Facebook, Instagram, TikTok ve YouTube gibi platformlar, yalnızca bilgi edinme ve eğlenme amacı taşımakla kalmayıp, aynı zamanda sosyal etkileşimlerin de önemli bir alanı oldu. Ancak bu durum, çocukların sosyal medya kullanımının etkileri üzerine ebeveynlerin endişelerini artırmaktadır. Özellikle, sosyal medyanın çocukların duygusal ve psikolojik gelişimi üzerindeki olası etkileri, dikkatle ele alınması gereken bir konudur.
Sosyal medya, 21. yüzyılda kendini aşmaya çalışırken giderek daha pornografik, tehlikeli ve insanları, özellikle çocukları ve gençleri yutan bir hale geldi. Bu süreçte dev bir kara delik oluştu ve bu kara delikte gençler, birbirlerini ötekileştirip yalnızlaştırarak, sadece görsel algılarla etkileşimde bulunmaya başladılar. Çocuklar ise, dijital dünyanın etkisiyle, yemek yerken bile elinden tableti bırakmayan, dijitalsiz yapamayan bireyler haline geliyor. 21. Yüzyılda Plüton’un Kova, Neptün’ün ise Koç burcundaki hareketiyle birlikte bu iki gezegenin ortalama 15 yıl sürecek uzun soluklu yolculuğu teknolojinin çok başka bir boyuta gelerek, internetin etkisiyle büyüyen çocukları dünyaya getirecek.
Gelecekte insan nasıl bir forma geçecek o belli değil lakin o geçişe kadar arafa düşen kişilerin sayısı da artacak. En başta da çocuklar üzerinde zorlayıcı ve yıpratıcı olacak. Her ne kadar çocuğunuzu teknolojiden uzak tutacak olursanız olun bugün akıllı tahtalardan, kod yazmalarda kullanılan tabletlere kadar indirgediğimizde her şekilde teknolojinin bir yansıması olduğunu görüyoruz.
Sosyal Medyanın Çocuklar Üzerindeki Etkileri
Sosyal medya, birçok fırsat sunarken aynı zamanda çeşitli riskler de içermektedir. Çocuklar, sosyal medyada karşılaştıkları içeriklerden etkilenebilir ve bu etkiler onların gelişimini olumlu ya da olumsuz yönde şekillendirebilir.
- Zorbalık ve Dışlanma
Sosyal medya platformlarında zorbalık, maalesef çok yaygın hale geldi. Çocuklar, anonim hesaplar aracılığıyla başkalarını hedef alabiliyor. Örneğin, bir çocuk sosyal medya platformunda yeni bir fotoğraf paylaşıyor. Arkadaşları, bu fotoğrafın altına "Bu çok kötü" veya "Seninle kimse arkadaş olmak istemez" gibi olumsuz yorumlar yazıyor. Bu tür zorbalık, çocuğun özsaygısını zedeler ve kendisini dışlanmış hissetmesine neden olabilir. Üstelik bu tür zorbalıklar sadece sosyal medya platformlarında değil, gerçek ortamlarda da yaşanmaktadır.
- Duygusal Sorunlar ve Depresyon
Sosyal medya, çocukların kendilerini karşılaştırmalarına yol açar. Örneğin; bir çocuğun sosyal medyada gördüğü “mükemmel” hayatları sürekli düşünmesi, zamanla onun kendini yetersiz hissetmesine neden olur. Herkesin bir şekilde "en iyi versiyonunu" gösterdiği bu platformlar, çocuklarımızın gerçeklikten kopmasına ve duygusal sorunlar yaşamasına yol açabilir. Araştırmalar, sosyal medya kullanımının depresyon ve anksiyete ile bağlantılı olduğunu gösteriyor. Bu nedenle, çocuklarımızın bu tür içeriklere maruz kalmasını en aza indirmek için dikkatli olmalıyız.
