AKREP BURCUNDA DOLUNAY (4 MAYIS 2015)
"Yarı yolda bırakmak diye bir şey yoktur, yol orada bitmiştir..."
Dolunay, 4 Mayıs Türkiye saati ile sabah 06:40’da; 13 derece su burcu olan Akrep’te gerçekleşiyor.
Siyah ve beyazın keskinleştiği bu süreçte, güven ihtiyacı ve sezgiler artıyor; tutkularımız entrikaları körüklüyor, sessiz ve derinden gitme ihtiyacı hissediyoruz. İhanete tahammülümüz yok, dile getiremesek de karşımızdakinden sevgi sözcükleri bekliyoruz. Eğer bunları elde edemezsek Ay’ın duygularımızı harekete geçiren etkisiyle iyice hırçınlaşıyor, içimizde biriktirdiklerimizi en yoğun haliyle dışarı yansıtıyoruz. Hafızamız da bu günlerde oldukça berrak, geçmişe dair ayrıntılar kafamızda dans ediyor. “Nereden geldi şimdi aklıma” diyeceğiniz birçok anıyı hatırlayacağınıza eminim. Kimileri ise (özellikle Yengeç, Akrep, Balık ve Boğa burçları) kendisine güven vermeyen insanları tek bir kalemde silmeye hazırlanacak. Bazı sırlar ortaya dökülecek mi? Evet! Uzun zamandır kafanızda dönüp duran sorular aydınlanacak mı? Evet! Peki, bizi etkileyen sadece Dolunay mı olacak? Hayır! Gökyüzündeki gezegenler birbirleriyle yaptıkları acı tatlı açılarla bir nevi Dolunay’a gönderme yapıyor.
Dolunay demek Yeni Aylarda başlayan girişimlerin sonucunu aldığımız anlar demek… Dolunay demek, iyi ya da kötü, sonuç demek! Gökyüzüne baktığımızda Ay’ın o heybetli hali bizi hem kendine çekip, hem de ürkütüyor değil mi? İşte Ay’ın üstümüzde yarattığı etkiyi biz de başkalarına yansıtıyoruz. Dengesiz bir ruh hali; ani parlamalar, ani çıkışlar, aniden başlayan aşklar, tutkuların yoğunluğu, içimizdeki her duygunun; korkunun, sevincin, üzüntünün, umudun en üst seviyeye çıkması… Dolunay bizim hislerimizi kendince yönlendiriyor. Akrep burcunda gerçekleşiyor olması ise Dolunay'ın keskinliğini daha da arttırıyor. Dengesizliğe sahip ne varsa, şimdi önümüze geliyor. Evet, sınırlar ve dengeler de değişiyor...
Dolunay zamanı gökyüzü kalitesi:
Yaşamımızı temsil eden Güneş, Boğa burcunda.
Anın yükseleni değişken burç olan İkizlerde.
Merkür-Satürn karşıtlığı Yay burcunda devam ediyor.
Merkür kendini rahat hissettiği İkizler burcunda hareket ediyor.
Satürn Uranüs 90’lığı iki geçinemeyen ortak gibi; gerçeklerle, zaaflar arasında bırakıyor bizi…
Anın yükseleni; değişken, çok yönlü İkizler burcunda olduğu için kafalar karışmaya meyilli... Bunun yanı sıra 1. evde hareket eden Venüs, kendini ifade edemediği İkizler burcunda sıkışıp kalmış gibi… 5. evde hareket eden; kaderi, sınavları, hayatımızdaki dönüm noktalarını tayin eden ’Kuzey Ay Düğümü’ ise, 12. Evde hareket eden iletişim gezegeni Merkür ile Trine yapıyor. ‘Halden anlamak ne mümkün’ dedirtiyor! Tasımızı, tarağımızı bir hışımla bavula doldurup hızla uzaklaşmamızı istiyor adeta… Gerçekleri mi ortaya çıkarıyor, yoksa bizi geçmişe mi döndürüyor belli değil!
Sevgi ve nefret bir arada olursa? …
Narin açılar da var tabii ki… Arayı düzelten, hayatı yolunda giden insanlara destek olan, tazecik ilişkilere hediye niteliğinde olan! Evet, Gökyüzü kalitesine baktığımızda Dolunay aynı zamanda Neptün ile üçgen açı yapıyor. Bu da demek oluyor ki aşk ve yaratıcılığın meyvelerini topladığımız günlerdeyiz. Eğer ilişkiniz yolunda gidiyorsa Dolunay’ın hiddetinden değil, şefkatinden ve sevgiye olan bağlılığından kendinize bir pay alacaksınız. Hatta öyle ki bu hafta içerisinde istediğimiz bir şeyden, sevdiğiniz birinin faydalanması için gönüllü olarak vazgeçebilecek kadar verici olabilirsiniz. Kısacası bu narin açı yaşanan aşklara; tutku, kıskançlık, sahiplenme ve bitmeyen geceler vaat ediyor.
