Bu dünyanın deliside olabilirsiniz veliside… Ancak ne yaparsanız yapın bu yaşam yolculuğunda kendi ruhunuzu perdeli yansıtacaksınız. Görünmek istediğiniz gibi dünyaya davranışlarınızla var olurken, yaşamın pin kodlarını okudukça da frekansınızı değiştireceksiniz. Bir süre sonra dünya gayelerinden kafanızı kaldırıp kendi çekildiğiniz tarafı keşfeteceksiniz. Evrendeki manyetik alanınızı tanıyacaksınız. Neye çekildiğinizi anlayacaksınız. Örneğin; bindiğiniz araba, giydiğiniz kıyafet, saçınızı tarama şekliniz, yaptığınız evlilik, çocuğunuzu yetiştirme şekliniz yaşama aktarma şeklinizin sizinle ilgili olduğunu anlayacaksınız. Bunu aileden gelen genetik hastalığınız ile asla betimleyemezsiniz çünkü haritada çekim yasasına girmez. Aile genetiğiniz tamamen kaderdir. Anneniz kaderdir. Annenizin kaderi sizin kaderinize akmaz. Çünkü annenizle doğum tarihiniz aynı olmadığı gibi sizin hayatınızın başka kökleri, yetenekleri, renkleri, hatta damak zevki vardır. Ülkemizde astroloji yüzeyselliği içinde kaybolmuşken her 3 posttan biri olan çekim yasasını masaya yatırıyoruz. Peki nedir çekim yasası?
Çekim yasasını, ara kaderle ana kader arasındaki o kılcal detayları bilmiyoruz. Dünyada 12 burç var. Hangi astroloji tipinden okursanız okuyun. Lakin 12 çeşit insan tipi yoktur. Astroloji de dünyanın içindeki sesler gibidir. Milyarlarca ses gibi ayrı ayrı detaydır. Dolayısıyla bu yazıda öncelikle bu bölümü masaya yatıracağız. Kader nedir, kaderin dışında nerelere müdahale edebiliriz?
Kader doğduğumuz gündür; anne-babanız, aileden gelen genetik yapınız kaderdir. En önemlisi ise ölüm tarihimiz kaderdir. Bunların dışındakiler kader değil tamamen sizinle ilgilidir. 21 yaşınızdan sonra hayatınızı, inancınızı, kültürünüzü, alışkanlıklarınızı, cesaretinizi teslimiyetinizi sizi belirlersiniz. 21. Yüzyılın dergahına doğru yürürken insanlık din, dil, cinseyete kadar götürdüğünü görüyoruz. Çekim yasası bu ince detayları içselleştirmeden çalışmaz. Çekim yasasını herkes bilmeden de zihninde uyarlar aslında. Çekim yasası temiz umut, niyet ve odaklanma üzerine kuruludur.
Boyut Kapılarını Aralamak Sorgulamakla Başlar
Çekim yasası milyarlarca insana ilham olan bir alanken, diğer kalan milyonlarca insana ise şizofreni tanısı koydurabilecek kadar tuhaf bir algoritması vardır. Ya içinde eğleniyorsunuz ya da dışarıdan deli gibi görünüyorsunuz. İki ucu keskin olan bu çekim yasasını en başta meşakatli bir şekilde anlamamız ve algılamamız gerekmektedir.
Daha sonrasında ise mantığını çözersek, bunun paralelinde yaşayabiliriz. Bu paralellikte yaşamı kodlamak, beyin frekansınızı bu moda getirmek ve aynı frekansta kalmak insan için zordur. Çünkü insanın doğası sıkılır, hareket eder ve öncelikleri yaşamına göre değişir. Bu gezegendeki her insan çekim yasasının kapısını mutlaka bir kere de olsa çalar lakin buradan ne kadar faydalandığı ya da faydalanamadığı tamamen kendi özverisiyle ilişkilidir. Muhakkak bir şekilde ilham almış, eğlenmiş veya bir şeyler öğrenmiş midir?, evet. Çekim yasasının iç güdüsel bir güçle ilişkili olduğunu unutmamalıyız. Sabah, “insanlarla güzel ilişki kuracağım” diyerek evden çıktığınız bir dünya dışarıda maalesef yok. Çekim yasasıyla dünyayı değiştiremeyiz. Öncelikle kendimizi değiştirmeliyiz.
Çekim yasası, benzer frekansta olan düşüncelerin, hislerin ve frekansların birbirini çektiği ilkesine dayanır. Yani, neye odaklanırsanız, onu hayatınıza çekersiniz. Olumlu düşünceler, olumlu deneyimler getirirken; olumsuz düşünceler, olumsuz deneyimler getirebilir. Bu nedenle, zihinsel ve duygusal durumumuzu olumlu yönde yönetmek oldukça önemlidir.
