Yükleniyor . . .

DÜNYA ÖKSÜRÜYOR... BÜYÜK PLAN DAHA HIZLI AKMAYA BAŞLIYOR…

İzzet Çapa- Zeynep Turan 1 Kasım Röportajı...

Anlat bakalım gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar yeryüzünde nelerin habercisi bugünlerde?

Ooo anlatacak neler var neler! 2008’in bitmesine yakın, gökyüzü bir sonun başlangıcına start verdi. 

Ne demek bu şimdi?

Bu değişim ‘’Mahşerin Dört Atlısı’’ olarak tanınan gezegenlerden ilki Plüton’un devreye girmesiyle başladı. Karanlık işleri yöneten gelenekçi kolektif bu gezegen, zaten varlığını da resmi olarak ispatlamayı o tarihlerden sonra kafaya koymuştu.

 

Plütondan lise arkadaşınmış gibi bahsediyorsun… 

(Gülüyor) Gel istersen Plüton’un etkisiyle 2008’in sonundan beri dünyada gerçekleşen olayları hatırlayalım ve kendisi dost mu düşman mı okuyanlar karar versin. 

Neler yapmış bizim huysuz gezegen?

ABD Başkanı Barack Obama’nın göreve gelmesinin ardından 2 Temmuz 2009’da Amerikan güçlerinin Afganistan'da Taliban'a karşı ilk büyük saldırısı "Hançer Operasyonu" Helmand’da başladı. Hemen iki gün sonra 4 Temmuz 2009’da, Kuzey Kore 24 saatte 7 kez füze denemesinde bulundu. Temmuz’un 6’sında da, Güneş'te son bir yılın en büyük patlaması tespit edildi.

Ne yani bütün bunların sebebi gökyüzünde mi gizli?

Plüton, bilinmeyeni çok sert bir şekilde ortalığa çıkarıp, tüm tabuları kökten değiştirmeyi hedefliyordu. Bir bakıma atın ayak sesleri uzaktan duyulmaya başlamıştı ve tehlikenin geldiğini haber veriyordu. Dünya devleri arasında oluşan bu eş zamanlı hamlelerin altında hep Plüton’un yok edici ruhu ve planları yatmaktaydı. 

Sen neymişsin be Plüton demeden duramayacağım! neymiş peki hain bu planlar?

Oğlak burcunda hareket eden ve tüm gelenekleri alaşağı etmeyi hedefleyen Plüton, değişimi ve teknolojiyi temsil eden Uranüs ile birlikte 2018’e kadar topluluklara  kafa tutmaya karar verdiler.  Bu da insanlık tarihinin en entrikalı yıllarının geldiğinin işaretiydi. Bu sinyaller Mayalar tarafından bile görülmüş olmalı ki; 2012 yılının sonuna dikkat çekmişlerdi.

Bu sonun başlangıcını mı yoksa sonuçlarına katlanılması gereken zamanları mı işaret ediyor?

Bu konu tarih bilimcilerin bile dikkatinden kaçmamıştır. Ancak onlar bile bir yerden sonra zaman hesaplamaları yerine sonuçları, öngörüleriyle, geleceğe not düşmeyi tercih etmişler ve durumu bir sonraki nesillere bırakmışlardır . Akıllardaki ortak sorulardan biri;  ‘gelişmiş ülkelerin rezervleri’!

Bu bir çeşit teknoloji ve geleneksel yapının savaşı değil miydi? 

Gel istersen konuyu gökyüzü dili ile anlatayım. 

Anlayacağımız dilde anlatsan daha iyi olur… 

(Gülüyor) Olanlara gökyüzünün ekranından bakmak aslında çok da zor değil. Dünyadaki süper güçlerin planlarını, akılları zorlayan bir matematikle nasıl yürüttüklerini birlikte göreceğiz. İlk olarak şunu belirteyim, inovasyon ve teknoloji devrimlerinin devam edeceğinden hiç şüphen olmasın. Aslan burcu Obama’nın  bir masalın kahramanı olma çabasından, Çin’in ekonomik kan kaybının devam etmesine kadar pek çok sinyal az önce bahsettiğim tarihlerde hissedilmişti. Dünya ekonomisi bu sinyalleri alıp, farklı açılımlara geçmiş olamaz mı?

Onu anladık da, peki Ortadoğu bu sinyallerden nasibini almadı mı?

