JÜPİTER’İN BALIK HALİ
Zodyağın en son burcuna geçiş yapan Jüpiter’in namı “Şans Gezegeni”dir. Girdiği her alanı genişletmesi ile ünlü olan Jüpiter, Balık burcunda olduğu süreçlerde ise yeni alışkanlıklara gebe, eski alışkanlıklarını bırakmakta zorlananlar da zor sınavlara gebe. Jüpiter Balık burcuna geçecekse gelin Balık burcunu önceden bir tanıyalım.
Balık Burcunu Nasıl Bilirsiniz?
Ne kadar naif ve sakin görünen bir burç olsa da içi tabiri caizse bir derin devlet gibi olan Balık burcu sanıldığı kadar duygusal bir burç değildir. Duygularını içinde yaşar, yaşadıklarını ve onan söylenenleri unutmaz. Yönetici gezegenlerinden birisi olan Jüpiter ile kavuştuğu zaman bakalım neler ortaya çıkacak, hangi sırlar dökülecek.
Suyun Temsilcisi: Jüpiter
Jüpiter’in Balık hali vücudumuzdaki suyu temsil eder. Özellikle de gözlerimizdeki. Son dönemlerde aşırı bilgisayar kullanımı sebebiyle artan göz kuruluğu vakaları ise bu süreçte artış gösterir. Kısacası Jüpiter Zodyağın en derin düşünceli ve son burcuna ziyarette bulunduğu anda vücudumuzdaki su konuları daha fazla ön plana çıkar. Duygularımızın karmaşıklığının içinden çıkmak ve önceden anlamsız gördüğümüz konulara bir amaç katmak konusunda ise bize rehber olur. Çevremizle yapacağımız fikir alışverişlerinde daha verimli bir grafik çizerken arkadaşlık ilişkilerimizde karşı tarafa da güvenmek isteyeceğiz Jüpiter; “Kırgın ilişkiler yolu açsın, ben geliyorum!” Diyor.
Şans Gezegeni Bizi Kendimize Döndürüyor
Kova Çağı’nda bireyselliğe adapte olamayanları 16 Mayıs – 22 Temmuz arasında daha net bir şekilde gözlemleyeceğiz. Bu tarih aralığında genişleten gezegen, gündelik hayata şans gezegeni olarak tanımlanan Jüpiter’in Balık burcuna geçişini yapacak. Su burcunda hareket edecek olan şans gezegeni aslında içimize attıklarımızı ve son 15 yılın bizde yarattığı tahribatı gözlemlememizi sağlayacak. Kendimize hasar raporu çıkarırken nelerden vazgeçeceğimizi ve hangi yollara sapacağımızı daha iyi anlayacağız.
Pandemiyle Gelen Korkular
2020 gibi insanlığı eve esir eden bir yılı unutmak kolay olmayacak. Hele ki bazı yıllarda doğanlar, jenerasyon gezegenlerine bağlı olarak daha çok kapana kısılacak; evden çıkmaya korkar hale geldiklerini, özgürlüğün kapısından geçemediklerini fark edecekler. Meydanlara taşmanın hasretini çekenler bile sosyalleşirken kaygılarını dile getirmeye çalışacak. Yolları paylaşamayan sürücülerin kavgaları, kaldırımları paylaşamayan insanların kavgasına dönüşecek.
Bu Süreçte Bazı Hastalık Tanılarını Daha Çok Duyacağız
- Korku tüm dünyaya yayılırken, özellikle Avrupa ülkelerinde deşifre olacak.
- İlaç ve vitamin kullanımı bağımlılık safhasına gelecek.
- Korku iç güdüsü ile test yaptıranların sayısı artacak.
- Kaldırımları paylaşamayanların kavgalarına şahit olacağız.
- Kuaföre gitmek bile endişe uyandıracak, evde kendi çözümlerimizi üreteceğiz.
- Panik bozukluklar ile karşı karşıya kalacağız.
