Akıp Giden Zamandan Artakalanlar…

Akıp Giden Zamandan Artakalanlar…

Bu Yazıyı Okuyup da Söylediklerimizi İnkar Edecek Yoktur...

Hayat uzun değil, akıp gidiyor bir anda elden avuçtan…

Hafızanızda ölümsüzleşen anlarınızı bir düşünün, her yeni bir günde kayıp giden zamanı bilir gibi; bizi şaşırtan gelişmeleriyle karşımıza çıkan bir süreçten bahsediyoruz. Bir kelebeğin tıpkı ömrü ve güzelliği arasındaki o adaletsiz çelişkisi gibi hayat; ağzımıza bir parmak bal çalıp gidiyor…

Bu kısacık zamana birçok şeyi sığdırmak isterken arada çuvallamayanımız var mıdır? Sarf ettiğimiz sözler, yaptıklarımız kendi içinde haklı sebepler içerse de, işler bazen beklediğimiz gibi gitmiyor. Hal böyleyken hangimiz pişmanlıkları, “keşke” leri olmadığını söyleyebilir? Hepimiz zaman zaman kendimizle kalıp vicdan sorgulaması yapmışızdır.

Peki, biz ne yaptık? Karşımıza çıkan bin bir türlü insana körkütük, en saf duygularımızla yaklaşmamayı öğreten hayat değil miydi bize? Yeri geldi politik davranmayı, en sert bir şekilde öğrendik; acımasız bir sahteliğin içine büründük. Ama yine de dostluklarımızı, hakkettiğinden fazlasını vermeyi bildik. Hayatın gerçeklerine karşı sevgimizi dibine kadar yaşadığımız oldu. Demiştik ya işte kırıla döküle, durmayı da öğrendik hayatla birlikte.

Sadece hayat mı kırdı döktü bizi? İnsanlar, olaylar… Affedemedik, yediremedik. Çok kırıldık, gözümüzü kırpmadan bir kalemde sildik. Soğukkanlılıkla herkesi gözden çıkarabilmeyi benimsedik; içimiz hiç istemese de... Belki kanaya kanaya yaptık ama aldanmayı yedirememek bize fena şeyler yaptırdı. Canımız bu kadar acımışken gene yüreğimizle hareket etmeyi hiç yediremedik haklı olarak. Zamanı geldiğinde vazgeçmeyi… “Hep tek hep yek başına” derler ya işte, ondan!

Astrolog Zeynep Turan

15.11.2018