EKO-ANKSİYETE

EKO-ANKSİYETE

Bilinenin aksine anksiyetenin birçok çeşidi bulunuyor. Bunlardan birisi de eko-anksiyete.

Eko-anksiyete, canlı türlerin yok olmasından, kaynakların tükenmesinden ve bir gün içinde yaşanılabilir dünya bulamama korkusudur. Doğal yaşama karşı güdülen kaygılar bütünüdür. Bu kaygıyı kalplerde beslemek, doğanın katledilmesinden dolayı öfke, suçluluk, utanç, panik ve bunun gibi duygular ortaya çıkarabiliyor. Eko-anksiyete nedir? sorusunu doğuran bu endişeler tamamen gerçekçi temellere dayanıyor. Dile kolay mavi dünyamız günden güne değişiyor. Teknoloji kullanımı arttıkça atıklar daha çok tehlikeli hale geliyor. Küresel ısınmanın birçok evresini geçtik. Artık sular daha sıcak, çöller daha kurak, yeşil alanlar bitiyor ve buzullar hızla eriyor.

Dikkate Alınmayan Nihai Kader “İklim Krizi”

İklim krizinin mental sağlığımızı etkileyen boyutu göz ardı edilemeyecek kadar büyük. Bunun yanı sıra dünyamız, yarını yokmuşçasına fosil kaynakları kullanıp bunların üzerinden doğayı tahrip eden savaşlarla da bu nihai kaderin kapılarını zorluyor. Zarar gören sadece doğanın kendisi değil, yaşamlarımızda oldukça etkili olan ekonomi de gücünü eko-anksiyete kavramı ile beraber yitiriyor. Sonuçta insanoğlu bıçak kemiğe dayanmayana kadar gerçeği görmekte zorlanan bir canlı türü... Dünyanın içinde bulunduğu bu büyük sorunların dışında kişiye bağlı etkileri de düşünmek eko-anksiyete kavramına doğru bir analiz olacaktır.

• Doğada kendine zaman ayırmak isteyen, kozmopolitan yaşamdan bir nebze olsun uzaklaşma gereksinimi duyan ve stres atamayan bir kişi düşünelim. Bu kişi zihninde kolayca depresyona yer verebilir. Pasif agresif bir ruh haline bürünerek içinde bulunduğu doğal ve beşeri düzene zarar verebilir. Zihinsel yaklaşımda eko-anksiyete bu gibi sorunlara da yol açabilir.
• Kaldı ki iklimlerin dengesini yitirmesi mental anlamda da büyük bir krizin habercisi. 4 mevsimi de doğru biçimde yaşayamamak ilişkilerimizi bile etkileyebiliyor.

Herkes Aktivist Olacak

Çağımızın insanı gerek pandemi gerek çeşitli hastalıklar gerekse de birçok beşeri sebepten ötürü telefon ekranlarından hayatını yaşamaya alıştı, tüketimi bu alanda arttı. Mobilize bir topluluk oluştu. Eko-anksiyete kavramının artışı insanları konfor alanlarından çıkarıp, birer yaşam aktivistine dönüştürecek. Sosyal medyadaki etiketler, viral olan videolar krizin eko-anksiyetenin 3 boyutlu bir krize dönüştüğünü gözler önüne serecek.

Astrolog Zeynep Turan

Yazının Tüm Hakları Saklıdır

07.09.2022