- Gizlilik ve Güvenlik Tehditleri
Çocuklarımız, sosyal medyada paylaştıkları her şeyin kalıcı olduğunu pek fark edemiyor. "Benim başıma bir şey gelmez" düşüncesiyle tanımadıkları kişilerle iletişime geçebiliyorlar. Bu, onları çeşitli tehlikelere açık hale getiriyor. Sosyal medyada paylaşılan konum bilgileri, çocukların güvenliğini tehdit edebilir. Tanımadıkları birinin kendilerine ulaşma ihtimalini göz ardı etmemek gerekiyor. Bu yüzden, gizlilik ayarlarının ne kadar önemli olduğunu onlara anlatmalıyız.
- Ekran Bağımlılığı
Sosyal medya, çocukların ekran başında geçirdiği süreyi ciddi şekilde artırıyor. Çocuklar, saatlerce telefonlarına bakabiliyor, bu da fiziksel aktivite eksikliği ve obezite gibi sağlık sorunlarına yol açabiliyor.
- Yanlış Bilgi ve Algı Yönetimi
Sosyal medya, yanıltıcı bilgi ve sahte içeriklerin hızla yayıldığı bir platform. Çocuklarımız, doğru bilgi ile yanlış bilgiyi ayırt edemeyebilir. Bu tür yanlış bilgilerin, onların dünyaya bakış açılarını olumsuz etkileyebileceğini unutmamalıyız. Çocuklarımıza, internette gördükleri her bilginin doğru olmadığını öğretmek gerekiyor.
- İçerik Riskleri
- Çocuklar, sosyal medyada cinsel içerikli veya saldırganlık içeren materyallerle karşılaşabilir. Örneğin, TikTok’ta rastgele paylaşılan bir video, çocuğun zihninde travmaya yol açabilir. Bu tür içeriklerin etkileri, çocukların kişilik gelişimini olumsuz yönde etkileyebilir.
Ebeveynlerin Tutumu
Ebeveynlerin çocuklarına yaklaşım biçimi, onların sosyal medya deneyimlerini şekillendirir. Ebeveynlerin bu konuda izleyebileceği çeşitli stratejiler bulunmaktadır:
- Açık İletişim Kurma: Ebeveynler, çocuklarıyla sosyal medya deneyimlerini paylaşmalarını teşvik etmelidir. Örneğin, çocuğunuz sosyal medyada bir zorbalık olayına tanık olduysa, bu durumu onunla açık bir şekilde konuşarak, duygularını ifade etmesine yardımcı olabilirsiniz.
- Sosyal Medya Kullanımını Denetleme: Ekran süresini sınırlamak ve hangi içeriklere eriştiklerini gözlemlemek önemlidir. Çocukların, belirli bir süre sosyal medya kullanmalarına izin verirken, bu süreyi aşmamaları konusunda net kurallar koyabilirsiniz.
- Rol Model Olma: Kendi sosyal medya kullanımınızı gözden geçirerek sağlıklı bir örnek olun. Çocuklar, ebeveynlerinin davranışlarını taklit etme eğilimindedir, bu nedenle kendinizi sosyal medyada nasıl kullandığınız konusunda dikkatli olmalısınız.
- Gerçek ile Sanalı Ayırma: Çocuklarınıza sosyal medyada gördükleri içeriklerin gerçekçi olmadığını anlatın. Örneğin, onlara sosyal medya fenomenlerinin genellikle sadece en iyi anlarını paylaştığını ve gerçekte yaşamlarının her zaman öyle olmadığını açıklayabilirsiniz.
- Gizlilik Eğitimi Verin: Çocuklarınıza, internette paylaşılacak bilgiler hakkında eğitim verin. Hangi bilgilerin güvenli olduğunu, kimlerle iletişim kurabileceklerini açıklayın.
Astrolog Zeynep Turan
Yazının Her Hakkı Saklıdır.
18.10.2024 Tarihinde Kaleme Alınmıştır.