Bir de diğer değerlendirilmesi gereken açı Ay Plüton 60’lığı… Yapayalnız kalplerde hiç olmadık ilişkileri başlatırken, yarım kalmış aşkları da sonuca taşıyor. Eğer bu döngüde sevgilinizden şüphe ediyorsanız, yüzleşmeye hazır olun derim. Gün kaybetme günü değil; gün hayatınızdan çalanları tespit etme günü… Sevginin emek istediği günler değil, emeksiz hazıra konma günleri de diyebiliriz.
Beklentiler arttıkça mı yalnızlaştık biz? …
Hedeflerimizi belirlemişken değişen ruh haliyle birlikte insanlara karşı olan tavrımız, kendimizi yenilerken kaybetme korkumuz ağır basıyor. Bir film tadındayız ki sormayın gitsin. Bireysel baktığımızda haksızlığa uğruyoruz. Genel olarak baktığımızda ise önümüzü görmekte zorluk çekiyoruz. Ülkemizin 5. evine doğru yaklaşan Satürn gençlerin üstünde baskı yaratırken hali hazırda geri gittiği burç olan Yay'da ise dinleri hakları inançları ve zaafları yani uç noktaları zorluyor.
Peki… Hiç olaya şuradan bakmayı denediniz mi? Belki de avuntu olarak algılayabilirsiniz bu söylediklerimi ama olsun, yazmadan edemeyeceğim. Son zamanlarda insanlardan beklentilerimizin yükseldiğini fark ediyor musunuz? Niye böyle yaptılar kelimesi zihnimizde dönerken yüreğimizin sıkışmasına sebep olmuyor mu? Olaylara bakış açımız daralmıyor mu? Kendi mükemmelliğimizi daha tatmamışken, başkalarının eksiklerini abartmaya meyilli miyiz?
İşte bu iç hesaplaşmamız sürerken, kış mevsiminden bahara geçmeden yaz mevsimini gördüğümüz şu günlerde kaderle, tercihler arasındaki ince çizginin arasında durduğumuzu fark edebiliriz. Evrensel sorunlarla, bireysel sorunların kesiştiği tarihlerdeyiz. Amacım yüreğinizi kaldırmak değil; sadece bu duyguları dünyanın neresinde olursa olsun herkesin yaşadığını anlatmaya çalışmak.
Yüreğimiz bir liman ararken, aslında okyanusları görme merakı içerisinde. Farkında mısınız?
Genel olarak ele aldığımızda Dolunay’ın konuşulacak günlere gebe olduğunu söyleyebilirim. Para ile ilgili yatırımlar, ev alma, ev ve iş yeri tadilatı, ailedeki ortak mallar ve miraslar ile ilgili konuları bol bol duyacağınız bir hafta olacak…
Dolunay'a dair önemli uyarılar;
-Merkür’ün Satürn ile ters açı yaptığı bu günlerde (İkizler-Yay 3 derece) sözleşme imzalamak için farklı bir tarih seçimi yapılması gerekiyor. Eğer bu döngüde yatırım yapmayı düşünenlerdenseniz size danışmanlık alın ya da sözleşmelerin detaylarını iyi okuyun demeyeceğim; direkt olarak anlaşmayın, askıya alın diyeceğim. Çünkü bu Dolunay bir yıl önce başladığınız ama “hiçbir yere varmadı” dediğiniz deneyimlere açık. Özellikle altın ve dolar gibi yatırımlar diyerek sizi spesifik yönlendirebilirim.
-Eğer erteleme gibi bir şansınız yok ise diğer tarafı kendi ekseninize almak için önce avukatınızla görüşüp ondan aldığınız bilgiler doğrultusunda pazarlık yapmanız işinize gelebilir. Böylelikle karşı taraf büyük olasılıkla sizin önerilerinize göre hareket edecektir. Yine bu günlerde önemli kişiler, özellikle da finans dünyasından kişiler, yaratıcı fikirlere fon sağlama konusunda yardımcı olmak için pek bir hevesli. Eğer “benim bir fikrim var!” diyenlerdenseniz bu fırsatları kaçırmayın derim…
-Bu döngünün biraz sabır sınanması olduğunu düşünürseniz, bir tadilata başlamak için de doğru bir zaman olmadığını ya da bir ustayla konuşmanın aslında istenilen sonuca götürmeyeceğini de söyleyebilirim. Bu dönemde gençlerin kafasının karışıklığı, aralarındaki sürtüşmeler artırabilir. Sonuçta yok edici ve sıfırdan tekrar düzen kurduran Plüton Oğlak burcunda geri gidiyor. Yani şartları içten içe zorluyor.
Astrolog Zeynep Turan
Yazının her hakkı saklıdır.
25.04.2015