Evlilikte Yapılmaması Gereken On Hata!
Çok severek ya da mantık çerçevesinde, tanışır tanışmaz ya da uzun yıllar birlikte olduktan sonra… Şartlar nasıl oluşursa oluşsun evliliğe başlarken ve sonrasında pek çok çift sorunlar yaşar. Bunları en az sıyrıklarla atlatmak ve en önemlisi aradaki saygıyı yitirmemek gerekir.
Çiftlerin eşlerine gün sonunda özel vakit bırakmamaları;
Özellikle çalışan çiftler, eve geldiğinde şikâyetle boğuşmak yerine huzur bulmak isterler. Karşımızdakine sürekli bir şeyler anlatıp, onunda dinleyerek yorum yapmasını beklemek sizce de çok bencilce değil mi? Bu şekilde evinde bulduğu rahatlığı ve bizi özlemesini engellemiş oluyoruz. Tabii ki gün içinde yaşadıklarımızı birbirimizle paylaşmak doğal ve güzel bir iletişim şeklidir ama dozunu kaçırdığımızda, negatif hislere sebebiyet vermiş olabiliriz.
Çiftlerin birbirinden özür dilememesi ve teşekkür etmemesi;
Evlilik kavramı işin içine girdiğinde karşılıklı yapılan jest ve fedakârlıklar zorunluluk gibi algılanmaya başlıyor. Bu en büyük yanılgılardan biri… En ufak şeyler için bile edilen bir teşekkür bizi alçaltmayacağı gibi eşimizi de mutlu ederek, daha büyük şeyler ve devamı için şevk verir. Diğer büyük yanılgı da özür dilemenin gurursuzlukla eşdeğer tutulmasıdır. İnatla karşı tarafı suçlamak veya suçunu kabul etmemek sorunları büyütmekten başka bir işe yaramaz. Dengeyi kurmak bu konuda çok önemlidir.
Sevgimizi ya çok gösteriyoruz ya da hiç göstermiyoruz;
Her gün gördüğümüz ya da evliliği en büyük sevgi göstergesi olarak gördüğümüzden sanırım, sevgimizi göstermek için artı bir çabaya gerek duymuyoruz çoğunlukla. Oysa kadın veya erkek hiç fark etmez, insan yaşı ne olursa olsun, karşıdakinin sevgisinden ne kadar emin olursa olsun, sevgiyi bilmenin yan sıra görmek de ister. Tabii bu duyguyu abarttığımızda da eşimizi çok bunaltmamız söz konusu olabilir. Yerinde yöneltilen içten bir bakış bazen çoğu hediyeden ve sözcükten değerlidir.
Hobiler ve ilgi alanlarını sahiplenmemeliyiz;
Her bireyin yaşayış tarzına ve kişiliğine göre belirli hobileri veya ilgi alanları vardır. Evet, sevdiğin insanla aynı şeyden hoşlanmak ve bunu paylaşmak özel ve güzel bir duygudur. Fakat bireylerin kendilerine saklı kalması gereken bazı alanları vardır ve hobilerde bunlardan biridir. Çünkü gnlük rutinin stresini insanlar bir şekilde atmalı ve kendilerine özel alan ve zaman ayırmalılardır. Hem özlemek de güzel bir histir, öyle değil mi?
Gereksiz kıskançlık krizleri;
Kıskançlık karşı tarafın bize yaşattığı bir his olabileceği gibi, bizim kendimize olan güvensizliğimizden de kaynaklanabilmektedir. Kendimizi yetersiz görmeye başlarız ve biz bunu hissettikçe eşimiz de zamanla bizi yetersiz görmeye başlayacaktır. Başka bir sebebi de eşimizi başka birine kapılıp gitmesinden korkmamızdır. Fakat şunu gözden kaçırırız, bu düşünceyle yaptığımız her hamlede sevdiğimiz kişiyi daha çok iteriz. Mutluluğu dışarda aramaya başlar. Unutmayın, sizi sevdiği ve beğendiği için bu yola sizinle beraber çıktı!
Beraber karar almama;
Kişisel istek ve düşüncelerimizi de göz önünde bulundurarak, iki ayrı hayatı paralel yaşamaktır evlilik. Aynı hayatı yaşamaya çalışmamızdan değil midir zaten tüm bu anlaşmazlıklar? Eşimizin düşüncelerini görmezden gelerek ya da sadece aramızdaki iletişimi koparmış oluruz. Karşı taraf hep “tamam “ dese bile bir gün bu konu kapanmamak üzere açılabilir. Baskılamaya çalıştığımız kişiyyle çatışma yaşamamız olasıdır. Fikir paylaşımı ve fikir alışverişi iletişimin kalitesini arttırır.
Evliliğinizle ilgili sorunlarınızı herkesle, özellikle de ailenizle paylaşmayın;
Evlendiğiniz günden itibaren siz çekirdek de olsa, ayrı bir ailesiniz. Bazı ebeveynler stresli ve telaşlıdır. Sizin yarın unutabileceğiniz ya da üstünü örtebileceğiniz bir konu, onlar tarafından gereğinde fazla büyütülebilir ve hiç unutulmayabilir. Çok içinden çıkamadığınız ve çaresiz kaldığınız konular haricinde yaşadığınız fikir ayrılıkları ve çatışmaları hemen çevrenizle ve ailenizle paylaşmamanızı şiddetle öneriyorum. Genel olarak eşimizin arkasından konuşmamaya ve onu rencide etmemeye çok özen göstermeliyiz.
Geçmişi hatırlatmayın!
Hepimiz insanız ve hatalarımızın olması gayet normal. Bireysel olarak hayatımızda yaptığımız seçimlerin yanı sıra evliliğimizde de birtakım hatalarımız olmuştur ve olacaktır. Önemli olan bu durumdan birbirimizi yıpratmadan sıyrılabilmek, çözümlemek ve tekrarlamamaktır. Bu kötü anıların evlilik hayatı boyunca sürekli ısıtılıp ısıtılıp ortaya konulması ilişkiyi zedeler. Çözüme ulaştırdığımız konuları en ufak fırsatta tekrarlamak, karşı tarafa “ne yapsam olmuyor” hissi verebilir. Ve ilişkiye özen göstermeyi bırakabilir.
Bakış ve tavırları kendiliğinizden anlamlandırmayın;
İletişim zorluğu yaşanan ilişkilerde bir zaman sonra, diyaloglar iğneleyici ve tek taraflı olmaya başlar. Her iki taraf da iç dünyasına dönmeye başlar. Yalnızlaşan düşünceler paylaşım olmadığı için, kuruntu ve çıkarımlara neden olur. “Senin ne demek istediğini ben biliyorum”, “ben o bakışı biliyorum” veya “ben senin içini bilirim” gibi iddialara dönüşür. Bu iletişime yapılabilecek en büyük darbelerdendir. Bu konuşmalarda genellikle ses tonu da gittikçe yükselecek ve birbirinizi anlamak imkânsızlaşacaktır.
Ne olursa olsun eşinizin hakkında olumsuz yorum yapmayın;
İlk fırsatta eşinizin ailesinin eksiklerini ve hataları yüzüne vurduğunuzda karşı taraf savunmaya geçer. Kişi savunmaya geçmeyip size hak verse bile, söylenilenleri içine atar ve elbet bir gün, bir yerde, bir şekilde bu sorun olarak karşımıza çıkar. Eşimizle ailemiz arasında sevgi ve saygıyı koruyacak nitelikte bir iletişim kurmak, evliliğimizi en başından sağlam temeller üzerine kurmak demektir.
Astrolog Zeynep Turan