Almaz olur mu? Ortadoğu dediğimiz yer aslında tüm kaynakların ve dinlerin kalbi! Ancak göklere varan surlarının yıkılabileceğini kabul etmedikleri gibi hala da etmiyorlar.

Kalp atışındaki değişiklikler neler?

Ortadoğu kendi kahramanlık hikayeleriyle beslenmekten 2002 -2003 yılında vazgeçti. Kendi sisteminin eksiklerini çok iyi bilen uyanıkların katkıları ile ateşlenen fitil, Büyük Ortadoğu Projesinin hayata geçmesini kolaylaştırdı. Bir nevi dünya devlerinin ekmeklerine yağ sürmeyi araç olarak seçtiler.  O dönemin Amerikan Başkanı George W. Bush şahsına münhasır bir şekilde, ülke yönetiminden çekilirken;  yürürlüğe konan plan ise hiç değişmedi.  11 Eylül saldırısı ile de dikkatler dağılınca, bu proje için ellerinde geçerli sebepleri oldu… Bu tamamen komplo teorileri ile yönetilen, aslında o dönemin planlanan oyununun ilk sahnesiydi. Ne yazık ki bedelini ödeyenler ise günahsız insanlar oldu. Asıl amaç Afganistan ve Taliban’ı yok etmekti. 

Sence dertleri kendi yazdıkları senaryonun intikamını almak mı yoksa yeni dünya sınırlarını çizmek miydi?

Bunu zaman cevaplayacaktı.  O zaman geldi ve tüm dünya ekranlarında sahnelenmeye başlandı. 2011 yılında gökyüzü oluşumlarının yıkıcı göstergesi Plüton tarafından tek tek deşifre edilmeye başlanınca, işlerin bir parça da olsa yoluna girdiğini düşündüler. Tek fedakârlıklarını halka hazmettirmeye çalışırken, kendileri Ortadoğu projesinin pimini çekmek ile meşgul olacaktı ve oldular da! 

Peki, 2011de bu ekrandan başka neler seyrettik?

Gel istersen bunları madde madde sıralayalım;

* 4 Ocak 2011’de gökyüzünde parçalı Güneş Tutulması gerçekleşip Plüton- Uranüs karesi yaşandı. Gelenekçi ve yok edici Plüton ile, asi ruhlu delikanlı Uranüs birbirlerine meydan okurlarken ilk çıkar sevdasına da o gün düştüler.

*1 Temmuz 2012’de parçalı Güneş Tutulması gerçekleşti.

Peki, bunların dünyaya yansımaları nasıl oldu?

*11 Şubat 2011’de Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek görevinden istifa ederek yetkilerini orduya devrettiğini açıkladı.

*15 Mart 2011’de Suriye'de iç savaş başladı.

*19 Mart 2011’de TSİ Libya'da Kaddafi güçlerine karşı bombardıman başlattı. İlk hedef, Fransa’ya ait bir savaş uçağı tarafından vuruldu.

*2 Mayıs 2011’de Usame bin Ladin Pakistan'ın Abbottabad şehrinde Amerika Birleşik Devletleri Silahlı Kuvvetleri tarafından öldürüldü.

*22 Ağustos 2011’de Muammer Kaddafi devrildi ve 20 Ekim 2011’de linç edilerek öldürüldü.

*15 Aralık 2011’de Amerikan ordusu Irak'tan çekildi ve Irak savaşı resmen sona erdi.

*Türkiye'de ise 14 Mart  2011'de İbrahim Tatlıses silahlı saldıraya uğradı.

Bak bu anlattıklarımı yabana atma. Yüzeysel magazin haberlerinden değil dünya tarihini değiştiren olaylardan bahsediyorum. 

Mahşerin iki atlısı yeterince ortalığı karıştırdı. Peki üçüncü atlı hangisi?

Neptün! Aslında bu puslu gezegen 2011 Nisan’ında Balık burcuna taşınmıştı. Kendi seyrinde ilerlerken iki ay sonra geri gitmeye başlayınca da olanlar oldu ve akan kaos programının yönünü değiştirdi.  Çünkü Neptün, olayların içine olmadık hesaplar katabileceğini vurguluyordu. 3. atlı, öncü burçlarda hareket eden diğer gezegenlere kafa tutmaya ya da şöyle söyleyeyim diğer gezegenlerden çok daha bağımsız hareket edeceğini ifşa edince gökyüzü yeryüzüne yeni bir dönüşümün ilk izlerinin işaretini verdi. Ve Ortadoğulu bir ailenin, liderlik vasıflı mirasçısı olan, dengeleri yöneten bir kişinin yıldızını parlattı. 

