılara dayanamayarak tanışmaktan zarar gelmez diyorsunuz;
- Bir bakıyorsunuz karşınızda tamamen sanal olarak yaşayan birisi var. Her anını sosyal medya da paylaşmayı bırakın, her duygusunu paylaşıyor ve yüzünüze bakmaktan ziyade telefonuna bakıyor. E olamaz mı olabilir tabi, çağımızın hastalığı sosyal medya ama ne zaman iki kelime laf etmeye çalışsanız konuyu yine istediği yere getiriyor. Yani konuşamıyorsunuz! Bu da olmadı…
Eski erkek arkadaşınız sevgilinizden ayrıldığınızı öğendi ve ısrarla bir şans daha istiyor, geçmişten tanıdığınız birisi size kendinizi daha güvende hissettiriyor ve;
- Daha ilk görüşmede neden ayrıldığınızı hatırlıyor ve pişmanlıklar içinde boğuluyorsunuz. Çünkü karşınızda bu zamana kadar en ufak bir değişim göstermemiş, hala kıskanç birisi var. Anlıyorsunuz ki aynı derede iki kez yüzülmüyor ama aynı hata ikinci kez yapılıyor.
Bu şekilde örnekleri çoğaltabilirim. Eminim siz de okudukça kendi içinizde örnekleri çoğalttınız. Belki de biraz kendinize bakmanız gerekiyor. Siz nerede hata yapıyorsunuz?
- Her şeyden önce hayat sizin hayatınız ve merkezinde siz olmalısınız. Kalbinize giren/girecek olan birisini o merkeze oturtuyor olabilir misiniz?
- Sizin fikirlerinizi sürekli eleştiren, en iyiyi kendisinin bildiğine inanan ve bu duruma da sizi inandırmış birisini belki de yanlış yorumluyorsunuz. Aslında sizden daha çok ya da daha iyi bilmiyor. Yalnızca sizi manipüle edebiliyor ve kibir dolu kimliğini bu şekilde saklıyor. Hiç düşündünüz mü bu duruma neden izin verdiğinizi?
- Yeter ki o mutlu olsun diye tamam dediğiniz her şey yanlış anlaşılmış olabilir. Birlikte olduğunuz kişiye ben ne dersem yapıyor, ilişkide baskın olan taraf benim hissini aşıladınız farkında olmadan.
- Hiç kimse dört dörtlük değildir diyerek bazı sorunları ve yalanları görmemezlikten geldiniz ve bu durumu birlikte olduğunuz kişi için normalleştirdiniz. Gerçekten de sorun değil miydi, bu durumu düşündünüz mü hiç?
- Onun için her şeyi yaptınız, işinizi değiştirdiniz belki de bıraktınız, kıyafetlerinizi onun isteğine göre seçtiniz, eleştirdiği arkadaşlarınızla görüşmeyi kestiniz. Yani kısacası hayatlarınızı birleştirmek yerine onun hayatına adapte oldunuz. Daha mı mutlu oldunuz?
Birlikte olduğunuz kişi sizi sevdi, siz de sevdiniz ve değişmek için çabaladınız her ne kadar zor olsa da kendinizce değişmeyi de başardınız hem de tükene tükene. Ama unutmayın kazanan da siz oldunuz. Bundan sonra kendinizi değersiz hissedeceğiniz, hissettirileceğiniz hiçbir ilişki artık size yakın değil.
NOT: Yorumlarınızı mutlaka bekliyorum. :)
Astrolog Zeynep Turan