Diyelim ki bir iş görüşmesine gireceksiniz. Olumsuz düşüncelerle dolu bir zihinle giderseniz, kendinizi güvensiz hissedebilirsiniz. Ancak, “Ben bu pozisyona uygun biriyim ve yeteneklerimle fark yaratacağım” diyerek olumlu bir zihinle gitmek, görüşmenin sonuçlarını olumlu etkileyebilir.
Başka bir örnekle; bir arkadaşınızla aranızda bir sorun varsa, bu durumu düşünmek yerine, “Arkadaşımla olan ilişkimi güçlendirmek istiyorum” gibi olumlu bir bakış açısıyla yaklaşabilirsiniz. Bu düşünce, daha yapıcı bir iletişim kurmanıza ve sorunu çözmenize yardımcı olabilir.
Duyguların Rolü
Çekim yasası, yalnızca düşüncelerle sınırlı değildir; hislerimiz de bu yasa üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Duygular, frekansı yönlendiren önemli bir bileşendir. Mutluluk, şükran ve sevgi gibi olumlu duygular, yaşamınıza daha fazla olumlu deneyim çekmenizi sağlar. Örneğin; her gün minnettarlık duyduğunuz üç şeyi yazmak, şükran duygusunu artırır. Bu uygulama, zihninizde olumlu bir perspektif geliştirir ve yaşamınızdaki bolluğu fark etmenize yardımcı olur. Sağlığınız, sevdikleriniz ve yaşadığınız güzel anlar üzerine odaklanarak, bu olumlu duyguları beslemiş olursunuz.
İnanmak ve Harekete Geçmek
Çekim yasasının etkili bir şekilde çalışabilmesi için, yalnızca olumlu düşünmek yeterli değildir; aynı zamanda bu düşüncelere uygun eylemler de sergilemek gerekir. Kendi potansiyelinize inanmak, harekete geçmek ve fırsatları değerlendirmek önemlidir. Bir yeteneğinizi geliştirmek istiyorsanız, “Ben müzikte yetenekliyim” diyerek başlamak yeterli değildir. Bununla birlikte bir enstrüman almak, dersler almak ve düzenli pratik yapmak, bu düşüncelerinizi gerçekliğe dönüştürmenize yardımcı olur. Harekete geçmek, olumlu frekansın akışını hızlandırır.
Çekim Yasasını Aktif Hale Getirmek İçin Neler Yapılmalıdır?
- Kendinize sürekli telkin etmeyin
- Her güne bir niyetle başlayın. düşüncelerinizi ve hedeflerinizi yazın.
- An şükürlerle ödüllendirilir.
- Göğüs kafesinizi derin nefes alıp vererek genişletin.
- İstediğiniz şeyleri hayal edin ve bu görselliği en ince deyayına kadar düşünün.
- Hayal ettiğiniz hayatı ve hedefleri temsil eden görsellerle bir pano oluşturun.
- Olumsuz hisleri kabullenip, onları serbest bırakmaya çalışın.
- Hedeflerinize ulaşmak için gerekli adımları atın.
- Karşınıza çıkan fırsatları değerlendirin, onları kaçırmayın.
- Potansiyelinize inanın ve kendi değerinizin farkında olun.
- Kendinizi motive eden ve güven veren onaylamalar kullanın.
- Pozitif insanlarla vakit geçirin, olumsuz etkilenen ilişkileri sınırlandırın.
- Kitaplar, videolar ve podcast'ler aracılığıyla ilham alın.
- İstediklerinizi elde etmenin zaman alabileceğini kabul edin.
- Küçük başarılarınızı kutlayarak motivasyonunuzu artırın.
Evrendeki çekim yasası, hayatımızda bolluk ve iyilik yaratmanın güçlü bir yoludur. Olumlu düşünmek, duygularımızı yönetmek ve harekete geçmek, bu yasayı etkili bir şekilde kullanmamıza yardımcı olur. Unutmayın ki, evren her zaman yanınızdadır; yeter ki siz pozitif bir frekans yayıp, onu kabul etmeye hazır olun. Hayatınızda istediğiniz her şeye ulaşmak için bu yasayı bilinçli bir şekilde kullanarak, kendi gerçekliğinizi oluşturabilirsiniz.
Astrolog Zeynep Turan
Yazının Her Hakkı Saklıdır.
10.10.2024 Tarihinde Kaleme Alınmıştır.