ZAMAN KÖRLÜĞÜ
Eski çağlarda insanların yıllarca hata ömrünce yaptığı işleri şimdi teknoloji sayesinde birkaç günde yapar olduk. Robotların ameliyat yaptığı yüzyıldan geçerken her şey çok daha hızlı üretilir, elde edilir ve tüketilirken ne oldu da hiçbir şeye vakit bulamaz olduk? Düğünlere cenazelere bile yetişmez hale geldik. Peki, dünyanın gelişimi insana konfor mu katıyor yoksa insanı insandan mı uzaklaştırıyor? Eğer öyleyse bizi zamanın körlüğüne sokan dünya değil bunu kendi ellerimizle yapıyoruzdur. Herkes sözleşmişçesine birbirine karşı uzak ve mesafeli. Peki, ne oldu Ay mı daha yavaşladı Güneş mi daha hızlı batıyor? Yoksa dünya Güneş’e mi yaklaştı? Ne oldu gelin hep birlikte gökteki yıldızları indirip bakalım dünyadaki resmimize…
Zaman su gibi akıp geçiyor…
Her şey hızla akıp giderken, zamanın ucundan kıyısından yakalamak bile zor hale geldi. Gün içerisinde, dâhil olduğumuz her alanı ve tüm işlerimizi bir an önce tüketmekle meşgulüz. Neden? Çünkü yapacak daha çok işimiz var. Eğer, zamanı çarçabuk kullanmamızı gerektiren işlerle haşır neşirsek, zaman bizim için daha farklı bir anlam taşımaktadır. Peki, zamanı hızla yaşamak, biran önce gün bitsin diyerek yaklaşmak bir alışkanlıksa? Bunu hiç düşündünüz mü?
Tam bir Neptün masalı…
Bu konuya ufak bir soru ile açıklık getirmekte fayda var. Bir gün 24 saatten daha kısa ya da daha uzun olsaydı, hayatınızda neler değişirdi? Bir günü nasıl değerlendirirdiniz? Evet, bilimsel anlamda elbette ki bu gerçeği inkâr edemeyiz. Ama bu zaman diliminin içine neler sığdırabileceğimize ilişkin potansiyel tamamen kendi içimizde yatıyor. Günün yarısını uyuyarak geçirmeyi tercih ediyor olabilir yahut saatlerce TV karşısına geçiyor olabilirsiniz. Bu esnada bir yakınınız size ne yaptığınızı sorsa muhtemelen cevap; öyle zaman geçiriyorum olacaktır. Aslında aşırıya kaçmış zaman geçirme, zamanı öldürmekten başka bir şey değildir.
Son 7 yılınıza dönün bir bakın çünkü önümüzdeki 7 yılınız bambaşka olacak.
Teknolojinin sunduğu olanaklarla hayatımız pratik hale gelirken yine de zaman yetmemeye başladı. Her duygunun giderek zayıfladığı, hayal ve beklentilerimizin sürekli değiştiği dünyada zamana uydurabilmek elbette ki kolay değil. Bu anlamda zamana ayak uydurabilmenin kilit noktası ‘değişime açık olmak ve değişime ayak uydurabilmekten’ geçiyor olabilir mi? Bu soruyu kendimize sorduğumuzda aslında cevabın yüksek ihtimalle evet kısmında ağırlaştığını fark edeceğiz. Muhtemelen bazılarımız çalıştığı iş yerinde değişime ayak uydurmakta zorlandığı için kendini geri atmıştır. Yahut yine bazılarımız hayatında yaşayacağı değişikliklerden korktuğu için birçok duygudan vazgeçmiştir. Aslında tüm bunların özünde zaman ile aramıza ördüğümüz koca duvar yatıyor. Zamanın kıymetini bilemeyecek kadar körleşebiliyoruz ne yazık ki. Kaldı ki çağımızın adı da gökteki dizilime göre teknolojiyi destekleyen çağ! Yani her şey daha da hızlanacak. Buraya kadar güzel anlattık. Peki, ne yapmalı onu da anlat diyenlerdenseniz işte size birkaç püf noktası;
- Altın kural; hiçbir şey için geç olmadığını kendinize hatırlatmalısınız.
- Doğru koşulları oluşturun ve yapacaklarınızı asla ama asla ertelemeyin.
- Kendinizi tanıyın. Neler yapmak istediğinizi, hayallerinizi, neleri sevip sevmediğinizi, hatta gün içerisinde rutin olarak yaptıklarınızın size neler kazandırıp kaybettirdiğini listesini yapın.
-Yeni hedefler belirleyin. Hayal kurmaktan korkmayın. İlk adımı attığınızda gerisi gelmeye başlayacaktır.
-Kendinize zaman ayırın. Hoşlandığınız aktivitelere katılmaya çalışın. Ara sıra tek başınıza yapacağınız yürüyüş bile iyi hissetmenizi sağlayacaktır.
- İşler yolunda gitmediğinde, planlarınız sekteye uğradığında hemen umutsuzluğa kapılmayın. Kendinize bir b planı oluşturarak zorlukların üstesinden gelmeye kararlı olun.
-Sizi hem fiziksel hem zihinsel hem de ruhsal olarak dinç tutacak yeni alışkanlıklar edinin. Sabahın erken saatlerinde yapacağınız spor, kahvaltı ya da yeni bir farklı tarzda kitap okumak gibi.
- Hayatınızda sizi yoran, hayallerinizin önüne taş koyan, sizi karamsarlığa iten insanlardan uzak durun.
Tüm bu maddeleri yapmaya başlamanız sizi önemli ölçüde değişime sokacaktır. Kendinizdeki değişimi daha net görmek adına her gün, tarihi not düşerek neler yaptığınızı günlük tutabilirsiniz.
Astrolog Zeynep TURAN
25.09.2018
Yazının her hakkı saklıdır.