Kim bu Neptünden torpilli lider?

Barzani! 1946 doğumlu Barzani alternatifsiz liderlik vasfına resmiyet kazandırmak için Şubat 2011’de NATO tarafından verilen Atlantik ödülüne layık görüldü. Aynı yıl ödülle birlikte verilmek istenen barış mesajı 29 Mart 2011 günü dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile Erbil’de bir araya gelinerek, bir nevi “elçiye zeval olmaz’’ şeklinde iletildi. Bu ülkemiz için de bir ilkti çünkü tarihte ilk defa, bir Türkiye Cumhuriyeti Erbil’i ziyarette bulunuyordu. O dönemin başbakanı Sayın Recep Tayip Erdoğan 26 Şubat 1954 doğumlu. Doğum gününe haritasında toprakta hareket eden hiçbir göstergesi yok. Bu da onun çocukluktan bu yana dava adamı olduğunu ve dünyada ki liderlerin oyunlarını nasıl yönettiklerini görebilme yeteneği veriyordu. Aynı dönemde başka etkenler de, Türkiye’nin dünya gündemindeki yerini farklı açılardan belirlemesine neden oldu. Bunların hiç biri tesadüf değildi.  Bu kişilerin de haritaları sıradan değildi. Gökyüzü herkes için hızlı virajlara girmişti. Bir yandan Orta doğudaki siyasi duruşumuz sivrilirken, öte yandan kendi asli sorunlarımız çözümü gittikçe daha da zor bir denklem haline geliyordu.

Nedir bu bahsettiğin diğer denklemeler?

PKK’nın 1979 Kasım’ında Kürdistan İşçi Partisi ismiyle partileşmesinden bahsediyorum. Asıl değişimi 2011’de yaşamaya başlarken, gökyüzünün dönüşümünden payına düşeni fazlasıyla alanlardan biri oldu. Bütün dünyanın tanık olduğu, kandan beslenen bu örgüt, kendi içinde kan kaybetmeye başladı. Bu durumu kan kaybetme değil de; siyasileşme olarak göstererek yollarına devam ettiler. Bu esnada, Ortadoğu masalının kahramanı olmaya çalışan ABD’nin yaşadığı ekonomik krizin ardından PKK’nın örgütsel yapısı zayıfladığı için para kaynakları azaldı. Peki, gökyüzünün onlar için bir planı yok muydu? Vardı elbette...

Bunları dinledikten sonra, mahşerin dördüncü atlısını sormaya korkuyorum inan artık

Eh tabii sıra, tüm dünyada tozu dumana katan dördüncü atlı Satürn’e geldi! Bu gezegen öğreten, zorlayan, hırpalayan bir gösterge! Artık gökyüzünün rotası belliydi, Satürn Ekim 2012’de akrepe geçiş yaptı.

Bu rota bize çevrilince neler oldu?

Ekim 2012’de TBMM Suriye gündemiyle olağanüstü toplanıp, hükümete Suriye'ye askeri operasyon yetkisi verdi. Bunun yanı sıra 11 Mayıs’ta Reyhanlı’daki patlama, hemen ardından da 28 Mayıs’ta Gezi Parkı olayları gerçekleşti.

 

Mayaların kehanetindeki gibi belki dünya ölmedi ama insanlık yavaş yavaş ölüyor! 2012 tesadüf mü?

Bu kadar eş zamanlı olaydan sonra, hala tesadüf olduğunu düşünüyor musun? Dünyanın sonu gelmedi ama dengeler tamamen değişti. 2009’da başlayan bu süreç, Mısır’daki katliam gibi 2013’le birlikte ön görülemeyen olayların gelişmesine yol açtı. Devrilen hükümetlerin, değişen rejimlerin ve silahlı çatışmaların ardından bastırılan isyanlar, büyük çaplı protestolar, küçük çapta gösteriler ve tüm yaşananlar, Arap Dünyasını içine çekmeyi başardı. Artık hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağını gökyüzü dünyaya gösterirken, bireysel ve kurumsal devlerin de bu duruma çözüm üretme konusundaki yaklaşımlarını bir alt yapıya oturttu. Değişmek isteyen Uranüs, gelenekçi Plüton’a meydan okudukça avuçlarını kaşıyan ganimet avcılarının ekmeğine yağ sürülüyordu.

