MODERN DÜNYA VE REKABET
Neredeyse birçok kişinin hayatının her bölümünde karşı karşıya kaldığı, istemeden de kendini pençesinde bulduğu ve bunu yaparken kendilerinden ödün bile vermediği bu rekabetçi modern zaman göründüğü gibi değil. Bu yazımızda kişilerin her yerde ve her şekilde rekabet duygusunu ön planda tuttuğu modern dünyanın insanlara olan etkisinden bahsediyoruz.
Rekabetin Tetikleyicisi Nedir?
Rekabet doğuştan gelen, kanımıza işlenmiş bir savaş savunmasıdır diyebiliriz. Artan tüketim çılgınlığının girdabına, mahsur kalındığı da yadsınamaz. Bu durum insanların ihtiyaçlarını görmesinden çok yarış haline geldi. Kim daha iyi bir evde oturuyor? Kimin arabası daha havalı? En son model telefonu kim kullanıyor? Bu rekabet artışında okları sosyal medyaya çevirebilir miyiz? Aslında çevirebiliriz. Toplumlar, popülaritenin verdiği yönle, tüketim alışkanlıklarını entegre eder. Hele ki popüler olanı yayacak bir güç, platform var ise bu daha çok yayılacaktır. Sosyal medya aracılığıyla yayılan hızlı tüketim çılgınlığı aslında psikolojik problemlere de yol açmakta. İnsanlar, yedikleri yemekten, gittikleri tatile kadar var olan özel ve sosyal hayatlarını kişilere duyurdukça, bu ağ çılgınlığı bazı bireylerde bunalımlara sürüklendiği gibi rekabeti de peşinde getiriyor.
Yaşamak Yerine Yarışmayı Tetikliyor.
Çevremizdekilerin sürekli olarak tüketim halinde olması, bir süre sonra bizi de içine çekebiliyor. Yapmamanın garip karşılanmasından öte biz de kendimizi bir şey yapamamış gibi hissederken buluyoruz. Evden çıkma derdindeyken tatil fotoğrafları ile birbirimizi tetikliyoruz. Pandeminin ortasındayken bile rahat durmuyoruz.
Dünya Evrim Geçiriyor, Bu Yüzden Durdu.
Kişi, takipçisi olduğu kişinin yaşam standartlarından etkilenip bunu kendi karakterini ve imkânlarını hiçe sayarak kendine göre uyarlamak istiyor ve sorun da burada başlıyor. Bir zaman sonra takip ettiği kişi gibi olamadığını ve bu durumun onda bir çöküntü yaşattığını görmesi uzun sürmüyor. Kendisine karşı sorumsuzca davrandığını, kimliğini hiçe sayarak hareket ettiğini fark etmesi birçok şeye mal olabiliyor. Kendince erişemediği bu toplumsal kalıplar onu depresyona kadar sürükleyebiliyor. Rekabetin iyi olanı kişiyi geliştirir ancak rekabet günümüzde çok başka bir boyut almış bulunuyor. Aslen günümüzde kıskançlıkla harmanlandığını iddia edebiliriz. Popülerleşmiş kişiler, sosyal medya aracılığıyla bireyleri yönlendiriyorlar. İnsanlar farkındalıklarını kaybederek, önlerine gelen yeni kalıpları, düşünceleri, kimlikleri takınıyorlar. Soyut veya somut her alanda tüketim açlığı içinde saldırıyorlar. Gerçek hayatın içerisinden çıkıp, sanal boyutun yeni bireyleri haline geliyorlar. Modern dünyanın sosyal medya filtrelerini yeteri kadar kullandık diyen 2020 yılı frene basarken, pijamalarla resim paylaşmayan sanırım kalmadı.
Nasıl Aşmak Gerekir?
İnternet beklediğimizden daha çok içimize yer etti. Bizi var eden iyi ve kötü her şeyimizi sosyal mecralardan paylaşmaya başladık. Önce bundan sıyrılmalıyız.
- Somut ilişkiler kurmalı ve insanlar ile olan iletişimimizi doğala yönlendirmeliyiz.
- Sosyal medya jargonunu hayatımızdan çıkarmalıyız.
- Paylaşımlarımızı sosyal medyadan değil çevremizdeki insanlarla yapmak, onları da dinlemek daha iyi gelecektir.
- Kendi hayat şartlarımıza göre plan yapmalıyız.
- Yatırımı kendimize yapmalı, kişisel olarak gelişime ve dönüşüme zaman harcamalıyız.
- Sosyal medyanın hayali dünyasını, gerçek dünyamızdan ayırt etmeliyiz. Biz gerçeğiz, orası gerçek değil. Ayrıca dünya siyaseti de köklü değişikliklerden geçerken sosyal medya özelindeki radikal değişimler de sürpriz olmayacaktır.
Sosyal Medya Detoksu!
Kendimizi istemsizce yarış atına çevirdiğimiz bu dünyada sosyal medya ile aramıza mesafe koymak, gereksiz rekabet ortamını bırakmamızda yardımcı olacaktır. Modern dünyanın dertlerinden biri haline gelen, rekabet toplumu gün geçtikçe büyümeye devam etse de bizler daima alçakgönüllü olmalıyız. Kendimizi de diğer insanları da psikolojik savaşların içerisinde bırakmamalı, yalnızlığa sevk etmemeliyiz. Tüm alışveriş siteleri de sosyal medya platformları üzerinden reklam üretmeye devam ederken artık organik kelimesi de tarihin tozlu sayfalarında yer alacak.
Astrolog Zeynep Turan
Yazının Bütün Hakları Saklıdır
Kaynak Gösterilerek Dahi Kullanılamaz
28.07.2020