Özgürlük Bize Doğru Yaklaşırken, Özgürlükten Korkanların da Sayısı Artıyor
Panik havası giderek büyüyor ve hızlı bir şekilde de yayılıyor. Korku salgını ise tüm dünyayı sarıyor. Kulaktan kulağa dolaşan yanlış bilgiler ve sosyal medyada yayımlanan senaryolar da işleri kolaylaştırmıyor. Son bir yıldır yaşanan karmaşa, bireysel olarak uzun vadede her birimizi etkiledi. Elde olmayan nedenlerden dolayı kendimizi endişeli ve stres altında hissediyoruz.
Agorafobiye Dikkat!
Özellikle Agorafobi olarak tanımlanan hastalık dilden dile düşerken tükenmişlik sendromu yükselişte (in) olacak. Nasıl tanımlanır bu hastalık diye araştırdığınızda; alan korkusu olarak karşınıza çıkar. Yani kalabalığa dair her türlü ortama dayanamama olarak özetleyebiliriz. Artık sokağa çıkarken veya kalabalık bir ortama dahil olmaya karar verme aşamamız bir hayli uzayacak gibi duruyor. Kendi konfor alanını terk etmek konusunda zorluk yaşayan kişileri ise yenilenen ve sosyalleşen dünyada daha net gözlemleyeceğiz. Aile içindeki birinci derece akrabalardan uzaktan bir iş arkadaşına kadar. Dışında iyi görünmeye çalışan kişiler aslında içinde neler yaşadıklarını yansıtmak istemeyecekler.
“Yeteri Kadar Hijyenik Mi?” En Temel Sorumuz Haline Gelecek.
Sadece ülkemizde değil dünyada da bu ve benzeri hastalıklar ortaya çıkarken korku ve endişe hali dengeleri alt üst etmeye yeterli gelecek. Dezenfektan, maske, eldiven, kolonya gibi önlemleri bırakamayacak, bunlarsız sokağa çıkamayacağız. Tedirginliğimizi kırmak zaman alacak gibi gözüküyor. Korkuların normal olduğunu kabul edip her dönemin kendi çatısı altında yaşananları hatırlamak lazım. Salgın ortamında kaygıyı ve endişeyi yönetebilmek ise bir hayli zordur. Birçok açıdan maruz kalınan haberler ve şahit tutulduğumuz vakalar bizi korkunun kollarına teslim olmaya itecektir.
Bu Dönemi Nasıl Yönetebilirim?
- Sorunun ne olduğu ile yüzleşin.
- Korku ile kaygının arasındaki farkı ve korkunun doğasını öğrenin.
- Felaket senaryolarına yoğunlaşmayı bırakın.
- Mevcut durumunuzu değerlendirerek doğru adımları atabilirsiniz.
- Toplumsal duyarlılığı elinizden bırakmayın ama kendinizi de hapsetmeyin.
Şans gezegeni su burcundayken her ne kadar bazı dezavantajların işaretçisi olsa da yukarıda kaleme aldığım maddelerle kişisel hayatında ilerleme kaydetmek isteyenler üzülen taraf olmayacak.
Jüpiter’in Karanlık Tarafı
Bütün dünyada artan iyilik challengeları (meydan okumaları) devam ederken ve yüksek takipçisi olan ünlüler birçok kampanyada boy gösterip “ben iyiyim” imajı çizse de içlerinde çeşitli mental sorunları olduğunu magazin sayfalarından okuyabiliriz. Üzülerek örnek vermem gerekirse Jüpiter’in Balık seyri 21 Temmuz 1951 doğumlu aktör Robin Williams’ın 11 Ağustos 2014’te intihar etmesi gibi benzer vakaları istemesek de duyabileceğimizin üzerinde duruyor
Unutmayın!
Neptün’de zamanında Balık burcundaydı, demektir ki Jüpiter, Balık burcuna taşınıyorsa evdeki misafiri rahatsız edecek demektir. Evdeki misafir kim derseniz; 2012’den bu yana Neptün… Bunların kaynaşma tarihine hiç geçmiyorum bile, bunu size her yerde anlatacağım, yolumuz uzun, 2022’nin Ekim’ine kadar…
Astrolog Zeynep Turan
Yazının Bütün Hakları Saklıdır
Kaynak Gösterilerek Dahi Kullanılamaz
22.04.2021