 

Kim bu ganimet avcıları?

En başta IŞİD! Bu örgüt 2014’te yaşanan Kanlı Tam Ay Tutulmalarıyla varlığını iyice ortaya çıkardı. Aslında örgütün hareketlerini tarihsel olarak takip edersen, gökyüzü yine tesadüflerin yeryüzünde olmadığına bir kez daha vurgu yapıyordu. Gökyüzünde mahşerin dört altlısı olarak adlandırdığımız gezegen olaylarının, yeryüzüne yansımasını birebir yaşıyorduk.

 

Büyük laf ediyorsun, sen onu geç de ganimet avcılarını anlatmaya devam et

2004’de El- Kaide’ye katıldığını açıklayan, 2014 ise ayrıldığı iddiasını ortaya atan IŞİD; bölgede farklı açılardan hem silahlı hem de siyasi imaj yarattı. Kendini Müslümanların cihat ordusu olarak tanımladı. Bu sırada PKK da kendini Kürtlerin ordusu olarak ilan etti. IŞİD denilen yapı; bir anda o kadar büyük bir kitleye hitap ederken, kendi paralarını ve kimyasal silahlarını üretmeye de başladı. Öyle ki 2014 ortalarında gökyüzünde kanlı Ay Tutulmaları yaşandığında sınırlarımızda IŞİD artık PKK’yı vuruyordu! Gelişmiş ülkeler ekonomik krizle uğraşırken, Irak hükümetinin istihbarat birimlerinin bir IŞİD ajanından edindiği bilgiye göre, örgütün iki milyar dolarlık finansal gücü olduğu ortaya atıldı. Bütün bağlarından kurtularak gelen bu örgüt, başka örgütlerin de önüne geçmeyi hedeflediğini net bir şekilde ifşa etti.

 

Önümüzdeki süreçte Türkiyeyi neler bekliyor?

Öncelikle, Türkiye’nin bugün yaşadığı seçim sonuçlarını bizden de çok Ortadoğu’nun merak ettiğini belirtmeliyim. Her ne kadar bizim için önemli olduğunu düşünsek bile, yarın sabahtan itibareen Ortadoğu’nun elinde uygulamaya geçireceği iki türlü planı olduğunu bilmeliyiz.

Twitburc değil, Wikileaks mübarek! Söyle bakalım neymiş o planlar?

Biz mi Ortadoğu’nun kaderini belirleyeceğiz?  Yoksa Ortadoğu’mu bizimkini belirleyecek! Bu sorunun cevabını 2016 Mart ayına kadar net bir şeklide alacağız. Çünkü o tarihte eşine az rastlanan dörtlü tutulmaya cila olacak bir tutulma daha gerçekleşecek. Bu da bize sınavlarımızın devam ettiğini gösteriyor.  Dünya dönüyor. Ama bu sefer yalandan dönmüyor.

Seçim sonucunu merak etmeyen yoktur herhâlde? Ama sonrasında bizi neler beklediği daha önemli!

Gökyüzü 7 Haziran 2015 günündeki gibi karışık ve belirsiz olmadığı için, karşımıza çok daha net bir tablo çıkacak! Çünkü unutmayın bir kere şaşırdığımız şeye ikinci kez şaşırmayız. Burada altını çizmek istediğim konu şudur ki; belki bu röportaj yayınlandığında ya da kısa bir süre sonra yine sınır komşularımızı ilgilendiren can sıkıcı olaylar yaşanabilir. Aman dikkat canımızın sıkılması bir tür uyarı mahiyetinde olabilir.

Off yine neyin sinyali verilecek Allah aşkına!

Komşularımız sadece kendi siyasi politikalarından dolayı dertli oldukları için değil de, onların düşmanları ile dostluk kurmamız konusunda bazı uyarılar vermek isteyebilirler. Çünkü Güneş dün Türkiye’nin güneş burcuyla kavuştu! Bu da hiç olmadık tarihi olayların perdesinin aralanacağını vurguluyor. 

Aralasana azıcışu perdeyi

Burada büyük planın içinde dönen olayların asıl bedelini ödeyenlerden biri Sayın Demirtaş olabilir, çünkü o bir Koç burcu! Ne yardan ne serden geçen Demirtaş, partinin kurulduğu tarih olan 15 Ekim 2012 ‘den sonraki dönemlerde, parti içindeki yükselişini ‘’Eş Başkan’’ olarak belirlemiş olmasına rağmen arada kaldığı birçok parti içi olay yaşadığı gibi; 2015’in son günlerine kadar parti içindeki değişim ile gündemde yerini alabilir.

Gidişat, karar mekanizmalarını etkileyecek mi?

27 Ekim 2015 tarihinde gerçekleşen Boğa burcundaki Dolunay, Türkiye’nin 7.eviyle etkili oldu.

Hopppala yine geldik, en anlamadığım evler konusuna..

7. ev, bireysel haritalarda evlilik evi, ülke haritalarında ortaklık ve anlaşma evidir…İlk rüzgâr burada hissedilecek. Bu durum da birilerini kahraman ilan etmek için birilerini kurban etmeye kadar gidebilir. “Niye HDP böyle bir şey yapsın ki?’’ diyenler ise cevabı partiyi biraz yakından izlerlerse bulabilir. Dengeyi sağlamaya çalışan Terazi burcunun tavrıyla hareket etmeye çaba gösteren HDP, aslında en büyük sıkıntıyı kendi içlerinde yaşadıklarını göstererek veriyorlar. 28 Ekim’de Terazi burcunda gerçekleşen tam Ay Tutulmasından etkilenmiş oldukları çok açık. Bu demektir ki aslında HDP daha çok büyük değişimlere gebe…

Peki seçimlerden koalisyon mu çıkar?

 Çıkması çok az bir olasılık çünkü olayların akışına göre orta doğuya yardım elini uzatan bizim ülkemizde sayın cumhurbaşkanımız dolayısıyla koalisyon olur diyelim olsa bile  sayın cumhurbaşkanımızın kurduğu partinin sözü geçer.  Gökyüzü puzzle gibidir ancak tüm parçalarına aynı anda bakmamız gerekir. AK Parti son yıllarda neden bu kadar büyük kırılmalardan geçtiğini düşünebilirsiniz. Sebebi Satürnyen etkiler olarak yorumlayabiliriz. Satürnyen etkiler ne demek dersen? Seçimde istedikleri istikrarı yakalasalar da seçim öncesi yola çıkılanlarla birlikte devam etmeyeceklerinin altını çiziyor gökyüzü…

Satürnyen etkiler nasıl bir kırılmaya neden oldu?

Satürn, Astrolojinin öğreten göstergesidir. Bu öğretme döngüsü AKP için 2014’te  başlamıştır ve gökyüzü bu konuda işaretlerini son derece vermiştir! Burasını isteyen araştırabilir. AKP 2017’ye kadar kurucuları ile yola devam etmeyeceğini işaret eden bir transitin etkisinde. Çünkü tek başına iktidara geldiği tarihte Satürn ikizlerdeydi. Bu demek oluyor ki, 2018’e kadar Satürn Yay transiti, onları köklü kararlar almaya zorlayacak. Büyük revizyon ise 2016’nın ilk aylarında… Ve tabi doğuda ve Ortadoğu’da rüzgârın yönünü değiştiren Akp, aldığı kararları çok öncesinden planladığı için secimden sonra muhakkak çok hızlı bir şekilde hayata geçirecekler.  1 Kasım 2015 gününü su burcunda gerçekleşen büyük üçgen,  3 Kasım 2002 yılındaki gökyüzüne vurgu yapıyor.  Bu bağlamda gündemdeki kişileri hızla değiştireceğini göreceğiz. Birilerini alaşağı ederken,  birilerinin ise öz güvenini geri kazandırmak için elinden gelen tüm desteği verecek gibi görünüyor.

Şu gökyüzündeki puzzleda bizi ilgilendiren başka ne parçalar var?

Çin’in hamlelerini dikkat etmemizde büyük fayda var. Eğer Ortadoğu oyununa onlar da girerlerse, bu kadar yakınlarımızda dönen olayları nasıl yöneteceğiz? Bunu şimdiden düşünmemiz gerekebilir. Her ne kadar etkilenmedik desek bile, dünya büyük bir ekonomik krizden geçerken sizce bunlar 3. Dünya ülkelerini yutma planları değildir de, nedir! Önümüzdeki günlerde bunlarla yüzleşiyor olacağız.

Peki, bu gökyüzü satrancında sana göre hamlemiz ne olmalı?

Öncelikle kurulu bir oyunun parçasıysanız, oynuyormuş gibi gözükmeniz gerekebilir. En azından karşı tarafın ne yapmaya çalıştığını (uzantılarını) anlamak için bunun için de ilk adım iç istikrarı yakalamak gerekir.

Nasıl?

Burada kaderimizi kendimiz tayin edeceğiz! Eğer birbirimizin tavuğuna kış demekle uğraşıp, sen- ben- o meselesine düşersek, çevremizde dönen oyunları göremeyiz. 2018’den sonra kurtlar sofrasının tam ortasına düşebiliriz. Uranüs, farklı bir bakış açısıyıla Boğa burcuna geçiş yaparken o güvendiğimiz dağlara kar yağdığını görünce kafamızı duvarlara vurmayalım! Satürn 2,5 yıllık Yay’daki misafirliğiyle birlikte siyasi ve politik yönetimi, din ile bağdaştıran tüm ülkeleri farklı sınavlara tabii tutmaya devam edecek. Sıkışan bu sisteme, dünya devleri oyuna yeni oyuncular dahil etmeyi planlarken hangi ülkelerin maşa olacağını hep beraber göreceğiz. Yaşananlar en iyi stratejistlerin bile hayal dünyasını zorlayacak nitelikte… Anlayacağın, bu devir illüzyon ve kurgu, matematiğin önüne geçti. Biz ise 2 Kasımdan sonraki süreç ne hızla akacak onu görmeye çalışmalıyız. 

Ne olacak bu dünyanın hali?

Tüm dünyada ruhsal hastalıklar bir çığ gibi artarken narsisizmin gündelik bir tutku haline geldiğini göreceğiz. Kendimize olan aşkımız yüzünden, ilişkilerimizde yaşacağımız sorunlar her geçen gün bizi biraz daha yalnızlığa, bireyselliğe ve teknolojiye doğru itecek. İnsanların eğlence anlayışlarıyla birlikte ilişki yaşayış şekilleri de değişecek. Bilim ve tıp, tarihte altın yıllarını yaşamaya başlayacak. Avrupa; dünyada popüler kitlelere hitap eden, sanattan modaya, müzikten sinemaya kadar birçok alanın yüzünün değişimi başlatan merkez olacak. Bir yandan spiritüel dünyayla bağımız artarken, öte yandan başkalarının acılarına duyarsızlaşacağız. Zaten bu yıl, tüm dünyada iç acıtan, insanlığımızdan utandığımız olaylara hep beraber şahit olmadık mı?  Sözün özü; dünya öksürüyor, büyük plan ise artık daha hızlı işliyor! Bu yüzden verebileceğimi tek mesaj, vicdanınız pusulanız olsun!

Astrolog Zeynep Turan

04.11.2015

Yazının Her Hakkı Saklıdır...

 

Günün Ruh Hali
Çift ruhlu bir gün. Memnun olmakta zorlanabileceğimiz bir gün. Kafamıza taktığımız konulara bahane değil de çare aramak isteyeceğiz.Çift ruhlu bir gün. Memnun olmakta zorlanabileceğimiz bir gün. Kafamıza taktığımız konulara bahane değil de çare aramak isteyeceğiz.
Zeynep Turan
Hakkında
Astroloji bir yol haritasıdır. Hayatınızla ilgili keskin bir viraj aldığınızı düşünüyor olabilirsiniz. Peki, o zaman size bir soru; İçinde bulunduğunuz dönemin hayatınızdaki en zor dönem olduğuna nasıl karar veriyorsunuz? Astroloji bunları yıl yıl cevaplıyor! Zeynep Turan; doğum haritanızda yani horoscope haritanızda, size özel olayları anlatırken, olayları nasıl yöneteceğinize dair danışmanlık da veriyor…Siz doğum bilgilerinizi veriyorsunuz, Zeynep Turan doğum anınızdaki gezegen konumlarından hayatınızda neyin öne çıktığını anlatıyor.
Yükselenini Hesapla
2023 Karar
Gezegen hareketleri 2023’ün seçilmiş bir yıl olduğunu iddia ediyor...